Çocuğunuzu çocuk doktoru muayenesine götürdüğünüzde genellikle muayenenin sonunda her çocuk doktoru çocuğunuzun kalbini dinler ve bazen "Çocuğunuzun kalbinde üfürürüm duydum" diyebilir.
Üfürüm, çocuk doktorunun stetoskop adını verdiğimiz dinleme cihazıyla çocuğunuzun kalp muayenesini yaparken duyduğu normal kalp seslerinden farklı seslere denir. Her duyulan üfürüm kalpte hastalık anlamına gelmez. Sağlıklı çocukların yüzde 85-90’nında kalpte hastalık olmadan da üfürüm duyulabilir, bu duyulan üfürümün adına "masum üfürüm" denir. Nadir olarak da üfürümler doğuştan veya edinsel bir kalp hastalığının dinleme bulgusu olabilir.
Kalpte üfürüm duyulması ile ilgili bilinmesi gerekenler
- Kalbimiz ana görevi kanı tüm vücuda pompalamaktır. Yani kalbimiz kasılıp gevşer. Kasılma hareketine sistol, gevşeme hareketine diyastol denir. Kalp kasıldığında duyulan üfürümlere sistolik üfürümler, gevşediğinde duyulan üfürümlere
MIS-C hastalığı nedir?
Kovid-19 pandemisi başladığında bildirilen bilimsel yayınlarda Kovid-19 enfeksiyonun çocuklarda sadece grip benzeri hastalığa neden olduğu, ölümcül olmadığı yönündeydi. Ancak hastalık toplumda yaygınlaşıp hastalık geçiren çocuk sayısı arttıkça bir kısım çocuk hastada Kovid-19 hastalığı ile ilişkili hayatı tehdit edebilen bir klinik tablo bildirilmeye başladı. Bu klinik tablonun genel olarak çocuk, Kovid-19 enfeksiyonu geçirdikten 4-6 hafta sonra ortaya çıktığı saptandı. Bu hastalarda hastalık, ateş ile başlamakta ve ateş uzun sürmekteydi. Ayrıca hastalık Kawasaki hastalığına (5-6 yaş çocuklarda beş günden fazla uzamış ateş ile beraber gözde kızarıklık, dudaklarda çatlama, el ve ayaklarda şişlik, vücutta döküntü olması) benziyor fakat ondan, görülme yaşının 5 yaşından büyük çocuklarda da olması ve daha ölümcül seyretmesi ile ayrılıyordu.
Yeni tanımlanan bu klinik tabloda birkaç günlük yüksek ateşin ardından aynı Kawasaki hastalığında görülen cilt bulguları
Fetal ekokardiyografi nedir ?
Fetal ekokardiyografi 18. gebelik haftasından itibaren anne karnındaki bebeğin kabinin değerlendirilmesi için gebelere yapılan ultrasonografik bir incelemedir. Halk arasında "Fetal Eko" olarak da bilinir. Anne karnındaki bebeğin kalbinin yapısal durumu ve fonksiyonlarını ultrasonik ses dalgaları aracılığı değerlendirilmektedir. Fetal ekokardiyografik inceleme ile anne karnındaki bebeğin kalp hastalığı olup olmadığı yüzde 80-90 doğrulukla saptanabilmektedir.
Fetal ekokardiyografi kimlere yapılmalıdır?
Hamile annelerin gebelikte veya gebelik öncesi dönemde yaşadığı bazı sorunlar ve hastalıklar bebeklerinin kalbinde anomalilere neden olabilmektedir. Gebelik ve gebelik öncesi dönemde bebekte kalp hastalıklarına neden olabilecek sorunları taşıyan annelere fetal ekokardiyografik inceleme yapılmalıdır. Fetal ekokardiyografik inceleme yapılması gereken durumlar şu şekilde sıralanabilir:
-Kadın doğum uzmanının gebelere yaptığı rutin ultrasonagrafik incelemelerde bebeğin kalbinde hastalıktan şüpelenmesi (Gebelere periyodik olarak yapılan ultrasonagrafik incelemelerde bebeğin kalbi kabaca değerlendirilebilmektedir. Bu
Göğüs ağrısı çocukluk çağında oldukça sık karşılaşılan çocucuğu da aileyi de çok tedirgin eden bir durumdur. Erişkin dönemin aksine, çocukluk çağı göğüs ağrıları nadiren kalp hastalıkları ile ilişkilidir. Çocukluk çağı göğüs ağrılarının çoğunluğu idiyopatik (nedeni belli olmayan, önemli bir nedeni olmayan) nedenlidir. Genellikle bu ağrılar çocuk tarafından 'bıçak saplanır gibi, iğne batar gibi' şeklinde ifade edilir ve çok kısa sürer. Daha az sıklıkta ise çocukluk çağı göğüs ağrıları kas-iskelet, solunum, gastrointestinal sistem ve psikojenik kaynaklıdır.
Kalp dışı nedenli göğüs ağrılarına kısaca değinecek olursak çocuğun belli hareketleri ile ortaya çıkan ağrılar genellikle kas-iskelet sistemi ile ilişkilidir ve bazen de travma öyküsü vardır. Gastrointestinal sisteme bağlı gelişen ağrılar ise yemeklerden sonra ortaya çıkmakta ve göğüs altından başlayıp yanma tarzında olup boyuna uzanmaktadır. Antiasit dediğimiz mide koruyucu ilaçlarının kullanımıyla
Akut romatizmal ateş (ARA) hastalığı, halk arasında “kalp romatizması” veya “eklem romatizması” adıyla bilinir. Kalp romatizması 4-15 yaş arasındaki çocuklarda, en sık olarak da 5 yaşında ortaya çıkmaktadır. Hastalık, bu yaş grubundaki çocuk hastalarda iyi tedavi edilmeyen ateşli boğaz enfeksiyonu (tonsillit ya da farenjit) sonrası gelişmektedir. Boğaz enfeksiyonundan yaklaşık 20 gün sonra hastalığın klinik belirtileri ortaya çıkar. Bu klinik belirtiler en sık eklem ve kalp ile ilgili şikayetlerdir. Eklem şikayetleri, birkaç eklemde gezici olarak oluşan şişlik, kızarıklık ve hareketle ağrı şeklindedir ve çocuk genel olarak ayaklarının üzerine basamaz. Kalp tutulumu olan hastalarda ise halsizlik, yorgunluk şikayetleri ön plandadır. Bazı hastalarda da kalp ve eklem tutulumunun yanı sıra göğüs ön duvarında görülebilen ciltte kızarıklık ve el bileğinde ya da dirsekte küçük şişlikler tabloya eşlik eder. Çok nadir olarak ise genellikle boğaz enfeksiyonu geçirilmesinin ardından 3 ay sonra eklem ve kalp tutulumu olmadan beyin etkileniminin bir