12 Eylül'ün Eğitim Bakanı: Kararda özetle, "Kadının örtünmesi dinin hükmü, milletin örfüdür, kanunla sınırlanamaz" deniliyordu.Yazı, "Asker ulemadan fetva isterse, AKP'nin istemesine şaşabilir miyiz?" diye bitiyordu. Salı günü bu köşede 12 Eylül yönetiminin başörtüsü konusunda "ulema"ya danıştığını yazdım. Hükümetin talebi üzerine toplanan Din İşleri Yüksek Kurulu'nun 30 Aralık 1980 tarihli kararını yayımladım. 12 Eylül'ün Milli Eğitim Bakanı Hasan Sağlam aradı ve olayın nasıl geliştiğini anlattı.Askeri yönetim işbaşına geçince özellikle Konya, Kayseri, Erzurum, Bursa, İstanbul, Ankara gibi illerin eğitim müdürlüklerinden "Bazı öğrenciler başörtüsüyle okula geliyor. Ne yapalım?" diye raporlar gelmeye başlamış.Bakanlık, "Başlarını açmaları için ısrar edin" talimatı yollamış:"Hem öğrencilere, hem ailelerine söyleyin. Deyin ki, 'Dışarıda istediğiniz gibi örtünebilirsiniz. Ama okul bir kamu kurumudur. Burada asla örtünmek olmaz. Okul kapısından girince başınızı açacaksınız.'"Bu direktife uyulmayınca Sağlam, konuyu Devlet Başkanı Org. Kenan Evren'e iletmiş. Şöyle diyor:"Devlet Başkanımız onu hiç görmediğim kadar hiddetlendi. 'Yetki sende. Bunları kollarından tut, dışarı at' diye talimat verdi." Kolundan tut, dışarı at Bunun üzerine kesin yasak kararı alındı. Öğrencilere bir hafta süre tanındı. Kararını değiştiren olmayınca yönetmelik hazırlanmasına karar verildi. Bu, bütün kamu kurumlarını bağlayan genel bir Kılık Kıyafet Yönetmeliği olacaktı.Ya "fetva isteme" işi nasıl oldu?Hasan Sağlam'a göre şöyle:Konu Bakanlar Kurulu'na gelince, Diyanet'ten sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Özgüneş "Biz de fikrimizi söyleyelim" dedi ve kendisine gelen bilgi yazısı üzerine Din İşleri Yüksek Kurulu'ndan görüş istedi.Kendi inisiyatifiyle mi?"Bu nokta benim için karanlık" diyor Sağlam..."Ben bilgi için yazı yazdım. Nereden bileyim gidip onlardan görüş isteyeceğini... Ona bilgi verdik, 'Git de icazet al' demedik. Hiç der miyim? Öyle yapacağını bilsem, itiraz ederdim. Yani yapılan işte bir yanlışlık var, ama bu yanlışlık bana ait değil." 'Git, icazet al' demedik Peki konu kabinede gündeme gelmedi mi?"Defalarca konuştuk" diyor Sağlam; "Neler söylemedik ki... O da haberi yokmuş gibi bir tavra girdi."Mehmet Özgüneş için "Kabinenin en Atatürkçü bakanlarından" diye yazmıştım.Sağlam, "Bu konuda fazla bir şey söylemeyeyim" demekle birlikte bir ayrıntı ekliyor:"Bizden sonra hükümet kuran Özal, bizim kabineden bir tek onu davet etti. Diyanet İşleri'nin Özgüneş'e bağlanması da ondandır."Lakin Sağlam, "Siz sonuca bakın" diyor: "Yanlışlıkla görüş istendiyse bile sonuçta bu görüş dikkate alınmamış, başörtüsü yasağı kesinkes uygulanmış, uymayanlar okuldan uzaklaştırılmıştır." Özal bir tek onu istedi Bir açıklama da geçen haftaki "Türkler kindar mıdır?" yazıma geldi.Bulgaristan'daki Türkiyeli göçmenler kendilerinden "Bulgar Türkü" diye söz etmemi yadırgamışlar. "Biz Türk'üz, Bulgar Türkü değil" diyorlar.Bir "alt-üst kimlik tartışması" da orada yaşanıyor anlaşılan... can.dundar@e-kolay.net Bulgaristan Türkleri