Deniz Kilislioğlu

Deniz Kilislioğlu

deniz.kilislioglu@ntv.com.tr

Tüm Yazıları

Bu yıl dünya ekonomisini ne bekliyor? İyimser mi kötümser mi olmalıyız? Bu sorunun cevabı, artan enflasyonla, hayat pahalılığıyla, enerji fiyatlarındaki artışla, merkez bankalarının krize karşı yürüttüğü mücadeleyle daha da karmaşık bir hale geldi.

Bu hafta Davos’ta Dünya Ekonomik Forumu’ndaki toplantılarda küresel ekonominin geleceği, meydan okumalar, fırsatlar konuşuldu. (Davos’u bu kez yerinde izlemedim ama Kovid’in hayatımıza kattığı çevrimiçi toplantılar sayesinde canlı yayınlanan pek çok toplantıyı takip etme şansım oldu.) Girişte sorduğumuz, o herkesin cevabını aradığı soru, IMF Başkanı Kristalina Georgieva ve Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde’ın da katıldığı “Küresel Ekonomik Görünüm: Son Mu?” başlıklı oturumda da tartışıldı. Oturumda çizilen tablo şuydu:

Haberin Devamı

“Birkaç ay öncesine göre iyi durumdayız, ama bu durum iyimser olmak için yeterli değil.”

IMF Başkanı, enflasyonun düşmeye başladığını, Çin’in yeniden açılma kararı vermesinin büyüme rakamlarına olumlu etki yapacağını söyledi. (Çin son 40 yılda ilk kez geçen yıl dünya büyüme ortalamasının altında kalmıştı.) IMF, dünya için 2023’teki ortalama büyüme öngörüsünü yüzde 2.8 olarak vurguladı. Bu oran, Çin için yüzde 4.4 şeklinde. Ancak yine de temkinli olmak lazım. Zira IMF Başkanı açık şekilde, “Enflasyonun ne kadar düşeceğini bilmiyoruz. Çin hızlı büyürse, bu durum petrol ve doğalgaz fiyatlarını daha da arttırabilir, bu da enflasyon üzerinde baskı kurabilir” mesajı verdi.

Peki soruya dönersek, iyimser mi olmalıyız yoksa kötümser mi? IMF Başkanı, “Ne iyimser olun ne kötümser. Ortada kalın” ifadesini kullandı. Sadece Çin’deki gelişmeler değil, Ukrayna Savaşı’nın yaratacağı belirsizlikler de ekonomistlerin önlerini daha net görmesini engelliyor.

Davos notları

Gerçekçi mi, düzenin adamı mı?

ABD’nin iklim kriziyle mücadele konusundaki Özel Temsilcisi John Kerry de, Davos’un davetlilerindendi. Eski Dışişleri Bakanı olan Kerry, Al Gore’un Dünya Bankası ve IMF’ye yönelttiği eleştiriler karşısında onlara da belli konularda hak veren bir konuşma yaptı. Kimilerine göre gerçekçi, kimilerine göre de mevcut düzenin temsilcisi rolündeydi. Kerry, “Dünya Bankası ve IMF daha fazla risk almayı kabul etmiyor mu?” sorusuna “Diyaloğa açıklar” dese de şöyle devam etti:
“Çok büyük finansal kurumlar var. Bunlar kurallara göre oynuyorlar. Müşterileri var. Dolayısıyla yatırımı nereye yapacaklarını bilmek zorundalar, parayı sokağa atmazlar, bizim iyi projelerle paranın nereye aktarılacağını yönlendirmemiz gerekiyor” mesajı verdi. ABD’nin özel temsilcisi olarak bunu başarabilir mi, bu bir soru işareti ama iklim meselelerinde Al Gore kadar tutkulu olmadığı çok açık.

Haberin Devamı

Davos notları

Seçilseydi dünyanın kaderi değişir miydi?

Davos toplantılarının bu yıl üçte birinin konusu iklim krizi ve küresel ısınmaydı. Dünyada iklim krizinin konuşulduğu zirvelerin, toplantıların vazgeçilmez davetlisi olan ABD eski başkan yardımcısı (1993-2001) Al Gore da Davos’taydı. Al Gore ilkim krizini dünyanın gündemine getiren, “Bir kriz var ve kapımızda, harekete geçmezsek sonumuz yakın” diye haykıran belki de ilk isimlerden. Bu meseleyi ilk olarak 1976 yılında gündeme getirmiş, ABD Kongresi’nde bulunduğu yıllarda da her zaman çevre konularında öne çıkmış bir siyasetçi. Al Gore, Davos’ta katıldığı oturumda çok çarpıcı bir konuşma yaptı, “İyi gelişmeler olsa da krizi önlemek için ürettiğimiz çözümler kriz karşısında zayıf kalıyor. Verilen tüm sözlere rağmen emisyon yayılımı artıyor” dedi.

Haberin Devamı

Konuşmasının en dikkat çeken bölümüyse, Almanya’da kömür madenleri kurulmasına karşı durduğu için eylem yapan Greta Thurnberg’in gözaltına alınmasına gösterdiği tepkiydi. Gore, “Artık dünyada sadece Doğu-Batı ya da Kuzey-Güney ayrımı yok. Artık başka bir bölünmeden bahsediyoruz: İktidarda yeterince uzun süre kalan siyasetçiler ve bu dünyanın genç insanları...” ifadelerini kullandı. Eski ABD başkan yardımcısı, petrol ve doğalgaz şirketlerinin siyasetçilere baskı yapmaya devam ettiğini hatırlattı, IMF ve Dünya Bankası gibi kuruluşların bu mücadelede “sağlamadığı katkılarla” sınıfta kaldığını söyledi.

Konuşmasının son bölümünde ise “En iyi yenilenebilir kaynak, bu krizle mücadele edecek siyasi iradedir” mesajı verdi. Al Gore’un Davos’taki oturumda yaptığı hararetli konuşmayı dinlerken insan ister istemez şu soruyu sormaktan kendini alamıyor: “2000 yılında ABD başkanı seçilmiş olsaydı, dünya nereye evrilirdi, gerçekten küresel ısınma ve iklim krizi ile mücadele edilebilir miydi?”

Davos notları

Davos notları

Davos’tan geriye kalanlar

Özel jet trafiği, bir haftalık emisyonu 4 katına çıkardı. Zira liderler ve iş insanları, bu yıl da jetlerinden vazgeçmedi,

Tren biletlerinde yüzde 50 indirim yapılsa da, araç trafiği engellenemedi,

Geçmiş ile kıyaslandığında beklenen düzeyde kar yağışı yoktu.

Davos notları

Davos’a katılmayan liderler

ABD Başkanı Joe Biden,

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping,

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin,

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron,

Birleşik Krallık Başbakanı Rishi Sunak,

Brezilya Cumhurbaşkanı Luiz Inacio Lula da Silva.