Peki bu fıkralar kimin?..

Başta bir uyarı:
"Bu yazıyı okumadan önce küçük okurlarıma iyi uykular dilerim."
Şimdi affınıza sığınarak size "gerçek" bir Nasrettin Hoca fıkrası anlatacağım.
"Nasrettin Hoca'nın avradı hamama gider. 'Hoca ben gelinceye kadar oğlanı avut' der. Avrat hamama gitdükleyin oğlan ağlar. Bir çanakta yoğurt varımış. Kalkup zekerini bulaşdurup oğlanın ağzına koyup yedirmiş. Oğlan rahat olup uyumış. Avrat hamamdan çıkagelür. 'Aferin hey koca' demiş. Nasrettin Hoca, 'Ben ana gelince dokuz zeker yoğurt yedürüp dururın, eğer sendahi yesen uyurdun' demiş".
* * *
Bir tane daha alır mıydınız?
İşte ikincisi:
"Nasrettin Hoca'ya bir gün avradı 'Ben gelinceye şu oğlanı avut' demiş. Bu gidecek, oğlan ağlar. Görmüş ki olmaz, zekerini eline vermiş. Bu hinde avradı gelmiş. 'Bre mağbum olacak, nedir bu' demiş. Hoca da 'Bre ...cük! Eline bıçak vereyim de elini mi kessin' demiş".
* * *
17. yüzyıl Türkçesi ile yazılmış bu fıkralar, Türkiye'nin dünyaca tanınmış halkbilimcisi Prof. Pertev Naili Boratav'ın 40 yıllık bir emek ürünü olan "Nasrettin Hoca" incelemesinden alındı.
Hatırlayanlar olacaktır: UNESCO'nun Nasrettin Hoca ilan ettiği 1996'da Prof. Boratav'ın "iğdiş edilmemiş" Nasrettin fıkralarını yayımlamaya kimse cesaret edememiş, fıkralar uzun süre ortada kalmıştı.
Pertev Hoca, bugün "pornografik" sayılan bu fıkraları 15., 16., 17. yüzyıl elyazmalarından derlemişti. Ve fıkraların sahibi, bizim ak sakallı bilgeden çok "küfürbaz bir bıçkın"a benziyordu.
* * *
Tuncay Özkan'ın Milliyet'te patlattığı "sapık öğretmen" haberini okuyunca herkes gibi benim de midem bulandı.
Bir cemaate bağlı olduğu söylenen okul... 8 - 10 yaşında kimi özürlü çocuklar...
Başlarında DTCF psikoloji mezunu, 30 yaşında, şık giyimli bir "rehber öğretmen"... Panellerde çocuk psikolojisi üzerine konuşmuş, ödüller almış. Sonra bir internet sitesine, çıplak çocuk görüntüleri pazarlamaya çalışırken yakayı ele vermiş.
Öğrencilerinin kimi tecavüze uğramış, kimi hocalarına çıplak modellik yapmış.
Olay, "Türkiye'nin ilk pedofili vak'ası" olarak yansıdı gazetelere...
* * *
Acaba ilk mi?..
Yukarıda örneklediğim iki fıkra bize, Anadolu'nun 500 yıldır bıyık altı gülümsemelerle dilden dile gezdirdiği bir merakın ipucunu vermiyor mu?
Ya saray?
"Tıfl (sübyan) iken yaktım, bilirsin aşkına can - ü teni / Sen unutmuşsun beni, amma unutmam ben seni" diyen şarkının güftecisi nasıl bir ruh hali içindeydi acaba?
Günümüzde de "inşaatta tecavüz edilip öldürülmüş çocuk" ya da "adliye önünde linç edilmek istenen sapık" haberlerine sık sık rastlamıyor muyuz?
Yakalanan öğretmenin abone olduğu 222 çocuk porno sitesinin müşterileri kimlerdi ki?
Türkiye'nin en çok porno dergi satılan ve içki tüketen kentinin aynı zamanda "taassubun başkenti" sayılması tesadüf mü?
İnsanlar gibi, toplumların da bir bilinçaltı var mı acaba?..
Onu deşince, altından çok derinlere kök salmış davranış bozuklukları, gemlenmemiş iştahlar mı çıkıyor?
Asırlarca doğal bir mizah konusu sayılan o iştahlar, günümüzde cinselliğin en çok baskı altında tutulduğu mecralardan mı fışkırıyor?
Ev temizleyen herkes bilir:
"Fazla kapalı kalan yerler çabuk çürür."