Can Dündar

Can Dündar

candundarada@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Her ay ilginç bir sınav sorusu geliyor önümüze... Geçen ayın sorusu Diyarbakır’daki bir Anadolu Lisesi’nden gelmişti. Dinibütün bir kimya öğretmeni, 10. sınıflara şu soruyu sormuştu:
“X şahsı hayatı boyunca 3.10 üzeri 22 tane iyilik ve 4.10 üzeri -2 mol kötülük yapıyor. Hesap günü mizanda iyilik ve kötülükleri tartılıyor. İyilikleri ağır gelirse cennete, kötülükleri ağır gelirse cehenneme, tam nötrleşme olursa Araf’a (hayvanların ve delilerin barınacağı yere) gidecek. Bu şahsın hesabı görülünce durumu ne olacak?
İşlem yaparak sonucu bulunuz.”
“Ahiret suali” derler ya; tam öyle...
Merak edip bir kimya öğretmenine çözdürmüştük.
Cevap, sevindiriciydi:
“X, cennete gidiyor”du.
* * *
Bu ayın sürpriz sorusu ise geçen hafta sonu yapılan devlet parasız yatılılık ve bursluluk sınavında çıktı. Sosyal bilgiler sınavının 21. sorusuydu. Ahiret sorusuna göre daha kolaydı. En azından soruyu soranın hangi cevabı işaretlememizi istediğini hemen anlayabiliyordunuz.
Soru şu:
“Evrendeki düzen, hiçbir şeyin rastlantı sonucu ortaya çıkmadığını göstermektedir. Evrendeki varlıkların kendi kendilerini var etme güçleri yoktur.
“Bu bilgilerin ikisini de iyi değerlendiren kimse, aşağıdakilerden hangisine ulaşır:
A) Varlıklardaki düzen onların kendilerini var ettiklerini gösterir.
B) Evrenin varlığının bir başlangıcı yoktur.
C) Evrendeki varlıklar rastlantı sonucu ortaya çıkmıştır.
D) Evren bir yaratıcı tarafından planlı bir biçimde yaratılmıştır.
Aslında sosyal bilgiler sınav sorusundan çok, kişilik analizinde kullanılan anahtarları andırıyor değil mi?
A’yı ve C’yi işaretlerseniz sorunun başındaki iki cümleyi okumamışsınız ve tehlikeli “Darwinist” eğilimler taşıyorsunuz demektir.
B’yi işaretlerseniz Allah vermesin“Ateist”sayılırsınız.
D’yi işaretlediyseniz, belli ki yatılı okuma ve burs imkânını hak eden bir “Mümin”siniz.
İnsanın aklına başka bir soru geliyor:
Acaba cevap anahtarında kazara “A”, “B” veya “C”yi işaretleyen öğrencilerin “hesabı görülünce” durumları ne olacaktır?
* * *
Yaratıcı bir din eğitimi değil mi?
Böylece her ders, “asıl ders”in ezberine katkıda bulunuyor.
“Sınavla mümin yoklama eğilimi” (eğitimi?) sürerse, yakında diğer sınavlarda da bunun örneklerini görebiliriz.
Mesela bıktırıcı havuz problemleri biraz güncelleşebilir:
“Zemzem musluğu havuzun tamamını (a) saatte doldurabiliyor. Tabandaki şarap ise (b) saatte tahliye oluyor. Havuzda zemzem, ne kadar sürede şarabın yerini alır?”
Matematikteki işçi soruları da daha renkli hale getirilebilir:
“Recep’in tek başına 20 dakikada yaptığı bir işi, Deniz ancak 20 günde bitirebiliyor. Recep 1 gün, Deniz bir hafta çalışırsa işin ne kadarı biter?
Talebe iyi yetişsin diye fizikte “ampulün çalışma sistemi”ni sorarsınız; Türkçede “Beraber yürüdük biz bu yollarda” eserinin güftecisini...
Geçersiniz coğrafyaya, yazarsınız tahtaya:
“Davos, en çok neyiyle ünlüdür?”
“Rabb, Cleveland’ı hangi iş için işaret etmiştir?”
Öyle bir sınav ki, cevap anahtarı, size cennet kapılarını açar.