Can Dündar

Can Dündar

candundarada@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

***Tıpatıp bu tempoda yürüyor devlet...Bir bakıyorsun, hükümet peş peşe reform paketleri çıkarmış, insan haklarında iddialı adımlar atmış, DEPliler serbest bırakılmış.Sonra birden duruyor mekanizma...Yargıtay kararıyla salıverilen DEPliler için Emniyet suç duyurusunda bulunuyor."Gitti reform süreci" derken bir bakıyorsun yeniden yürümeye başlamış Mehteran... Bu kez sol adımla...TRTde Kürtçe yayın başlıyor. Sola bir selam çakılıyor.Sonra makine, aniden duruyor yine:Eğitim - Sen, anadilde öğrenim talep etti diye kapatma davasıyla karşılaşıyor. Fikret Başkayanın "Akıntıya Karşı Yazılar"ı için ceza davası açılıyor.Hop... sağa bir selam!..***Bir bakıyorsun, Milli Eğitim Bakanı okullarda müfredat programının değişeceğini açıklarken, yıllardır savunduğumuz bir ilkeden dem vuruyor:"Hedefimiz, itaatkar kullar yetiştirmek değil, şüpheci, sorgulayıcı bir düşünce yapısı geliştirmektir" diyor.Soldan selamı alıyor.Ertesi gün Ankarada bir ilkokul öğretmeni hakkında sınıfta "evrim teorisi"nden bahsetti diye soruşturma açılıyor.NATO zirvesinde dünya liderleri için hazırlanan "lirik gösteri", Carl Orffun Carmina Buranasıyla başlayıp Beethovenin 9. Senfonisiyle bitiyor.Haftasına Antalya Devlet Senfoni Orkestrasının, Opera ve Baleyle birleştirilerek kapatıldığı haberi geliyor. Hemen ardından İzmitte Devlet Tiyatrolarının başarılı Genel Sanat Yönetmeni Yücel Erten, - sanatçıların ve seyircilerin sahiplenmesine rağmen - görevden alınıyor.Sağa selam, yola devam!..***Bu yalpalamanın nedeni, reform sürecinden rahatsız olan statükocuların devlet içindeki direnişi, AKPnin bağnaz kanadının açılıma ayak sürümesi ya da bürokrasinin değişime ayak uyduramaması olabilir.Ama her ne olursa olsun, bize düşen, peşin bir methiye ya da reddiye içine girmeden, attığı her olumlu adımda Mehteranı alkışlayıp cesaretlendirmek, durduğunda hızlandırmaya çalışmak, ricata meylettiğinde eleştirmektir.Koşmamız gerek artık; sağa sola selamla kaybedecek vaktimiz yok.***NOT: 19 Haziran günü İzmir Belediye Başkanı Ahmet Piriştinanın ölümü üzerine yazdığım yazıda, müstakbel dünürünün bir uyuşturucu kaçakçılığı soruşturması nedeniyle gözaltına alınmasına değinmiştim. "Başkanın, oğlunun kına gecesine katılmayıp tek başına uyuduğu o son gecede kalbini sızlatan şey, yıllar yılı üzerine toz kondurmamak için uğraştığı dürüst kimliğiyle, bu durumu nasıl bağdaştıracağı sorusuydu belki de" demiştim. Geçen hafta, dünür Süer Gönüldaş ve kardeşlerinin avukatı Hüseyin Erden, müvekkillerine isnat edilen suç hakkında başsavcılığın takipsizlik kararı verdiğini bildirdi. Biri kurulmak üzere olan üç ailenin hayatını altüst eden dosya böylece kapandı. Ne yazık ki Piriştina, dürüstlüğüne toz konmadığını öğrenemeden aramızdan ayrıldı. can.dundar@e-kolay.net Kendine has yürür Mehteran... Sağ ayakla başlar. Üç adım atar, durur. Sola dönüp bir selam verir. Sonra yeniden, bu kez sol adımla sürdürür yürüyüşünü... Üç adım daha atar. Yine durur. Bir selam da sağa... Yine yürüyüş...