Bundan beş yıl önce Mert Arıkan ve arkadaşları yanıma geldiklerinde bir sempozyum için hazırlık yapıyorlardı.
Benimle Rotary ailesinden dolayı bağlantı kurmuşlardı.
Kendilerine yol göstermeye çalıştım, başarılı da oldular.
Bundan bir süre sonra Mert yanıma geldi ve “Hindistan’dan bir davet aldım. Satyam Bilişim Şirketi’nde çalışacağım” dedi.
Hindistan ilginç bir deneme olabilirdi.
Mert gitti, çok da mutlu oldu.
Bilişim ve yazılım sektöründe müthiş bir performans gösteren Hindistan’da tecrübe kazandı, dünyanın değişik ülkelerinden gelen kendisi gibi gençlerle tanışma imkanı buldu.
Sürekli yazıştık, program sonlandığı günlere yakın da bu sefer Mert’i “İzmir’de ne yapacağım” telaşı aldı.
Ona hep “Mert, ABD’de insanlar iş için binlerce kilometre uzağa gidiyor, gerekirse sen de gideceksin” dedim.
Biliyordum ki gönlü hep İzmir’deydi.
Ailesi buradaydı ve dünyanın farklı yerlerinde çalışma imkanına sahip olmasına rağmen doğup büyüdüğü yerde yaşlanmak istiyordu.
Bu duyguyu çok iyi biliyordum.
Çünkü ben de İzmir’i hiçbir yerle kıyaslayamayan, yere göre sığdıramayan biri olduğum için içimden Mert’e sonuna kadar hak veriyordum.
Neyse...
Mert Hindistan’dan döndü.
İzmir’de bir firmada iş buldu.
Ancak mutlu değildi.
Yaptığı iş onu tatmin etmiyordu.
Arayışlara başladı.
Türkiye’nin en büyük holdinglerinden bir tanesinin enerji grubundan önemli bir teklif aldı.
Ancak pozisyon İzmit’teydi.
Düşündü, taşındı...
Ve geleceği için İzmit’e gitmeye karar verdi.
Mert gibi birçok gençle tanıştım, tanışıyorum.
Zaman zaman onların düzenledikleri toplantılarda konuşmacı olarak katılıyorum.
Bazen derslerine giriyorum.
Başımdan geçenleri anlatıyorum, geleceğe nasıl bakmaları gerektiğini kendi gözlüğümden yansıtmaya çalışıyorum.
Bazılarıyla arkadaş oluyoruz, bazıları benden yaşam koçluğu yapmamı bekliyor.
Biliyorum hepsi kariyer peşinde...
Hepsi işlerinde mutlu olmak istiyor.
Ailelerine, ülkelerine faydalı işler yapmayı arzu ediyorlar.
İmkan tanınsa dünyayı değiştirecek güce ve yeteneğe sahipler...
Çoğunun gözünde aynı ifadeyi görüyorum.
En fazla üniversite ya da yüksek lisans için uzak kalalım ama bitiminde geri dönelim.
Hepsinin gözü EXPO’daydı.
EXPO onlar için büyük bir hedefti.
Kentin kaderini, hedeflerini değiştirebilecek bir projeydi.
Geleceğini hemen hemen garanti etmiş, Türkiye’nin en iyi şirketlerinden birinde bir pozisyon bulmuş ve önü çok açık sektörlerinden birinde olan bu genç arkadaşım Mert Arıkan bile “nasıl dönebilirim” hesabını yapıyordu.
Ege Genç İşadamları Derneği EGİAD’ın, İzmir’i teknoloji kenti yapmaya yönelik hazırladığı ve Fransa’daki Sophia Antipolis’in işletici firması CICOM ile hayata geçirmeye çalıştığı proje ve buna benzer projeler o yüzden çok önem taşıyor.
İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü bünyesindeki Teknoloji Geliştirme Bölgesi’nde kurulması düşünülen teknokent için en az 4 milyar dolarlık yatırım öngörülüyor.
Dilerim kentin ve gençlerimizin beklentilerini karşılayan bir yatırım olur.
İzmirli gençlerin ruh hali işte böyle...
Yarın da Mert’in Hindistan’da gördüğü ve İzmir’de hayal ettiği birkaç öyküsünü sizlerle paylaşacağım.