HAFTA sonu mail kutum dolmuş. Onlarca mesaj... Cumhuriyet Halk Partisi’nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı kesinleştikten sonra gözler ilçelere çevrildi.
Cumartesi günü öğle saatlerinde bazı isimler siyasi kulislerde dolaşmaya başladı.
Tek tek yazmak istemiyorum.
Ama herkesin kafasını karıştıran ve partide fırtına yaratabilecek bir liste...
Buca’da, Bornova’da, Konak’ta, Çiğli’de, Karabağlar’da, Bayraklı’da beklentilerin aksine öne çıkan isimler...
Sonra mesajları tek tek okudum.
Bazen bir konu ya da bir olay üzerine çıkışı tek bir yerden olan mailler gelir.
Acaba benzer mesajlar mı diye baktım.
Hepsi şahsıma yazılmış, farklı bir üslup ve istekte olan yorumlardı.
Yani, “Biz Konak’ta Kemal Karataş’ı değil de, şu ismi destekliyoruz” şeklinde değil.
Ya da...
“Bornova’da Sırrı Aydoğan olmazsa oyumuzu DSP’ye atarız” şeklinde de değil.
Derli toplu...
Teşkilatın beklentilerini, sokaktaki vatandaşın isteklerini, parti içi dengeleri gözeten düşünceler...
* * *
Eminim...
Bu mesajların büyük çoğunluğu CHP Genel Merkezi’ne de gidiyordur.
Genel Sekreterlik bu yazıları dikkate alır mı, Genel Başkan Deniz Baykal’a iletir mi iletmez mi bilemem?
Ama şunu söyleyebilirim ki, İzmir’de bir huzursuzluk var.
Bu huzursuzluğu bu noktaya getiren de Genel Merkez’den başkası değil.
Ankara’nın önce İzmir’i garanti gören bir tavır sergilemesi, ardından AKP’yi bekleyip adaylarını hala açıklamamış olması teşkilatta büyük gerginlik yarattı.
Net olmayan durumlarda kulisler hareketlenir, dedikodu artar.
Eğer cumartesi günü İzmir’de yayılan aday listesi bir nabız yoklama, tepkileri ölçme taktiği ise bunda başarılı olduğunu söyleyebilirim.
Ama şunu da ilave etmem gerekiyor.
Bu liste kesinleşirse CHP’nin İzmir’de işinin hiç de kolay olmayacağını söyleyebilirim.
* * *
Peki, bunun çıkış noktası nereden kaynaklanıyor?
Siyasetin akil adamlarından bazılarına sordum, şöyle cevap verdiler:
“CHP İl Başkanı Kemal Karataş’la Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu son viraja kadar herkesi kucaklayan bir görüntü sergileyemediler. Parti bundan çok rahatsız oldu.
Elbette insanlar farklı görüşlere sahip olabilirler, birbirlerini de eleştirebilirler. Ama son güne kadar her iki başkan da ‘Ya ben, ya o’ tarzında bir politika izledi. Bu da gerginliğe neden oldu. Şimdi Karataş belediye başkan adayı olursa, geçmişi değil belki ama geleceği nasıl birlikte şekillendireceklerine dair kamuoyuyla düşüncelerini paylaşmak zorundalar. Seçmen kavga istemez... Seçmen istikrar ister, uyum ister... Bunun garantisini vermek zorundalar...”
* * *
AKP’de aday listeleri açıklandıktan sonra, “Genel Merkez bilir” diye yorumlar geldi.
Daha doğrusu, “Erdoğan’ın dediği olur” şeklinde...
CHP’de de durum çok farklı değil aslında...
Ama AKP’yle CHP arasında önemli ayrıntılar var.
AKP’de teşkilat bir süre sonra “Emir demiri keser” diye düşünmeye başlıyor, CHP’de ise kırgınlıklar devam ediyor.
O yüzden Deniz Baykal ve merkez yönetimi bu olasılıkları çok iyi analiz etmek zorundalar.
Bizden söylemesi...