Deniz Kilislioğlu

Deniz Kilislioğlu

deniz.kilislioglu@ntv.com.tr

Tüm Yazıları

İnsanoğlunun ürettiği en gelişmiş teleskop James Webb, bu hafta dünyadan 1.5 milyon kilometre uzaklıktaki yörüngesine oturdu. Dünya artık oradan gelecek görüntüleri ve bilim insanlarının analizlerini bekliyor. Teleskop, ABD’nin Baltimore kentindeki Goddard Uzay Uçuş Üssü’nde izleniyor. Üssün en yetkili astrofizikçisi John Mather ile bundan sonraki süreci konuştum.

Yıllardır teleskoplarla uzayı keşfetmeye çalışan John Mather önemli bilgiler verdi ama kendisinin uzay yolculuğundan korktuğunu söylemesi de neredeyse bir başka manşet değerindeydi. 72 yaşındaki Mather’ın “Uzaya gitmekten korkuyorum. Tehlikeli ve hiç konforlu bir yolculuk değil. Bu yüzden hiç hevesli olmadım” sözleri belki şaşırtıcı ama bir o kadar da insani. Mather, “Diğer insanlar bu meydan okumayı üstlendiği için memnunum. Robotlarla yapabileceğiniz pek çok şey var ama bazı şeyler için gerçekten insana ihtiyacınız var” diyor.

Haberin Devamı

‘Uzay yolculuğundan korkuyorum’

James Webb’ten ilk görüntüler

Mather, “kara gövde formunun ve kozmik mikrodalga arka plan radyasyonunun eşsiz yönsüzlüğü” hakkındaki buluşundan ötürü 2006 yılında Nobel Fizik Ödülü’nü almış bir isim. Onun buluşu “büyük patlama” ile ilgili çalışmalara öncü olmuştu. Mather’a, “James Webb’ten gelecek nasıl bir görüntünün kendisini heyecanlandıracağını” sorduğumda, cevabı şu oldu:

“NASA’nın bir önceki teleskobu Hubble, bize diğer yıldızların etrafında gezegenlerin olduğunu gösterdi. İkinci olarak, evrenin her gün hızlandığını ve genişlediğini gördük. Üçüncü sonuç, her galaksinin ortasında bir büyük kara delik olduğunu keşfetmemizdi. Dolayısıyla artık Hubble’ın göremediklerini keşfetmeyi istiyoruz. Kataloğumuzda, gelecek yıl inceleyeceğimiz 65 gezegen var. Büyük patlamadan sonra oluşan ilk yıldızları, ilk galaksileri, ilk karadelikleri anlamak istiyoruz. Öğreneceğimiz her şey büyük bir sürpriz olacak.”

Dev teleskop 30 günlük yolculuğun ardından yörüngeye oturdu ve birkaç hafta teleskobun soğuması beklenecek, ardından da odaklanacak. Peki ilk görüntüler ne zaman gelecek?

Mather, “İlk bilimsel kareleri Temmuz ayında, belki Haziran sonu alacağız. Bunların bazıları hemen yayınlanacak. Bazıları, bilim insanlarınca anlamlandırılıncaya kadar tutulacak” dedi. Mather, “Teleskobun görev süresini 20 yıl planladık, süre bittikten sonra dünyaya kontrolsüz şekilde düşmesini istemeyiz. Bu yüzden galaksiler arası bir boşluğa çekmeyi düşünüyoruz” diye konuştu.

Haberin Devamı

NASA astrofizikçisine, son dönemin popüler filmi “Don’t Look Up”ı izleyip izlemediğini de sordum. “İzleyemedim. Yoğunluktan vakit olmadı” dedi ama dünyaya bir kuyruklu yıldızın çarpma ve dünyayı yok etme ihtimali için “Çok düşük olsa da böyle bir ihtimal hep var” ifadesini kullandı.

JOHN MATHER

1946 doğumlu

1968: Swarthmore Üniversitesi Fizik Bölümü,

1974: Kaliforniya Üniversitesi doktorası,

2006: Nobel Fizik ödülü,

NASA Goddard Uzay Merkezi astrofizikçisi.

Hedef mart ayının başı

Bu hafta, Doğu Ukrayna’daki krizin çözümü için kurulmuş “Normandiya Dörtlüsü” yani Rusya, Ukrayna, Almanya ve Fransa’nın temsilcileri Paris’te buluştu. Krizin çözümü için bir başka platformsa, Avrupa Güvenlik ve İş Birliği Teşkilatı “Üçlü Temas Grubu.” AGİT’in Rusya ve Ukrayna temsilcileri, en son 11 Mart 2020’de yüz yüze görüşmüş, iki yıldır da süreci çevrimiçi toplantılarla götürmüştü. (Çevrimiçi toplantılar iki haftada bir yapıldı ve en sonuncusu 22 Aralık’taydı)

Haberin Devamı

‘Uzay yolculuğundan korkuyorum’

Şimdi yeniden tarafları yüz yüze görüştürme çabası var. Toplantının muhtemel adreslerinden biri de İstanbul. AGİT Üçlü Temas Grubu Başkanı Büyükelçi Mikko Kinnunen’e son durumu sordum. Büyükelçi Kinnunen “Kişisel hedefim, yüz yüze görüşmeyi ikinci yıldönümünden önce, Mart başında yapmak” dedi, yer konusundaysa henüz netlik olmadığını söyledi.

Neden yüz yüze  görüşme?

AGİT’in yüz yüze görüşmelere dönme ısrarının sebebi, çevrimiçi toplantılardan yeterli verimi alamaması. Başlıca sebebi de bu görüşmelerin “kaydedilerek internete servis edilmesi” ihtimalinin bulunması ve bunun da tarafları tedirgin etmesi.

Büyükelçi Kinnunen, “bu tip müzakerelerin doğası gereği yüz yüze yapılmasının daha iyi” olduğunu belirtti. Bugüne kadar Kiev ya da Minsk’te buluşan grup için bir süredir yeni yer arayışı var. Anlaşılan o ki, taraflar o yeni adreste buluşma konusunda hem fikir ama adres konusunda netlik yok. Büyükelçi Kinnunen, “Henüz o aşamada değiliz. Öncelikle bazı şeylerin netleşmesi lazım” dedi.

Aşılması gereken engeller

Aşılması gereken sorunların başında güvenlik geliyor. Zira toplantı masasında sadece Ukrayna ve Rusya temsilcileri olmayacak. Geçmişte Ukrayna’nın karşı çıktığı ve Doğu Ukrayna’da Donbass bölgesindeki Rus destekli ayrılıkçılar da davet ediliyor.

Büyükelçi Kinnunen, “Buradaki kişilerin statüsü konusunda bir uzlaşı yok. Onların toplantının yapılacağı yere gitmeleri ve güvenli şekilde dönmelerinin garanti edilmesi lazım. Bu tip şeyleri bile netleştirmek gerekiyor. Herşey netleşmeden hiçbir şey netleşmiyor. Mutabık kalınırsa, İstanbul’un mükemmel bir yer olacağı konusunda şüphe duymuyorum” diye konuştu. Büyükelçi, “evsahibi olmayı” Türkiye’nin talep etmediğini de belirterek, “Türkiye’nin pozisyonunu ‘ev sahipliğini kabul etmek ama bu görüşmelerin bir parçası olmamak’ şeklinde. Ev sahipliği ile arabuluculuğu karıştırmamak gerekiyor” vurgusunu yaptı.