Deniz Sipahi

Deniz Sipahi

dsipahi@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Hafta başında bütün dünya toz-dumandı... Para piyasalarında tansiyon iyice yükselmiş, kimsenin ağzını bıçak açmıyordu. Aslında güven bunalımı panik havasını arttırmış, herkes olan-biteni izliyordu.
Tabii merak edilen bir soru vardı. “Dip bulundu mu, daha kötüsü olur mu?”
40 yıldır İsviçre’nin en önemli fonlarının başında olan Maurice Danon, İzmir’de bu sorulara yanıt vermeye çalışıyordu. Danon, önce bir giriş konuşması yaptı. Deneyimli, soğukkanlı ve öngörü sahibi bir yönetici olarak Danon bile önümüzdeki aylarda yaşanabilecekleri tam tahmin edemiyordu.
Çünkü gidilecek yollar alternatifliydi. Elbette seçilecek çözüm paketleri de... Tercihe göre direksiyon başına geçilecek ve yolun bozuk olup olmadığı ancak o süreçte belli olacaktı. İnteraktif bir ortamda Danon’un konuşması bölen sorular da oldu, katkılar da. Örneğin şöyle bir soru sorulurken, Danon müdahale etti.
“Genel algılama İsviçre bankalarının bu süreçten daha güçlü çıkacağı yönündeydi. Ne oldu da İsviçre bankaları da likidite krizine girdi ya da yakalandı?”
Maurice Bey, “Sorunuzda bir gramer hatası var, bunu düzeltmek zorundayım kusura bakmayın” dedi. Ve devam etti.
“İsviçre bankaları diye bir şey artık yok. Güçlü olabilecek tek bir banka kaldı, o da Credit Suisse...” dedi. Hepimizi şaşırtan önemli bir açıklamaydı.
İsviçre, bankalar için önemli bir merkez. Tabii uluslararası bankalar faaliyetlerine devam ediyor ama İsviçre’nin ünlü yerel bankaları bile bu sıkıntılı süreçte çok fazla dayanamamışlardı.
* * *
Öyle anlaşılıyor ki; global dalgalanma dünya üzerindeki tüm tüketici alışkanlıklarını yeniden düzenleyecek. Belki de dünya finans sistemi yeniden yazılacak. Bir başka örnek daha hepimizi şaşırttı.
O da İsviçrelilerin mali sisteme olan güvenlerini azaltan ve kendilerini garanti altına almak istedikleri tutuma... İsviçreliler geçen cuma günü tam 17 milyar doları bankalardan çekip, İsviçre Posta İdaresi’nin hesaplarına yatırmış. Getiri sıfır... Yani faiz işlemiyor.
Ama İsviçreliler buna razı ve hayatlarından memnunmuş.
Çünkü İsviçre hükümeti Posta İdaresi’nin hesaplarına konan paralara yüzde 100 devlet güvencesi veriyormuş.
* * *
Maurice Danon, panik yapmayan bir ruh haline sahip olmasına rağmen geçen hafta yaşadıklarından sonra kısa vadede neler yapılabileceği konusunda bazı meslektaşlarıyla fikir ayrılığına düşmüş. Bunun nedeni Danon’un asıl tehlike olarak hedge fonları görmesi.
Nitekim bu konuşmaları yaptığımız saatlerde ABD’de hedge fonlar satışa geçmiş, borsalarda erime devam ediyordu.
Danon “Dünya finans piyasalarının geleceği açısından en kritik dönem 2009’un Ocak-Mart ayları olacaktır. Çünkü bu fonlar daha fazla zarar etmeyi göze alamaz noktaya gelirlerse satışa geçerler ve hiçbir ayrıntıya takılmazlar” diye konuşunca ortam bir anda sessizliğe büründü.
Çünkü böyle bir olasılık mümkündü.
Hükümetlerin 3 trilyon doları aşan yardım paketlerine rağmen piyasaların ateşi sönmemişti. Bankaların likidite krizinden sonra da hedge fonların bilançolarını yeniden şekillendirme isteği de bu sıkıntılara eklenince kriz daha da derinleşebilirdi.
Danon’a göre durgunluk kaçınılmazdı.
Döviz piyasaları için de en kritik süreç Yen-dolar ilişkisiydi.
Türkiye’yi de sıkıntıya sokacak carry trade yani ucuz Yen’le dolar alıp iş yapanları, faize yatıranları ya da borçlananları büyük tehlikeler bekliyordu.
Maurice Danon, herkesi rahatlatan bir konuşma yapmadı.
Ama atılacak adımların olduğunu hatırlattı ve bunların hayata geçmesi halinde sürecin tersine de dönebileceğini sözlerine eklemeyi ihmal etmedi.