Deniz Sipahi

Deniz Sipahi

dsipahi@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Son anketler gösteriyor ki, iktidar partisi AKP’de bir erime var.
22 Temmuz sonrasında yüzde 50’lerin üzerine çıkan oy oranı şimdi yüzde 34’lerde gibi gözüküyor.
Peki AKP’deki düşüş hangi partilere yarıyor?
Cevap şaşırtıcı...
Ne CHP’ye, ne MHP’ye...
İlginçtir; Meclis’teki bu iki partide de öyle gözle görülür bir yükseliş yok.
Meclis dışında kalanlarda ise kıpırdanma bile yok.
Ne Demokrat Parti, ne Anavatan Partisi, ne de DSP halkı coşturacak bir program ve kadro sunamıyor.
* * *
Bu ara sık sık siyasetin konuşulduğu ortamların içinde buluyoruz kendimizi...
Önce Türkiye siyaseti, ardından belediye seçimleri gündeme geliyor.
Sohbetin ortasında “ANAP’ın yeni genel başkanının ismini biliyor musunuz?” diye bir soru sormak içimden geldi.
Birkaç hafta önce seçilen Salih Uzun, ilk anda kimsenin aklına gelmedi.
Ne yazık ki öyle...
Önemli olan siyasetle ilgilenen kişilerin değil sokaktaki halkın bunları bilmesidir.
Partilerdeki hareketliliği ve bunun halka yansımasını küçük bir testle anlayabilirsiniz.
Demek ki, Salih Uzun ve arkadaşlarının heyecanı buralara yansımamış.
Yine benzer soruları Demokrat Parti için sordum.
Yaklaşan kongreden çok az kişinin haberi vardı.
Aynı yorumları DP için de yapabilirim.
29 Mart 2009’da yerel seçimler var.
Böyle bir hedef partilerin önündeyken ve teşkilatlar seçimlere odaklaşmışken; Meclis dışında kalan bu partilerin vatandaşın önüne daha büyük alternatifler sunması gerekmez mi?
* * *
Evet...
AKP eriyor, iktidar yorgunluğu görülüyor, bu yorgunluk hükümete yanlışlar yaptırıyor.
Buna rağmen sadece kararsızların partisi büyüyorsa, ortada bir yanlışlık var demektir.
CHP’nin aralıkta tüzük kurultayı var.
Genel Başkan Deniz Baykal, değişikliklerle partide büyük bir değişim ve yeniden yapılanma sürecinin başlayacağını söylüyor.
İktidarın eridiği bir dönemde ana muhalefet partisi beklenen çıkışı yapamıyorsa, o parti için de tehlike çanları çalıyor demektir.
* * *
2009 Mart tarihi onun için önemlidir.
1994’ten bu yana belediyeleri elinde tutan siyasi akım bu gücü elinden bırakmamak için seçimlere asılacaktır.
Muhalefet ise bu gidişatı tersine çevirecek siyasi süreci başlatmak için hazırlık yapacaktır.
Ortada çok net olan bir tablo vardır.
Halk bugünkü durumdan memnun değildir.
Siyasete ilgisizliği de, alternatif arayışı da bundandır.
* * *
Özetle...
Bugüne kadar Türkiye’de siyasi hareketlerin olgunlaştığı yer İzmir ve Ege Bölgesi’dir. Bu gerçek hem merkez sol hem de merkez sağ için geçerlidir.
Demokrat Parti ve Anavatan’ın yeni gerçekleşen kongreleri buralarda bir heyecan yaratmamışsa, destek gelmemişse her iki partinin de oturup bir özeleştiri yapması gerekir.
Altı yılı geçen iktidar döneminde AKP en fazla eleştiriyi buralardan alıyor ve hükümet bu gerekçelerden dolayı zaman zaman yalpalıyorsa, buradan yükselen sese daha fazla dikkat etmesi gerekir.
Hükümetin yanlışlarına rağmen muhalefet partileri istedikleri destekleri tam alamıyorlarsa; o zaman bu siyasi kadroların kendilerine dönüp “Nerede yanlış yapıyoruz” diye sormaları gerekir.