Can Dündar

Can Dündar

candundarada@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Türkiye’de bir süredir siyaseti kaset yönetmenleri tanzim ediyor. Son 15 yılımız, onların çektiği sansasyonel kasetleri seyretmekle geçti.
Zaman içinde yönetmenler değişti, teknik ekipman yenilendi, oyuncular çeşitlendi, ama içerik hiç değişmedi.
Ya kürsü konuşması ya yatak buluşması...
Senaryo hep buydu.
* * *
Sanırım sektör, Unkapanı’nı gölgede bırakan çıkışını 28 Şubat sürecinde yaptı.
“Psikolojik harp kasetleri”, dönemin “Top 10” listesinde zirvedeydi.
Fethullah Hoca’nın gözyaşartan vaazlarının gizli kayıtları ile Tayyip Erdoğan’ın “sakıncalı” miting konuşmaları, en fazla piyasaya sürülen kasetler arasındaydı.
Bunlar soruşturma konusu ve adliye yolcusu olunca “prodüktörler”, daha ilgincini sürdü piyasaya:
Fadime Şahin olayıyla, kameralar yatak odasına girdi, kayıtlar bel altına indi.
Refahyol, bu tezgâhlarla devrildi.
* * *
Tezgâh kurbanlarından ne beklersiniz?
İktidara gelince bu utanç verici yönteme son vermesini, oyunu kurallarıyla oynamasını değil mi?
Hayır; tersine.
Onlar “Komplo sırası bizde” diyerek kolları sıvadılar.
Öncekiler gibi, hırsızlığın değil, arsızlığın peşine düştüler.
İlk hedef, malum sürecin Savcısı Nuh Mete Yüksel’di.
Sanki kaset firması el değiştirmişti:
Kameralar bu kez hasımların yatak odalarına yöneldi. Yeni yönetmen ve yeni oyuncularla kayda devam edildi.
* * *
Kasetlere ilgi öyle iyi, siyasal sonuçları öyle bereketliydi ki “sektör”, yenilerini talep etti.
Nasıl olsa doyumsuz erkek soyundan malzeme temin etmek işten bile değildi.
Bir belediye başkanı çok mu öne çıktı; hemen mahremine girildi; kirli çamaşırları ortaya serildi.
Yorgan altı kayıt teknolojisi, işadamlarını ihaleden uzak tutma, muhalif gazetecileri susturma, siyasetçileri adaylıktan soğutma gibi değişik amaçlarla kullanıldı.
Ve muhtemelen yayınlanan kasetlerden çok daha fazlası, yayınlanmayanlardan, şantaj amacıyla kasada tutulanlardan sağlandı.
* * *
Son dönemin en çok iş yapan kasetleri, bize “yönetmen” hakkında da fikir veriyor.
Önce sivri dilli komutanlar ve eşleri takip, dinleme, kayıt altına alındı; bulunan açıklar hemen internete sızdırıldı. Kışlalar yatıştırıldı.
Ardından Baykal kaseti ile CHP’de topyekün bir değişimin kapısı açıldı.
Ve barajın altında kalırsa Erdoğan’a başkanlık yolunu açacak olan MHP’ye geldi sıra...
İki genel başkan yardımcısının, gayet profesyonel tekniklerle, duvara yerleştirilmiş kamera sistemiyle, ortam dinlemesiyle ve ağızdan laf alma uzmanı dilberlerle, “Biri Bizi Gözetliyor” havasında çekilen görüntüleri, seçime 5 kala deprem etkisi yarattı.
* * *
Dün Erdoğan, mitingde kasetlerden dem vurarak konuyu seçimde kullanacaklarının ilk ipucunu verdi.
Sırada 8 kişinin daha kaseti olduğu söyleniyor.
İktidarda bu niyet, erkeklerde bu zaaf, istihbaratta bu teknik, millette bu iştah olduğu sürece bu siyasal porno furyasında daha çok kaset izleriz.
Hasılı Unkapanı bitti; sıra “Kurtkapanı”na geldi.
Başbakan dün “Manşetle gelen manşetle gider” dedi ya...
Aynı şekilde, bu harpte kasetle gelen de kasetle gidebilir.
İnanmayan, 28 Şubat’çılara sorabilir.