Can Dündar

Can Dündar

candundarada@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Saldırgan Alparslan Arslan'la ilgili çok önemli bir kuşkuyu dillendiriyor:Arslan, 1977 Bingöl doğumlu...Hukuk fakültesi mezunu...Son yıllarda Hizbullahçıların davalarını üstlenmiş.Emekli Paşa'nın verdiği bilgi şu:1995-97 döneminde Bingöl Emniyeti, Hizbullah tarafından İran'ın Kum kentine eğitime yollanmış bir kişiyi saptıyor.Adı:Alparslan Arslan...Komutan, Kum'da eğitim gören Hizbullahçıların listesinin Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat dairesinde ve Bingöl Emniyeti'nde bulunduğunu ve bu listeden bazı isimlerin çok önemli eylemlere imza attığını söylüyor."İşin rengi"ni değiştirecek bir iddia bu... Hele İran meselesinin tüm dünyada bu kadar "sıcak" olduğu günlerde...Gün boyu bu bilgiyi doğrulatmak mümkün olmuyor.* * *Öyle bir katliam ki, tetikçi de hukukçu, kurbanlar da...Eylemin soğukkanlılıkla ve planlı işlenmesine rağmen eylemcinin nasıl gözü dönmüş olduğu şuradan belli:Vurdukları arasında Ayfer Özdemir de var. Özdemir, Danıştay'ın tartışma yaratan türban kararında, türbanın yasaklanmasını savunan çoğunluğa karşı oy kullanmıştı. O da hukuk fakültesi mezunuydu.Yasak yönünde oy kullanan Mustafa Yücel Özbilgin de... Onu katleden tetikçi de..."Allah'ın askeri" olduğunu söyleyen cani, karara yandaş/karşı üye ayırt etmeden herkesi hedef almış ve karara muhalif Ayfer Özdemir'i de, karşı oy imzası atan bileğinden vurmuştur.* * *Akit gazetesi 1995'te türbanlı bir avukata tavır alan Gümüşhane Baro Başkanı Ali Günday'ı da hedef göstermiş, Günday bürosunda öldürülmüştü.Saldırgan, aftan yararlanıp serbest kaldı. Onu hedef gösteren Akit gazetesi, daha sonra Vakit ismini aldı ve 3 ay önce de Danıştay üyelerini hedef gösterdi.Faşizan bir bağnazlık, kör bir öfkeyle Cumhuriyet'e, laikliğe, hukuk devletine saldırıyor ve bunlara olduğu kadar kendi davasına da zarar veriyor.Türkiye tehlikeli sulara sürükleniyor:belki baskıcı bir yönetime...belki iç çatışma ortamına...belki komşusuyla doğacak bir savaşta saf tutmaya...* * *Danıştay Başkanı'nın uyarı konuşmasından sonra "Bunları hep dinliyoruz" diye dudak büken ve "Hedef gösteriliyoruz" kaygılarına zerrece aldırış etmeyen Başbakan, sorumluların en başındadır.Danıştay'ı hedef seçen hükümet ve dinci basın da öyle...O yüzden şimdi "Gerekçesi ne olursa olsun..."la başlayan ve "gerekçe"yi aklayan lanetleme mesajları "timsah gözyaşları"nı andırıyor.Erdoğan'ın "Danıştay Başkanı'nın kaygılarını dikkate almamakla hata ettik" demesini, hâkimleri hedef gösteren Vakit'in kapatılmasını, hakları için kan dökülen türbanlı kızların "Biz böyle insanlık dışı bir hesaplaşmada yokuz. Saldırıyı lanetliyoruz" diye yollara dökülmesini beklemek hayalperestlik olur.Türkiye'yi Çankaya kavgasının eşiğinde baskıcı bir yönetime, "kana kan" talebiyle herkesin kendi hukukunu dayattığı bir sıcak çatışma ortamına, belki de komşusuyla savaşa sürükleyebilecek, hukuk devletini ve laikliğin kazanımlarını tehlikeye düşürebilecek bu gelişme karşısında bize düşen hukukun ipine daha sıkı sarılmaktır.Hukukun korkmasını bekleyenleri yanıltmalıyız. Yargıya sahip çıkmalıyız."Hukukun üstünlüğü" lafta kalmayacaksa Danıştay'ın önüne siper olmanın zamanıdır. can.dundar@e-kolay.net Danıştay'daki saldırıyı izleyen saatler... Yıllarca üst düzey görev yapmış bir emekli komutan telefonda...