Deniz Kilislioğlu

Deniz Kilislioğlu

deniz.kilislioglu@ntv.com.tr

Tüm Yazıları

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Cuma günü Ukrayna’da işgal ettiği 4 bölgenin ilhak kararını imzaladı. Herson, Zaporijya, Donetsk ve Luhansk’taki “referandum”lardan sonra oradaki halkın Rusya’ya katılma kararı verdiğini ve bu bölgelerin “sonsuza dek” Rusya Federasyonu’na bağlı olacağını dünyaya ilan etti.

Burada sorun ve soru çok ama bu aşamada herkesin aklında şu var: Bu 4 bölgenin sınırı nerede başlayıp nerede bitiyor? Zira Rusya, aslında bu 4 bölgenin tamamını kontrol etmiyor veya edemiyor. Referandumlar sadece Rusya’nın fiilen kontrol edebildiği bölgelerde yapıldı ama Moskova, yine de bu 4 bölgenin kontrol edemediği kısımlarını da kapsayacak şekilde bir ilhak kararı aldı. Bir alan hesabı yapıldığında, Rusya’nın sadece kontrol ettiği yerleri ana karaya katabildiği düşünülürse bu, Ukrayna’nın yaklaşık yüzde 18’ine karşılık geliyor. Ancak bu 4 şehrin yerleştiği alan Ukrayna’nın yüzde 22’si.

Haberin Devamı

Biraz daha ayrıntılı bakacak olursak, mesela Herson’da Ukrayna’nın direnişi hâlâ sürüyor. Zaporijya’da nükleer santralin olduğu bölge dahil geniş bir alan Rusya’nın kontrolünde ama kent geneli düşünüldüğünde bu oran yüzde 70 civarında. Geri kalan bölümde Ukrayna güçleri mevzilerini koruyor. Donestk’e bakıldığında yüzde 60’a karşılık yüzde 40 bir Rusya-Ukrayna dengesi var. Luhansk’da da birkaç kasaba hala Ukrayna kuvvetlerinin elinde.

Kremlin netleştirmedi

Bu tablo, imza töreninin öncesinde Kremlin Sözcüsü Dimitri Peskov’a da soruldu. Peskov konuya net bir yanıt vermedi. “Peki Rus kontrolü altındaki bölgeler ne olacak?” sorusuna da “Özgürleştirilecek” demekle yetindi. Donetsk ve Luhansk için bu tabloyu çizerken, Herson ve Zaporijya için “Bugün herşeyi netleştireceğiz” diyerek Putin’in açıklamalarını işaret etti. Ancak Rus lider bu ayrıntılara girmedi, 4 kentin tamamı üzerinde bir hak iddia etti. Hatta “Buraları tanıyın, masaya oturalım, savaş bitsin” mesajı verdi.

Ukrayna’nın bunu kabul etmeyeceği zaten ilan edildi. Sonuç olarak bundan sonraki süreçte Ukrayna direnişe devam edecekse –ki edeceklerini ilan edip ABD ve İngiltere’yle ilave silah ve mühimmat desteğini görüşmeye başladılar- savaş daha da karmaşıklaşacak demektir. Böyle bir aşamada korkulan şey, Rusya Devlet Başkanı’nın Ukrayna’nın ilerleyişinin sürmesi halinde nükleer silah kullanma ihtimali. Başta Doğu Avrupa olmak üzere dünyayı diken üstünde tutan şey, Putin gerçekten “blöf” yapıp yapmadığı.

Haberin Devamı

Putin’in ‘sınırı’ neresi

Amini için BM soruşturması talebi

İran rejimi, kadınlar üzerinde kurduğu baskılar yüzünden bir kez daha zor zamanlar geçiriyor. İran’da kadınlar, gözaltında hayatını kaybeden Mahsa Amini için protestolarını sürdürüyor. İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, Amini’nin ölümümün soruşturulmakta olduğunu ama ülkede kaosa izin verilmeyeceğini söyledi. Protestoların sürmesi, ülkede bu soruşturmaya pek fazla güven duyulmadığını gösteriyor.

Dünya kamuoyunda da İran’da yapılacak soruşturma yeterli görülmüyor. Uluslararası Af Örgütü, bunun için harekete geçti ve Birleşmiş Milletler (BM) üyesi ülkelerin liderlerine, bakanlarına BM’yi harekete geçirmeleri için mektuplar yazdı. Bu mektubun Türkiye’deki adresi Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’ydu. Mektupta şu satırlara yer verildi:

Haberin Devamı

“Sizi, İran’da yaşanan hak ihlallerini gündeme getirmek ve hesap verilebilirliği temin etmek için bağımsız bir BM mekanizması oluşturulması için harekete geçmeye çağırıyorum.”

Putin’in ‘sınırı’ neresi

Lula’nın görkemli dönüşü

Latin Amerika’nın en büyük ülkesi Brezilya’da bugün devlet başkanlığı seçiminin ilk turu yapılıyor. Yarış, mevcut başkan Jair Bolsonaro ile eski Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva arasında geçecek. Son virajda anketler, Da Silva’nın arayı biraz açtığını gösteriyor.

IPEC kamuoyu araştırma şirketi 25-26 Eylül’de 3 bin 8 kişi ile görüştü ve ankete göre son haftaya girilirken Lula ilk turda yüzde 48 oya sahip görünüyordu. Bolsonaro’nun desteğiyse yüzde 31’lerdeydi. Bu oranlar bir önceki hafta yüzde 47’ye yüzde 31 şeklindeydi. Brezilya halkı bir kez daha Da Silva derse, bu, Bolsonaro’nun son 4 yıldaki tartışmalı politikalarının bir sonucu olacak. Ülkede bir kesim Bolsonaro’yu ekonomik krizin sebebi olmakla suçluyor. Ekonomi, Lula’nın oylarını artırmaya yarayacak bir alan gibi görünüyor. Ayrıca Bolsonaro, bireysel yaklaşımları yüzünden kurumları zayıflatmakla da suçlanıyor. Salgın sürecinde virüsü ciddiye almayan tavrı ve izlediği politikalar çok tartışılmıştı. Kimilerine göre Da Silva seçilecekse bunun tek sebebi “Bolsonaro’dan daha iyi bir başkan olma ihtimali.”

Cezaevinden başkanlığa

İşçi Partisi’ni kurduğu dönemde arkadaşlarının ona taktığı “kalamar” anlamına gelen “Lula” lakabını çok seven ve resmi olarak ismine dahil eden 77 yaşındaki Da Silva, dünyanın en popüler siyasetçilerinden. Ailesine destek olmak için eğitimini ihmal etmeye mecbur kalan, hatta 10 yaşına kadar okuma yazma bile öğrenmeye imkân bulamamış bir isimden bahsediyoruz. İşçi kesimi için verdiği mücadelesiyle bilinen Da Silva, 2002 ve 2006’da devlet başkanı seçilmişti.
Kanser tedavisi gören ve 2011’de görevi bırakan Da Silva hakkında daha sonra yolsuzluk iddiaları ortaya atılmış ve yargı süreci başlatılmıştı. Cezası onanan eski devlet başkanı, 580 günlük hapis hayatının ardından Yüksek Mahkeme’nin verdiği kararla serbest kalmıştı. Kanseri yenen ve hakkındaki dava süreçlerini atlatan Da Silva, siyasi yasağının da kaldırılmasının ardından siyasete görkemli dönüş yaptı. Eski başkanın seçmene en büyük vaadi ise şu söylemde yatıyor:

“Geçmişte yaptığımdan daha iyisini yapabilirim.”

Putin’in ‘sınırı’ neresi

Luiz Inacio Lula da Silva kimdir?

1980: Brezilya İşçi Partisi kurucu üyesi,

2002 ve 2006: Brezilya Devlet Başkanı seçildi,

2016: Hakkında yolsuzluk soruşturması başladı,

2017: 9,5 yıl hapis cezasına çarptırıldı,

2018: Temyiz mahkemesi cezasını 12 yıla çıkardı,

2019: Yüksek mahkeme yeniden yargılama talep etti,

2021: 580 gün hapiste yattıktan sonra tahliye edildi, siyasi yasağı kalktı.