Savaştı, kazandı!

13 Mart 2018

Trabzonspor açısından söylüyorum; işler kötü gitmeye görsün. Saha sonuçları berbat giderken, hafta içinde FIFA’dan transfer yasağı gelmiş. Akhisar deplasmanında çok önemli eksikleri var. İlk yarıda Ersun Yanal’ın başını yemiş 6-1’lik tarihi bir iç saha yenilgisinin rövanşına çıkıyorsunuz ve Karadeniz’e çöken sis perdesini dağıtmak için üç puandan başka seçeneğiniz yok. Gerçekten zordu. Lakin Trabzonspor bu sezon en iyi mücadele ettiği maçlardan birini çok net bir skor ile kazanmayı başarırken, krize de mola verdi.

Rıza Çalımbay’ın böylesi kritik bir maça 8 yedekle çıkması ise, N’Doye ve Rodallega dışında hamle oyuncusu bulunmaması anlamına geliyordu ki, ciddi bir çıkış yakalamış özgüvenli Aksiharspor karşısında bu büyük dezavantaj idi. Çalımbay doksan dakika içinde kozlarını kullandı. N’Doye oyuna girdikten on dakika sonra attığı golle hem takımını rahatlattı, hem hocasını mahcup etmedi. İyi bir yedek mi? Sanmıyorum, daha fazla zaman alması gerek.

Öncelikle şunu söyleyelim; bu tip maçlarda hata yapma ve girdiğiniz pozisyonları cömertçe harcama lüksünüz yok. Ama maç boyunca Trabzonspor adına hepsi oldu. Özellikle Burak gibi fırsatçı bir oyuncunun Sosa’nın mükemmel üç asistinde top

Yazının Devamı

Kutluyoruz ama ‘KORUYAMIYORUZ!’

10 Mart 2018

Eylemlerle, söylemlerle, şovlarla, sayfa sayfa ilanlarla kutlanan bir “Dünya Kadınlar Günü”nü daha geride bıraktık. Kutlamak sözcüğü can acıtıcı aslında. Analarımızı, bacılarımızı, kardeşlerimizi, eşlerimizi sadece bu ülkede değil, dünyanın çok yerinde ikinci sınıf vatandaş gören zihniyetin yılda bir defa onları hatırlaması ikiyüzlülükten başka ne olabilir ki?
Tepeden tırnağa tüm siyasetçilerin, “günübirlik” gündem ettiği kadınları 364 gün ezen, değersiz kılmaya çalışan, zorbalık eden, taciz ve tecavüzlerle toplumsal yaşamın dışına itmeye çalışanlar da bu “kutlamalara” iştirak etmiyor mu? İşte bu, insanın kanına dokunuyor!
Lakin ne olursa olsun, asansörde kadından, yatakta battaniyeden, anasının kolundan, beş yaşındaki çocuğun bacağından tahrik olacak kadar sapkınlık yaşayanların yüzüne tokat gibi inecek, özgüvenli ve bilinçli bir nesil geliyor.

Spor mu dediniz?
Şu çok net; Cumhuriyet kadını bu tuzağa düşmeyecek. Ülkemizde hak ettikleri değeri bulamasalar da, sportif alanda kadınlarımızın yükselen başarısı, bunca olumsuzluk içinde bahar çiçeği gibi umut verici.
Voleybol, basketbol, tenis, eskrim, güreş, cimnastik, tekvando, satranç, yüzme, futbol, halter, badminton, masa

Yazının Devamı

Fark kadroda ve kafada!

6 Mart 2018

Geçen sezon bu statta iki takım arasında nefes kesen bir maç izlemiştik. Futbol adına her şey vardı. Üst düzey bir mücadele ve şık goller gözümüzün pasını silmişti. Belli ki tadı damağımızda kalmıştı. Dün akşam da başlama düdüğüyle birlikte aynı lezzeti alabilir miyiz sorusu vardı kafamızda.

Şenol hoca sakat ve cezalı oyuncuları da dikkate alarak rotasyon yapmıştı. Aslında Beşiktaş için bu cümleyi kurmak yanlış. Gerçekten aynı kalitede ve düzeyde bir kadroya sahip. Yoğun maç trafiğinde fizik olarak diri kalmanın yanı sıra, üst düzey konsantrasyona ihtiyacı vardı. İlk yarı dağınık ve kopuk kopuk bir görüntü verdi. Buna rağmen Love ve Talisca ile ikişer pozisyon bulması, orta alanda Trabzonspor’un kaptırdığı kritik toplar ve rakip savunmanın derinliğinin kaybolduğu anlardı.

Trabzonspor iştahlı başlasa da, kanatları yeterince etkili kullanamadı. Üçüncü bölgeye top taşıyamadı. Medel ve Tosicli savunma göbeğini hiç rahatsız edemedi. N’Doye öyle yalnız kaldı ki, onun çaresizliği hak etmediği ıslıklarla protesto edildi. Son derece yanlış oldu. Uzun zamandır bu takıma bir lider lazım deniyor ve Rıza hoca haftalardır Sosa’yı bu role hazırlamaya çalışıyor. Ama Arjantinli oyuncunun böyle bir

Yazının Devamı

Alkışı da gördük, ihaneti de...

3 Mart 2018

Kupanın yarı final ilk ayağında futbolun güzelliklerine değil, çirkin yüzüne tanıklık ettiğimiz bir gece yaşadık. Oysa daha dört gün önce Beşiktaş ile Fenerbahçe’nin ligdeki randevusu sona erdiğinde, her iki takım teknik direktörünün de sahadaki mücadeleyi sıra dışı yerlere taşıyacak söylemleri yoktu.
Beşiktaş geriye düştüğü mücadelenin ikinci yarısında çatır çatır oynamış, ezeli rakibine futbol ve skor olarak konuşulacak tek kelime bırakmamıştı.
Ya Vodafone Park’taki rövanş niteliğindeki maç? Fenerbahçe hocasının ve futbolcuların bir hafta içinde ikinci kez aynı akıbete uğramamak için çok daha fazla motive olacakları belliydi. Aksi takdirde altından kalkamayacakları bu sorumluluk, lig için de ağır darbe olacaktı.
Nitekim pazarın aksine, rakibe önlem almış bir Aykut Kocaman, maçı 9 kişi tamamlamasına karşın, müthiş direnç gösteren bir takım vardı sahada. Bu tip oyunlarda “tahrik” kozunu çok iyi kullanan Volkan Demirel, geliyorum denen ikinci sarıyı görüp son 15 dakika takımını dokuz kişi bırakmasa, skor pekâlâ farklı olabilirdi.
Beşiktaş’ın kısa sürede gösterdiği negatif değişime ne demeli? Kimse rakibin agresif oyununu ve hakemi suçlamasın sakın. Sanki ilk kez yaşıyorlar. Ne

Yazının Devamı

Emekli ikramiyesi!

25 Şubat 2018

Haftalardır kazanamayan Trabzonspor’da sinirler gerilmiş, tribünlerin tepkisi yönetimden teknik direktöre, oradan da sahaya yansımaya başlamıştı. Adının başında “büyük” unvanı olan camialar için kolay bir durum değil. Bu yüzden Alanyaspor karşılaşmasını çok önemli hale getirmişti.

Rıza Çalımbay elindeki kadrodan en verimli sonucu almaya çalışıyor. Sakatlıklar, cezalar her maç öncesi planlarını bozuyor. Lakin, o kazanamama psikolojisi var ya... Bunu atlatmak ve kötü gidişe dur demek gerçekten zor. Hele Trabzonspor gibi sahaya çıkan ilk on birdeki oyuncuların sekizinin yaşı, 30 ile 35 arasında ise! Sanki emekli maaşını almak için sıraya girmişler. Evet, tecrübe önemli. Ancak karşınızda dinamik ve pres yapan bir takım varsa, işiniz zorlaşıyor. Tıpkı dün akşamki gibi.

Alanyaspor ilk yarıda orta alanı etkili kullandı. Sağ kanatta Gassama hücuma büyük katkı sağladı. Emre çok fırsatçıydı. Attığı golde her ne kadar Burak Yılmaz’ın hatalı geri pasını değerlendirmiş olsa da, yaptığı son vuruş beceri doluydu. Maç içinde üç fırsat daha buldu, kaleci Onur ve savunmaya takıldı. Onun gibi Douglas ve Lucas da şanssızdı.

Ya Trabzonspor? İkinci bölgeyi rakibe teslim edince, uzun paslarla kendi

Yazının Devamı

Bıçak-kemik meselesi!..

24 Şubat 2018

Merkez Hakem Kurulu Başkanı Yusuf Namoğlu ve ekibi sıkıntılı günler geçiriyor. Hakem atamaları ve hatalarından şikayet etmeyen kulüp kalmadı. İkinci lige kadar uzanan bir “adalet” arayışı var. Haksızlığa uğradığını iddia eden soluğu Riva’da alıyor, ya başkana ya kurul üyelerine dert yanıyor.
Bu çok tehlikeli bir gelişme. Her türlü dedikodu ve söylentiye açık bir atmosfer yaratmak, futbol üzerinde dolaşan kara bulutların fırtınaya dönüşmesine yol açabilir.
Nitekim sadece MHK ve başkanını değil, futbol yönetimini dahi huzursuz edecek şeyler yaşanıyor son günlerde. Örneğin, Abdullah Yılmaz’ın “tehdit edildiği” gerekçesiyle 22 yıllık hakemlik yaşamını sonlandırması, başlı başına olay.
Yılmaz’ı tanımam. Süper Lig hakemliği döneminde seminerlerde selamlaşmışlığımız vardır. Üstelik klasman düştüğü sene araya hatırlı kişileri koymaya çalışması nedeniyle, diğer arkadaşlarına haksızlık yaptığını düşünmüşümdür. Dolayısıyla avukatlığına soyunmam ve savunmam söz konusu değildir. Ancak düdüğünü asarken yaptığı açıklamalar ve iddialar yabana atılacak cinsten değildi. MHK Başkanı keşke yanıt olarak o açıklamayı yapmasaydı. En azından Abdullah Yılmaz’ın hakemliği ve güvenirliğinin soru

Yazının Devamı

Adebayor ve Burak!

19 Şubat 2018

Adebayor, resmi kayıtlara göre 34 yaşında... Kemik yaşı daha fazla olabilir. Burak Yılmaz ise 33... İkisi de takımlarının skor yükünü çeken oyuncular. Togolu futbolcunun kariyeri belli. Kartvizitinde Avrupa’nın kalbur üstü kulüplerinin referansları var. Burak, Türk futbolunun yetiştirdiği güzide golcülerden biri... Çin’e gitmeden önce büyük kulüplerde önemli işler yaptı. Dönüşü zirve yaptığı Trabzonspor oldu.

Dünkü maça damga vurması beklenen iki isimdi Adebayor ve Burak. Nitekim de öyle oldu. Başakşehir’in golcüsü sadece son vuruş ustası değil... İlerleyen (!) yaşına karşın, rakip yarı alanın her yerinde pres yapan, duran toplarda savunmasına yardıma gelen, görev bölgesine gittiği vakit de işini hakkı ile yapan bir isim. Zaten bu yüzden yıldız...

Trabzonspor cephesinde sakatlıktan yeni çıktığı için Burak’ın mazereti olabilir. Fizik olarak henüz hazır olmadığı belli. Ancak golcü yeteneklerini kısıtlayacak bir dezavantaj değil bu. Araya koşularda belki zorlandı ama maç içinde net dört fırsat geldi ayağına... Bir tanesini ağlara yollayabilse, Trabzonspor haftalar sonra sahasında kaybetmeyebilirdi.

Rıza Çalımbay, Göztepe maçından sonra kaçan gollere ağıt yakarken, “Burak olsa

Yazının Devamı

O ‘çatal’ halterin böğrüne!

17 Şubat 2018

Cep herkülü Naim Süleymanoğlu’nun 2000 Sidney olimpiyatından sonra haltere hüzünlü vedasıyla, milli takımdaki liderlik görevi halefi Halil Mutlu’ya kalmıştı. Naim’in ay-yıldızlı mayoyu giydiği 1988 yılından, Halil’in halteri bıraktığını açıkladığı 2008’e dek, Milliyet Spor Müdürü Tayfun Bayındır ile uluslararası organizasyonların çoğunu takip etmiştik. Tayfun şimdilerde, bu sürece dair anılarını derlediği bir kitap hazırlıyor. Merakla bekliyorum unuttuğumuz neler olmuş diye.
Sadece Naim ve Halil mi? Ergun Batmaz, Fedail Güler, Sunay Bulut, Sedat Artunç, Taner Sağır, Erdinç Arslan ve niceleri ile Olimpiyat, Dünya ve Avrupa şampiyonalarında fırtına gibi esen bir milli takımımız vardı mazide!
Kamplarda dahi hiyerarşi yaşanırdı. Diğer sporcular ve antrenörler Naim’in odasına desturla girerdi. Tüm dünyada olduğu gibi milli takımda da büyük saygı duyulurdu Naim’e. Söylediğinin üzerine laf söylenemezdi. Daha sonra bu misyon efsane Halil Mutlu’ya kaldı. Ağabey rolünü o sürdürdü. Halil de halterden kopunca, malum, bugün milli takım kamplarında kırılan rekorları değil, birbirlerini çatalla saldıran sporcuları konuşur hale geldik.

Utanmaları yok
Bir dönem Naim’in, ardından Halil’in

Yazının Devamı