Deniz Kilislioğlu

Deniz Kilislioğlu

deniz.kilislioglu@ntv.com.tr

Tüm Yazıları

Ukrayna savaşında gözler bir süredir Zaporijya Nükleer Santrali’nde. Avrupa’nın en büyük, dünyanın da dokuzuncu büyük nükleer santrali ülkenin doğusundaki Donbas bölgesine yaklaşık 200 km uzaklıkta. Burası bir süre önce Rusya’nın kontrolüne girdi. Zaporijya nükleer santralinin çevresinde Cuma gününden bu yana bombaların da kullanıldığı çatışmalar oluyor. Avrupa kamuoyu bu bölgede olup bitenleri işte bu yüzden dikkatli ve tedirgin gözlerle izliyor. Hatta bölge için oluşabilecek risk sebebiyle herkes diken üstünde diyebiliriz. Rusya saldırıları Ukrayna’nın yaptığını iddia ederken Ukraynalılar da Rusları suçluyor. Santralin durumunu görmek üzere bölgeye uzmanların girmesi lazım. Açıklamalara bakarsanız her iki ülke de buna hazır, ama uzmanlara bölgeye geçebilmeleri için vize verilmiş değil.

Haberin Devamı

7 KUSURLU HAREKET

Cuma günü şiddetlenen saldırılarda tesisin harici güç kaynağı zarar gördü. Bu durum, savaşın daha başında yani mart ayında Uluslararası Atom Enerji Kurumu (IAEA) Başkanı Rafael Mariano Grossi’nin sunduğu nükleer enerji güvenliğini sağlayacak ‘yedi ayaklı’ planın ihlali anlamına geliyor. Sadece harici güç kaynağının zarar görmesi değil, izleme sistemlerine erişimin engellenmesi, dahası tarafların bu tutumunun acil müdahaleyi engeller bir hal alması da kuralları ihlal ediliyor. Taraflarla görüşen ve bir denetim heyetinin bölgeye gitmesi için onları ikna etmeye çalışan Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Grossi perşembe günü Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ni bilgilendirdi. Heyete izin verilmesi için taraflara adeta yalvardı. İki ülkenin temsilcileri ise “Heyetlerin gelişi için IAEA ile ilgili işbirliğine hazırız” dediler ama birbirlerini suçlamaya devam ettiler. Vize sorunu çözülemediği için santralin durumu hakkında sağlıklı bilgi almak, tespitlerde bulunmak mümkün değil. Dünya ve özellikle de santralin bulunduğu bölgeye yakın ülkeler- ki buna Türkiye de dahil- diken üstünde bekleyişe devam ediyor.

Ukrayna savaşı ve nükleer güvenlik

IAEA nükleer enerji güvenliği önerisi

Haberin Devamı

1- Reaktörler, yakıt havuzları ve radyoaktif atık depoları korunmalı

2- Tüm emniyet ve güvenlik sistemleri tam zamanlı çalışır durumda olmalı

3- İşletme personeli görevlerini yerine getirebilmeli

4- Nükleer tesislerin saha dış güç kaynağı olmalı

5- Kesintisiz lojistik tedariği olmalı, ulaşım kesilmemeli

6- Etkili saha içi ve saha dışı radyasyon izleme sistemleri olmalı, acil duruma müdahale önlemleri alınmalı

7- İletişim kesilmemeli

Zaporijya Nükleer Santrali:

Sovyetler Birliği döneminde inşa edildi (1980-1996)

Altı reaktörü var

Ukrayna’nın elektrik ihtiyacının beşte birini tek başına üretiyor

Yaklaşık dört milyon evin elektrik ihtiyacını karşılıyor

Zaporijya’da diken üstünde bekleyiş

SEÇMECE İADE

Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısının ardından NATO’ya üye olmak isteyen ancak Türkiye’nin onayını alması gereken İsveç bu hafta bir adım attı. Stockholm yönetimi dolandırıcılık suçuyla ülkede bulunan Okan Kale’yi Türkiye’ye iade edeceğini duyurdu. Bu, NATO üyeliği için varılan mutabakatın ardından Türkiye’ye yapılacak ilk iade. Okan Kale, Türkiye’nin İsveç’e verdiği iade talebi listesinde bulunan bir isim. Ama bir noktanın altını çizelim: Türkiye’nin İsveç’e ilk etapta sunduğu listedeki 33 kişinin 26’sı PKK/FETÖ/DHKP-C ve TİKKO örgütleriyle irtibatlı isimlerdi. Adli suçlardan iadesi istenenlerin sayısı ise yediydi. Dolandırıcılık, uyuşturucu ve silah kaçakçılığı ile cinayet suçundan iadesi istenenler de bu kapsamda. Okan Kale bu listede yer alan isimlerden… İsveç’in iade adımını atması önemli ama o uzun listeden seçtiği ilk kişinin terör değil dolandırıcılık suçundan yargılanan biri olması Ankara’yı pek memnun edecek bir adım değil. Dahası bu tercih, İsveç’in niyetini de sorgulatan bir durum.

Haberin Devamı

Zaporijya’da diken üstünde bekleyiş

İSTİHBARAT TEMASI NE ZAMAN KESİLDİ?

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Büyükelçiler Konferansı’nın kapanışında söylediği “Belgrad’daki Bağlantısızlar Toplantısı’nda ayaküstü Suriye Dışişleri Bakanı ile kısa bir sohbetim oldu” sözleri çok tartışma yarattı. Bu sohbet, Ekim 2021’de yapılmıştı ve bakan bunu ilk kez duyurdu. Tabii, bu açıklama Rusya’nın bir süredir Türkiye’yi Suriye rejimi ile yeniden görüşmeye çağırmasıyla birlikte düşünülünce tartışmalar daha da büyüdü.

İşin özüne dönecek olursak, Bakan Çavuşoğlu aslında Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile görüşme aşamasına gelinmediğini anlatmaya çalışıyordu. Şu aşamada görüşmelerin “istihbarat düzeyinde” devam edeceğini yineledi. Burada benim dikkatimi çeken Bakan’ın bir başka ifadesiydi. Çavuşoğlu “Bir ara istihbaratlar arasında görüşmeler olmuştu. Daha sonra kesinti oldu. Şimdi tekrar başladı” dedi. O kesinti ne zaman oldu, neden oldu, bunun ayrıntısına baktım. Gördüğüm tablo şuydu: Malum MİT Başkanı Hakan Fidan, Suriye İstihbarat Başkanı ile Ocak 2020’de Moskova’da görüşmüştü. Bu görüşme Barış Pınarı Harekatı’ndan yani Rusya ve ABD ile ayrı ayrı varılan mutabakattan sonra oldu. Hatta o görüşme Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in “Adana Mutabakatı” çıkışının ardından yapılmıştı. Anlıyoruz ki, istihbarat örgütleri arasındaki temas bir ay sonra kesildi. Bunun sebebi Suriye rejiminin Şubat 2020’de başlattığı İdlib operasyonuydu. İdlib’e düzenlenen ağır saldırıların ardından Suriye rejimi ile istihbarat düzeyinde diyalog kesildi. 2021 yılında iki ülkenin istihbarat başkanlarının Bağdat’ta görüşeceği haberleri ortaya çıktı. Özetle temaslar sahadaki duruma göre bazen kesiliyor, bazen yeniden kuruluyor. Bakan Çavuşoğlu’nun “görüşmeler şimdi tekrar başladı” sözünden, bu temasın kısa bir süre önce yeniden başladığını anlıyoruz.