Deniz Kilislioğlu

Deniz Kilislioğlu

deniz.kilislioglu@ntv.com.tr

Tüm Yazıları

Hafta başında İstanbul’daki müzakerelerde Ukrayna, NATO'ya üye olmayacağı taahhüdünü verme karşılığında istediği garantileri sıraladı ve bu teklif metnini Rusya'ya iletti. Taraflar İstanbul görüşmesinde “önemli ilerleme” kaydedildiğini söylüyor ama silahları susturacak nihai anlaşmaya hala çok uzaklar.
Müzakerelerin 6 temel maddede yürütüldüğü yönünde açıklamalar vardı... Peki taraflar o 6 maddede hangi noktada ve bir uzlaşma metni ortaya çıkacaksa, bu, takriben nasıl bir çerçevede olabilir? İstanbul’daki turun ardından Ukrayna müzakere heyeti üyesi Mihail Podolyak ile görüştüm ve Ukrayna tarafından edindiğim izlenimleri aktarmaya çalışacağım...

Haberin Devamı

İstanbul müzakerelerinin ardından

Garantörlük, tarafsızlık, ateşkes...

Anlaşılan o ki, ortaya çıkacak nihai metinde birbiriyle bağlantılı üç temel konu olacak: Garantörlük, tarafsızlık ve ateşkes. Mihail Podolyak garantörlük mekanizmasını şöyle özetliyor:

Sunulan teklifte garantör ülkeler olarak BM Güvenlik Konseyi daimi 5 üyesi (ABD, İngiltere, Fransa, Çin, Rusya), Türkiye, Almanya, Kanada, Polonya ve İsrail var. Bugüne kadar yapılan ön görüşmelerle bu teklifi kabul eden ülkelerse ABD, İngiltere, Fransa, Almanya ve Türkiye oldu. Ukrayna, bir yandan Rusya ile müzakerelere devam ederken diğer yandan da ikili düzeyde ülkeleri garantörlüğe ikna etmek için görüşmeler yapacak. Ukrayna, bugünden garantörlerin ordu, silah, ya da mali destek taahhütlerini bir çerçeveye bağlamaya çalışıyor. Podolyak, bu güvenlik anlaşmasının, katılmak isteyen herkese açık olduğunun da altını çiziyor.

Rusya-Ukrayna arasında şayet gelecekte bir metin imzalanacaksa, o metne garantör ülkelerin de imza atması beklenir ancak burada ortaya çıkan soru "Ukrayna bu ülkelerle ikili düzeyde anlaşmalar da imzalayacak mı?" yönünde... Bugün her fırsatta Batı’dan yeterli desteği göremediğini dile getiren Kiev yönetimi, ileride yeni bir saldırıya uğradığında destek geleceğini garanti altına almak istiyor. Bir başka deyişle, garantörlük mekanizmasını net bir çerçeveye bağlama ihtiyacı hissediyor.

Podolyak, verdikleri teklifte bu ihtiyacı gideren maddeyi “Ukrayna’ya saldırıda üç gün içinde çözüm bulunamazsa, ondan sonraki adımlar çoğunluk kararıyla alınacak” şeklinde açıklıyor. Yani harekete geçmek için tüm ülkelerin oybirliği aranmayacak, çoğunluk kararı yeterli olacak.

Haberin Devamı

KIRIM VE DONBAS KONUSU

Yukarıdaki garantörlük teklifi Kırım ve Donbas bölgesini kapsamıyor. Ukrayna tarafının görüşmelerin önünü açacak derecede esneklik göstermesi, kimilerine göre taviz vermesi anlamına geliyor. Podolyak, “Toprakla ilgili konular devlet başkanlarının yetkisinde" diyerek, bu iki başlığın liderler zirvesinde görüşüleceğini söyledi.

Peki, Podolyak’ın “İstanbul’da cumhurbaşkanlarımızın görüşmesini sağlayacak belgeler tamamlandı. Bu sözleşme onlara yeterli zemin oluşturacaktır” ifadesi burada nereye oturuyor? Nihai anlaşma metninde Kırım ve Donbas konusunda bir çözüm zemini olmadan liderler nasıl bir araya getirilecek? Özellikle de Rus Lider Vladimir Putin, üçlü bir zirveye nasıl ikna edilecek?

Belki de ateşkesi sağlayacak o metinde, Kırım ve Donbas’ın çözüm formülü olmayacak ama ileride yapılacak müzakerelerin yöntemine veya mekanizmasına atıf yapılacak. Podolyak’ın “Kırım’ı 15 yıl boyunca görüşeceğiz” demesinin sebebi bu.

Haberin Devamı

Bu arada bir hatırlatma: Rusya 2014’ten bu yana Kırım’ı Ukrayna ile asla görüşmedi. (Kendisinin olduğu iddiasıyla) Donbas bölgesi ise Avrupa Güvenlik ve İş Birliği Teşkilatı (AGİT) bünyesinde müzakere ediyordu. Podolyak, “Şu an itibariyle pozisyonumuz belli: Kırım Ukrayna'nındır. Fakat ona giden yol, işte bu görüşmelerin konusu olacak” diyor.

İstanbul müzakerelerinin ardından

NEO-NAZİZM, RUSÇA TALEPLERİ

29 Mart’taki zirveye saatler kala "Financial Times" gazetesi, Rusya’nın “Ukrayna’nın Neo-Nazizm’den arındırılması ve Rusça’nın önündeki engellerin kaldırılması” ile ilgili taleplerinden vazgeçtiğini yazmıştı. Konuşabildiğim yetkililer “Rus tarafı bu iki talepten vazgeçmedi ama artık ısrarlı şekilde bu talepleri öne çıkarmıyor” dedi.

Podolyak da üzerinde çalışılan metinde bu iki başlığa vurgu yapılmayabileceğini “Nazilerden arındırılma gibi başlıklar gerçek dışı ve propaganda amacıyla Rusya tarafından kullanıldı. Ana konu garantilerdi ve barış konusu da sadece bu çerçevede çözülebilir” sözleriyle anlatıyor. Özetle, ortaya çıkacak nihai metinde biz belki de bu iki konuya da somut bir atıf görmeyebiliriz.

PEKİ YA BUNDAN SONRA?

Ukrayna teklifini verdi, şimdi top Rusya’nın sahasında. Podolyak, Rusya’ya teklifi düşünmek ve kararını bildirmek için İstanbul’da bir süre verilmediğini söyledi. Rusya için bir son tarih yok ama Moskova Kiev’in teklifine “Evet” derse, metinlerin parafe edilmesi için liderler zirvesi öncesinde dışişleri bakanları buluşabilir. Eğer onlar da mutabık kalırsa ancak ondan sonra liderler zirvesini göreceğiz.

Podolyak olası liderler zirvesi için “en az iki üç hafta” tahminini, biraz da zorlanarak yaptı. Eğer imzalar atılırsa sonrasında süreç, ateşkesin sağlanması, sözleşmenin Ukrayna’da referanduma sunulması, Rus askerlerinin savaştan bir gün önceki yerlerine dönmesi (Kırım ve Donbas’a çekilmesi), şeklinde ilerleyecek. Kırım ve Donbas için de ancak bu evreler geçildikten sonra anlaşmada yapılan atıf çerçevesinde barış görüşmelerinin başlaması beklenebilir. 

İstanbul müzakerelerinin ardından