AKP İzmir İl Başkanı Aydın Şengül diyor ki... “Bizim belediyecilik anlayışımızda tek adam yok. Bizde ekip önemli. İzmir gibi bir şehri kimse kendi başına yönetemez...”
Aydın Şengül, hevesli, yaptığı işe, oturduğu koltuğa katkı koymaya çalışan bir kişi.
İktidar partisinin il başkanı olduğu için de dikkatler onun üzerinde.
Şengül, İzmir kamuoyunun beklentilerini, isteklerini Ankara’ya iletecek isimlerden biridir.
Elbette AKP, İzmir’de seçimde kendisine avantajlar yaratacak bir adayı öne çıkaracaktır.
Çünkü Türkiye’nin seçimi İzmir’de olacaktır.
Şengül devam ediyor:
“2004 yerel seçimlerinde tüm meclis üyeleri, belde belediye başkanları, hatta ilçe belediye başkanları dahi il ve ilçe teşkilatlarımızın belirlediği kişiler oldu. Ankara hiç karışmadı. Büyükşehir adayı için de il teşkilatının görüşü çok önemli...”
Keşke AKP üst yönetimi Şengül’ün bu sözlerini dikkate alsa...
* * *
Doğrudur.
İzmir gibi bir şehri yönetecek kişi ve kadrosu çok önemlidir.
Ekibin yaratıcılığı, vizyonu, geleceği şekillendirebilmesi ve dünyayı okuyabilmesi gerekiyor.
Dilerim, 2009 Mart’ında seçilecek kişinin öngörüleri de bu yönde olur.
Ancak bir hatırlatma yapmak isterim.
Türkiye’deki siyasi partiler kendi iç işleyişlerinde demokrasi kavramını unutmuştur.
Liderin ağzından çıkan, liderin direktifleri ön plana çıkmıştır.
Bu, istisnasız böyledir.
Bu eleştirilerimi sakın sadece AKP’ye yönelik olarak algılamayın.
CHP’de de, MHP’de de, Demokrat Parti’de de durum böyledir.
Ama AKP’yi diğerlerinden ayıran bir başka ayrıntı var.
Genel Başkan’ın tartışılması, eleştirilmesi, sorgulanması bile düşünülemez.
AKP’de tek seçici Recep Tayyip Erdoğan’dır.
Hele hele İzmir gibi AKP için artık sembolik bir anlamı olan bir kentte, durum bunun da ötesindedir.
Erdoğan eleştiri kabul eden bir lider de değildir.
* * *
O yüzden ekip ruhuyla adayların bulunması, stratejiye uygun bir takımın yaratılması gibi yaklaşımlar hoş bir temennidir.
Erdoğan kafasındaki kişiyi telaffuz edecektir, tartışma da bitecektir.
Kimse de itiraz etmeyecektir. Bu kadar basittir.
Eğer aksi olsaydı, genel seçimlerden birkaç ay sonra AKP buraya gelir miydi?
İl başkanlarının, parti teşkilatlarının, sivil toplum örgütlerinin, kamuoyunun uyarıları dikkate bile alınmamıştır.
* * *
Aksine çok sert tepkiler, Türkiye’nin bütün dengelerini de altüst etmiştir. Erdoğan, İzmir AKP’nin sağduyulu yöneticilerini dinlemiş olsaydı, partiyi merkeze mi çekmek için gayret gösterirdi, yoksa bugün gelinen noktayı mı?
Cumhurbaşkanı adayı Abdullah Gül mü olurdu, yoksa herkesin ikna olabileceği bir başka isim mi?
Türban yasası çıkar mıydı, çıkmaz mıydı?
Sonuç olarak...
AKP’de belirleyici olan Erdoğan’ın tercihleridir.
Geriye kalan ayrıntılardır.