Tarihin gölgede kalmış şahsiyetlerini inceliyorduk.O bölümde konumuz, Fethi Okyar'dı...Fethi Bey, 1930 yazında Paris büyükelçisiyken tatil için Türkiye'ye gelmiş, Atatürk'ü görmeye Yalova'ya gitmişti.Gazi, o günlerde henüz 7 yaşındaki Cumhuriyet'in içine düştüğü ekonomik bunalımın derdindeydi. Geçen 7 yıla Cumhuriyet, laiklik, şapka kanunu, harf değişikliği, medeni kanun, Şark isyanı sığmış, zihinler allak bullak olmuştu.Yalova'da çocukluk arkadaşı Okyar'a bir muhalif parti kurmasını teklif etti. Türkiye'nin Batı'daki "Tek adam diktatörlüğü" görüntüsünü silmek istiyordu."Serbest Fırka", fikren o gece kuruldu. 10 yıl önce, "Gölgedekiler" belgesel serisinin çekimi için gittim Menemen'e... Parti kurulur kurulmaz huzursuz kitleler Fethi Bey'e yöneldi. Hiç istemeden girdiği siyaset oyunu, onu başrole sürüklüyordu.Kuruluştan 3 hafta sonraki İzmir mitingi görkemli geçti. Parti, çok partili ilk yerel seçimde büyük başarı elde etti.Bu, muhtemelen Gazi'nin dahi beklemediği bir ihtimaldi. Ata, devrimlerin tehlikeye gireceğini sezince tarafsız Cumhurbaşkanı statüsünü terk edip CHP'ye sahip çıktı.Fethi Bey, kuruluşundan 99 gün sonra, 17 Kasım 1930'da Serbest Fırka'yı feshetmek zorunda kaldı.Gazi ise halkın tepkisini yoklamak üzere bir yurt gezisine çıktı. 99 günlük macera Kubilay'ın katli, işte tam o gergin döneme rastlar. Dün, Kubilay'ın törenlerle anıldığı Menemen'i anlamak için dönemin psikolojisini bilmekte yarar vardır.Çekim için Menemen'e gittiğimizde olayın son tanıkları henüz hayattaydı. Onları bulup konuşturduk. Olayın Menemen'le hiç ilgisi olmadığını anlatmakla geçmişti hayatları... Kubilay'a kıyanlar Menemenli değildi çünkü...Bir Nakşi şeyhinin müridi olan 6 esrarkeşti bunlar...Bağ budama mevsimi Manisa'dan Menemen'e gelip sabah namazına dek esrar çekmiş, bıçak bilemişlerdi.Sabah ezanı okununca Giritli Mehmet "Mehdi"liğini ilan etmiş, yeşil sancağı mihraptan kaptığı gibi meydana çıkıp bağırmıştı:"Müslüman'ım diyen sancağımızın altında toplansın!" Nakşi Mehdi Orada iki bekçiyi şehit ettiler.Kızıyla görüştüğümüz Posta Müdürü Hüseyin Sabri, hemen durumu Alay'a bildirdi ve az sonra 24 yaşındaki asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay bir manga askerle çıkageldi.Sonrasını tanıklardan dinledik:Kubilay'ın "Ne istiyorsunuz" diye göstericilerin üstüne yürümesini, "Şeriat istiyoruz" cevabını tokatla karşılamasını, Meczuplardan birinin tüfeğinden çıkan kurşunla yaralanmasını, Yaralı olarak sığındığı cami avlusunda isyancılarca yakalanmasını,Bağ bıçağıyla boğazının kesilmesini...Kesik başın yeşil sancağın tepesine dikilmesini...Kitle psikolojisinin devreye girmesini...Olup biteni seyreden ahalinin, (ne kadarı korkudan, ne kadarı sempatiden bilinmez) alkışlarla kesik başlı sancağın peşine düşmesini...Ve meydana yerleştirilen mitralyöz ateşiyle isyancıların öldürülmesini... "Şeriat istiyoruz" Sonrası malum:Atatürk'ün "Bundan bütün Menemen sorumludur. Bunun cezasını sadece hainler değil, hepsi en ağır şekilde çekmelidir" diyerek Menemen'i "Lanetlenmiş şehir" ilan etmesinden, hatta boşaltılıp ibret için yakılmasını düşünmesinden sonra bölgede sıkıyönetim ilan edildi. Zafer ilkokulu askeri mahkeme haline getirildi. General Mustafa Muğlalı'nın yönettiği Divan-ı Harp mahkemesinde 144 Menemenli yargılandı.1 numaralı sanık, İstanbul'dan sedyeyle getirilen 90 yaşındaki Nakşi Şeyhi Esat Efendi'ydi. Duruşmalar sırasında hastanede öldü.Mahkeme 2 haftada bitti.37 idam çıktı. İsyancılara sigara satan, ip veren, alkış tutanlar idama mahkûm olmuştu.9 hükümlü yaşları küçük olduğu için affedildi.28'i Menemen meydanında idam edildi.Ve Meclis'te fatura, Fethi Bey'e kesildi.Çünkü Menemen'de yerel seçimi Serbest Fırka kazanmıştı."Menemen'in son tanıklar"ı yarın konuşacak.Ve dilerim bu tanıklıklarla, tarihimizin bu çok önemli sayfası biraz daha aydınlanacak. can.dundar@e-kolay.net 28 idam