Can Dündar

Can Dündar

candundarada@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Her gün çalıştırılan yarış atlarına haftanın bir günü izin verilir. Hayvan o gün dinlendirilir. Bu, tarihsel olarak pazar günüdür.Sonra pazartesi yeniden koşmaya zorlandığında at isteksizlik gösterir. Terlemeye başlar. Kaslarında biriken asit, adale kramplarına yol açmıştır. Bu sancıyla koşamaz. Bir süre sonra da idrarında kan görülür.At yetiştiricilerinin dilinde bunun adı "Pazartesi hastalığı"dır. Atların "insanın en iyi dostu" sayılması boşuna değil...Birbirimizi iyi anlıyoruz.* * *Genel Yayın Yönetmenimiz Sedat Ergin, "Artık pazartesileri de yazıyorsun" dediği an ter bastı, kramp girdi parmaklarıma...Bülent Ortaçgil'in "Memurun şarkısı" çınladı kulağımda:"Pazartesi acımasız, pazartesi sıkkın Hep aynı şarkıyı söylemekten bıkkın".Pazartesi okunan bir yazının pazardan yazıldığını düşünürseniz neden bu haberi alınca piknik sepetimin içinde fizik ödevi bulmuş gibi olduğumu anlarsınız.Zaten "7 kardeş"in gönüllü kölesi pazartesi, evin içinde yarattığı gerginlikle taammüden öldürür pazarı...Hayat tam bir fasıla vermiş, güleç yüzle yan gelip yatmıştır; pazartesi "Yarın sorarım ben sana" çalımıyla kasvet saçıp limon sıkar.Erken yatırır adamı, yığılmış ödevleri, yapılacak işleri aklına sokar.Hafta sonu günahlarının cezasıdır.Burnundan getirir iki günlük huzurunu...* * *Çocukken benim pazartesilerim pazar akşamı mahmurluğunu kül eden bir yanık odun kokusuyla başlardı.Banyo haftalık bir hadise iken pazar, "banyo günü"ydü.Odun sobasının dumanı, pazartesinin yaklaştığını haber veren bir Kızılderili işareti gibiydi.Annem önlüğümün eksik düğmesini dikerken, babam "Niye daha önce söylemedin!" fırçasıyla suluboya resim ödevini tamamlar, bense bir yandan hafta sonu rehavetiyle ertelenmiş ödevleri telaşla yaparken, bir yandan da sabah ilk üç dersin matematik olduğu kâbusuyla çanta hazırlardım. Sabah saatin zili "Pazartesi" diye homurdandı mı başlardı miskin yarış atlarının mide krampları...Ha gayret çocuklar! Cumaya daha 5 tur var.Ey tembellik!Sen ne çabuk kendini sevdiren bir yavuklusun.Ve ne kadar zor, alıştı mı senden ayrılmak...* * *Pazartesi köşesizdir gazeteler...Çünkü köşe kapanların geleneksel tembellik günüdür Pazar...Pazar ne kadar haytaysa, pazartesi o kadar ciddileşir sayfalar...Maçlar bitmiş, borsa açılmış, ağır gündem kravatını takıp koşuya başlamıştır.Yazıyı pazardan yazanlar, pazartesi devlet dairesine düşmüş bir palyaço gibi tuhaf karşılanırlar.Velhasılı öyle bir palyaço kılığında, modern hayat kadar eski bir hastalıkla başlıyorum pazartesi yazılarına... Bu hastalığı aşmak için aklımda "Pazartesinin yarısı cumartesiye eklensin. Cumartesi yarım gün çalışalım. Pazartesi de yarım gün olsun" önerisi var. Burnumda yanık odun kokusu...Dilimde yine memurun şarkısı:"Her son bir umuttur, her başlangıç bir kuşku Eğer günlerden pazarsa arife keyfi Bir meyvenin çekirdeği gibi, atılmışız öyle derler Oysa yaşam meyveden değil, çekirdekten çıkar Umarsız ve umursamaz günlergözlerde bir habersizlik var." can.dundar@e-kolay.net At meraklıları bilir.