Deniz Sipahi

Deniz Sipahi

dsipahi@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

‘Reklamca’, İzmir Reklamcılar Derneği’nin çıkardığı bir dergi...
Dergiyi birkaç aydır keyifle izliyorum.
Hem sektörün geleceğine dönük açılımlar var, hem de Ege’ye farklı bir bakış...
Egeli olup dünyanın başka yerlerinde yaşayanlar da konuk, Ege’den kopamayanlar da...
İzmir Reklamcılar Derneği Başkanı Murat Türkay’ın bir yazısı var.
Türkay, ajanslar ve sektör temsilcileriyle yaptıkları iki arama toplantısından sonra vardıkları sonucu şöyle özetliyor.
“Fiyat ve yeni gelir paylaşım modelleri önemli bir konu. Böylelikle performansa dayalı değerlendirme ve sistemler gelişecek. Yaratıcılık ve tasarımın önemi çoğalacak, fikre verilen değer artacak. Hem marka yönetiminde hem de ajanslarda freelance ve outsourcing giderek önem kazanacak. Bölgeselleşme artacak, çok uluslu reklam veren bölgesel hizmet talep edecek. Burada lokal ajanslar için önemli bir fırsat var. Geçmişte hep globalden lokale bakarken, şimdi lokalden globale bir çıkış söz konusu olabilecek...”
Ben Türk reklam sektörünü dünyadaki rakipleriyle kıyasladığımda oldukça başarılı buluyorum.
Bir Fransız gazeteci dostum, yıllar önce bana, “Siz Türkler şanslısınız, hayatınız renkli, sürprizlere açık... Gazetecilik de reklamcılık da Türkiye’de daha yaratıcı...” demişti.
Bu yoruma katılıyorum.
Türk insanı gerçekten de yaşadıklarını, hissettiklerini, gözlemlerini yaptığı işe yansıtabiliyor.
Belki prodüksiyon kaynakları henüz dünya ölçeğine ulaşmış değil ama yapılanlar, birçok açıdan bakıldığında hiç de fena gözükmüyor.
***
Türk reklam sektörüne yabancıların ilgisi de son 10 yılda iyice artmış durumda.
İstanbul merkezli birçok ajansın yabancı ortağı var.
Ya da yabancılar direkt satın alma yaparak Türk piyasasına girdiler.
Dikkatinizi çekmek isterim, bütün bunlar yabancıların bankacılık sektörüne girişinden bile önce oldu.
Böylece uluslararası birçok markanın reklam prodüksiyonları da İstanbul’da yapılmaya başlandı.
Bunlar sevindirici gelişmeler...
İstanbul, bu coğrafyanın finans merkezi olma yolunda emin adımlarla ilerken, beraberinde de başka sektörleri de sürüklüyor.
Reklam, medya, iletişim de onlardan biri...
***
Gelelim İzmir’e...
İstanbul’daki ajanslara gittiğinizde insan kaynağının yarısından fazlasının İzmir’den yetişip gittiğini görüyorsunuz.
Ya İzmirli ajanslarda çalışmış; ya burada okumuş, ilk deneyimlerini buralarda yaşamış.
Peki medya sektörüne sürekli eleman yetiştirir konumunda olan İzmir’in sıkıntısı nedir?
İzmir Reklamcılar Derneği Başkanı Murat Türkay’ın tespitleri şöyle...
“Finans sorunlarımıza etken kriterlerimiz çok net... Cirolarımız düşük. Rekabet yüksek... İzmir’de işler küçük... Büyük prodüksiyonlar İstanbul’a kaçıyor, bunları elimizde tutamıyoruz...”
Bu sözlerin rakamsal açılımını yapayım.
Türkiye’nin 2006’daki reklam cirosu
1.6 milyar dolar olmuş.
İzmir’in payı sadece yüzde 2...
Murat Türkay’ın “İş küçük...” demesinin altında işte bu pay yatıyor.
***
İstanbul reklam sektörünün yarısını yöneten İzmirlilerin kendi kentlerindeki cirosu yüzde 2’lerde geziniyor.
İşte asıl problem burada...
İsterseniz bu konuya yarın biraz daha devam edelim.