Can Dündar

Can Dündar

candundarada@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

"Burada bir beni tanırlar bir de İbrahim Tatlıses'i..."Gerçekten de Ben-Gurion Havaalanı'na iner inmez, bindiğimiz taksinin şoförü Türk olduğumuzu anlayınca hemen bir İbo CD'si taktı:"Bir kulunu çok sevdim..."* * *Tabii Fazıl'ın durumu farklı...Onun şöhreti bu coğrafyayla sınırlı değil; çünkü müziği evrensel... Ancak en çok sevildiği ülkelerden birinin İsrail olduğunu söylüyor.Say'ın 2 yıl önce programlanan İsrail konseri tam da Filistinlilerin büyük tepkisini çeken cezaevi operasyonuna denk geldi. Bu yaz Tel Aviv'de bir konser verecek olan Pink Floyd'un eski üyesi Roger Waters'a Filistinli sanatçılardan tepki yağmış, "Duvarın müziğini yapan bir sanatçı nasıl olur da bölgeye duvar inşa eden İsrail'de konser verir?" denmişti.Say öyle düşünmüyor; müziğin barışa hizmet ettiğine, duvarları delebileceğine inanıyor.Türkiye'nin Tel Aviv Büyükelçisi Feridun Sinirlioğlu, bu yaklaşımı doğruluyor:"Bizim yıllarca uğraşıp 3 kişiye anlatamadığımızı Fazıl bir saatte binlere anlatıyor."* * *Ama Say apolitik bir sanatçı değil... Tersine hem dünyada hem ülkesinde olup bitenle yakından ilgili...Nitekim Tel Aviv'deki ilk yemeğimizde barış yanlılarıyla buluştuk. Yemekte, Fazıl'ın konser vereceği, dünyanın en iyi orkestralarından biri sayılan İsrail Flarmoni'nin Başkanı Avi Şoşani ve eşi Suzi de vardı.Suzi, 2 Nisan'da Kudüs'te "Çatışan gruplar arasında diyalog" konferansı düzenliyor. Katılacak 300 davetli arasında Türkler, Bosnalılar, İrlandalılar, en önemlisi Filistinliler de var. Şoşani, Araplar ile Yahudileri aynı masada buluşturmanın ne zor olduğunu anlattı yemekte... İki tarafın zihninde de korkunç anılar var çünkü:Geçenlerde bir İsrail kontrol noktasına gelen yaşlı kadın, "Ayağım protezli, biraz dinlenebilir miyim?" demiş. Buyur etmişler. Birkaç dakika sonra karakolu havaya uçurmuş.Karşıdan bir öykü:İsrail polisi, elindeki oyuncağı silah sanıp bir Filistinli çocuğu öldürmüş. Çocuğun babasının yeni öldüğünü ve organlarının ikisini Yahudilere bağışladığını öğrenmişler sonra... * * *Adı terörle birlikte anılan bir devletin ve gün boyu böyle öykülerle, tetikte yaşayan bir kentin, dünya sanat başkentlerinden biri olması ne garip... Say'ın 2 haftada 15 konser vereceği İsrail turnesinin gazete afişinde İngilizce bir kelime oyunu vardı: "Fazıl: Say no more!" (Fazla söze gerek yok)Say, çarşamba Tel Aviv'de, perşembe Kudüs'te Mozart yorumladı.Israrlı alkışlar sonucu Tel Aviv'de kızı için yazdığı "Kumru"yu, Kudüs'te ise Veysel'in "Kara Toprak"ını çaldı.Aldığı alkışlar ve çıkan yorumlar gerçekten göğüs kabartıcıydı."Türk büyücü" başlığıyla çıkan Yedioth Ahronoth gazetesi, "Harika. Başka sözcük bulmak olanaksız. Bu genç adam bir büyücü..." diye yazdı.Maariv ona katıldı:"Say, müziği, bedeninin ve ruhunun her zerresinde hissedip kendinden geçiyor, ama kontrolü kaybetmiyor. Piyano tuşlarına dokunuşu harika... Sesler büyüleyici..."* * *Çıkışta CD'lerini imzalarken ya da pizzacıda yemek yerken hayranları gelip ellerine sarılıyor; "Mozart size minnettardır" diyor biri...Fazıl mahcup gülümsüyor.Dünyanın en iyi piyanistlerinden biri Türkiye'ye kısmet oldu.İnsan özellikle yurtdışında Say'ı izlerken bunun gururunu yaşıyor.Yanınızdakiler birbirlerine bakıp dudak ısırırken omuzlarına dokunup "Biliyor musunuz, o bizden biri" diyesiniz geliyor. can.dundar@e-kolay.net İsrail'e giderken Fazıl Say demişti ki;