Çetin Altan

Çetin Altan

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

- Çatlamışsa çatlamış, dedi.Sağ tarafına döndü uyudu.Adam tekrar uyandı, baktı ki gökyüzüyle yıldızların altında; dam da uçmuş çünkü...- Uçmuşsa uçmuş, dedi.Sol tarafına döndü uyudu.Adam yine uyandı, baktı ki kırlar ortasında; çünkü ev de yıkılmış.- Yıkılmışsa yıkılmış, dedi.Sağ tarafına döndü uyudu.Adam tekrar uyandı, baktı ki bir tren geliyor üstüne.- Geliyorsa geliyor, dedi.Sol tarafına döndü uyudu.Adam yine uyandı. Bir yargıç kendisine:- Neden karını paramparça doğradın, diye soruyordu.- Doğradımsa doğradım, dedi.Sağ tarafına döndü uyudu."* * * Bir ömür boyu arada sırada uyanıp, birtakım rezaletler gördükten sonra; sağ, yahut sol tarafımıza dönüp, tekrar uyumakla mı geçiyor hayat, bilemiyorum.Ancak Dünyayı, Türkiyeden ibaret sanma hipnozları içinde olduğum kesin.Nasıl olmasın ki, daha ilkokul sıralarında hamaset büyüleriyle sarmalanmaya başlıyoruz:"Atalarım gökten yere indirdiler ay yıldızıBir buluta sardılar ki, rengi şafaktan kırmızı"* * *Aziz Nesinin ünlü "Eller Aya, biz yaya" klişesindeki ironik bir özeleştiri zıpkınıyla, neden kendimizi şoven babalanmalarımızdan arıtmaya çalışalım ki?..Eller Aya gitmişse, biz de Ayla yıldızları yere indirmiş bir ulusuz, öyle değil mi?Böylece ister sağ, ister sol tarafımıza dönüp rahatça uyuyabiliriz.* * * Enseyi hiç karartmayın. Ne Dünya kötüye gider, ne de Türkiye...Yönetilen insan yığınlarının, siyasetçiler tarafından nasıl tongaya bastırıldığı; gitgide daha saydamlaşacaktır 21. yüzyılda...Son 70 yılda kadastrosuz Hazine arazilerinin, kimler tarafından nasıl yağmalandığı da iyice netleşecektir kamuoyunun bilinç ekranında; devlet bankalarından alınıp da, geri dönmemiş kredilerin kimler tarafından nasıl hapazlanmış olduğu da...Ve tabii son 70 yılda silah alımlarına kaç milyar dolar ödenmiş olduğuyla, bu silahların miyadının ortalama kaç yılda dolduğu da...* * *Bu arada Kışla-Cami sürtüşmelerinin de analizlerini objektifleştirmekte yarar var.18. yüzyılın başında III. Ahmetle, sadrazamı Nevşehirli İbrahim Paşa, "saray yaşamları" açısından Batılılaşmaya özenmişlerdi.Üst düzey bir tüketim açısından Batıya özenme...Yahya Kemalin sonradan "Lale Devri" adını taktığı dönem başlamıştı.Kağıthanede lale bahçeleri içinde inşa edilen kasırlar; geceleri kaplumbağalar üstüne dikilen mumlarla rüyalaştırılan bir zevk ve sefa alemi ve Nedimin III. Ahmeti öven kasideleri...* * *Böylesi bir tüketim gösterisine tepki duyan yoksul Müslüman gruplarının da, Komünist Partilerinde örgütlenecek durumları yoktu. Patrona Halilin öncülüğünde, Camilerde toplanıp ayaklanmaya başlamışlar ve sonunda Nevşehirli İbrahim Paşayı da paramparça etmişlerdi, 1730. Eylemleri "gericilik" olarak damgalandı resmi tarihte...* * * Bizler hep "tüketim biçiminde" özendik Batılılaşmaya; "üretim biçiminde" değil. Sade bir Japonya, 1826da "üretim biçiminde" kopya etti Batıyı; çubukla pilav yeme gibi yerel tüketim biçimlerine de hiç dokunmadı.Ve bizde çağdaş "tüketim biçimi"nden yana olan Kışla, "ilerici"; böylesi bir tüketime karşı mırın kırın eden yoksul Camiciler de, "gerici" sayıldı... Üretimde ise "endüstri dönemi"ne dahi bir türlü geçemedik. Hala daha 40 bin köy ve 20 bin mezra var... İç ve dış borç toplamı ise hemen hemen 200 milyar dolar; neredeyse aşmakta ulusal gelir toplamını...* * *Enseyi karartmayın... İster sağ tarafınıza dönüp uyuyun, ister sol tarafınıza...Ama isterseniz, tümden de uyanabilirsiniz hani... c.altan@prizma.net.tr Önce modern bir Fransız şiirinin kabataslak özeti: "Adam gece yarısı uyandı, baktı ki odanın tavanı çatlamış.