ŞU Dünya Ticaret Merkezi olayını düşünüyorum da... Üzerinden tam 11 yıl geçmiş...
“Ülkelerin, kentlerin hayatında 11 yılın pek bir anlamı yok” diye düşünebilirsiniz.
Aynı görüşte değilim.
Bir insanın hayatında 11 yıl çok önemli bir dönemi kaplar.
Hem de çok...
Ben artık şehirlerin de bir gün bile beklemeye tahammülü olmadığını düşünüyorum.
Hafızalarınızı zorlayın ve 1997 yılına gidin.
Dünyayı düşünün, Türkiye’yi hatırlayın, kendi yaşamınızdan örnekler alın; işinize, özel hayatınıza bakın.
Ne kadar çok şey değişmiş değil mi?
Hatta yeni bir dünya düzeni kurulmuş.
Cumhuriyet tarihinin en derin krizi yaşanmış.
Hükümetler gelmiş, hükümetler gitmiş.
Türkiye zaman zaman gözden düşen, zaman zaman da gözde ülke olmuş.
Savaşlar çıkmış; Saddam gibi diktatörler devrilmiş.
Bizde ise siyasi bir konsolidasyon olmuş; 2002’de eski liderler ve partiler sandığa gömülmüş, yeni bir döneme başlanmış.
Sonrasında dünyada para bolluğu dönemi yaşanmış.
Petrol zengini ülkeler milyarlarca dolarlık altyapı yatırımları yapmış.
Yabancı sermaye bir ülkeden bir başka ülkeye gitmiş.
Zenginleşme ve çılgın bir dönem...
Şimdi de o dönemin hatalarından dolayı ortaya çıkan küresel kriz...
Ne kadar sürer; bizi teğet geçer mi geçmez mi, tam bilemiyoruz.
Ama bildiğimiz tek bir şey var o da; büyük yatırımların artık eskisi kadar kolay olmayacağı...
Ve çukur...
Dünyalar değişirken aynı kalıyor.
* * *
Söyler misiniz; İzmir gibi bir kent bunlara layık mı?
Ekonomik konjonktürden en fazla yararlanması gereken kentlerin başında İzmir gelirken; neden bizler beklemek zorundayız?
Cevap yok...
Sadece Dünya Ticaret Merkezi için bu soruları sormuyorum.
Size onlarca örnek verebilirim.
Bakın yeraltı otoparklarına...
Bakın İnciraltı planına...
Bakın yeni İzmir projesine...
Listeyi uzatabilirim.
Bir projenin yapılıp yapılmayacağı için 11 yıl beklenir mi?
Dünün doğrusu bugünün yanlışı mıdır?
* * *
“Yapılmasın...”
Tamam, yapılmasın...
Peki sizin öneriniz?
Odalara, derneklere, sivil toplum örgütlerine göre İzmir’e yakışan ve olması gereken nedir?
Proje öneriniz...
Ses yok...
Ege Bölgesi gerçekten de dünyanın en özel yerlerinden biri...
Bütün Avrupa’yı gezin; İzmir gibi bir değer, bir pırlanta bulamazsınız.
Ama bu değeri işleyebilmek için herkesin dikkatini çeken projelere imza atmalısınız.
Önümüzde yerel seçimler var.
Şahsen ben suyla, çöple, park bahçeyle ilgili sözler duymak istemiyorum.
İzmir’in başkanı zaten bu konuları bitirmiş, sorunsuz halletmiş olması gerekiyor.
Başkan adayları bizlere İzmir’i 2050’de nasıl hayal ettiklerini anlatmalılar.
Evet...
11 yıl insan için de, kentler için de uzun yıllardır. Projelerin yapılıp yapılmayacağı elbette kentin önde gelenleri tarafından karar verilecektir. Hukuka herkesin saygısı olması gerekir.
Ama İzmirliler artık “İstemiyoruz...” sözünden sonra “Senin önerin ne?” sorusunun cevabını da merak ediyorlar.