Deniz Sipahi

Deniz Sipahi

dsipahi@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Baş­ba­kan Re­cep Tay­yip Er­do­ğan ne di­yor? “Bi­zim he­sa­ba çe­ki­le­ce­ği­miz za­man­lar de­mok­ra­si uy­gu­la­ma­sın­da ne­re­si­dir; san­dık­lar­dır. Her san­dık­lar ku­rul­du­ğun­da he­sa­ba çe­ki­lir. Ama si­ya­set­çi ken­di­si­ni da­ha ön­ce­den he­sa­ba çe­ke­mi­yor­sa, çek­mi­yor­sa o za­man gel­di­ği gi­bi, san­dı­ğa gö­mü­lür­sün. Si­ya­set­te me­zar san­dık­tır. Bu­nun acı fa­tu­ra­la­rı var. Öy­ley­se bu­nu bi­le­rek ça­lı­şa­ca­ğız ve mil­let­le el ele ola­ca­ğız. Mil­let­le kar­şı kar­şı­ya ol­ma­ya­ca­ğız. Ba­zen bi­ri­le­ri çı­ka­bi­lir ama biz ne de­dik biz kim­se­siz­le­rin kim­se­si­yiz.”
İyi, gü­zel söz­ler de... Baş­ba­kan eleş­ti­ri ka­bul edi­yor mu?
Müm­kün mü? Öze­leş­ti­ri...
Bu­gü­ne ka­dar hiç şa­hit ol­ma­dık. AKP ok­la­rı ne za­man ken­di­si­ne doğ­ru his­set­se, he­men yüz­de 47’yi ha­tır­la­tı­yor. “Ço­ğun­luk biz­de” di­yor.
Ta­mam da de­mok­ra­si­nin ço­ğul­cu­luk ol­du­ğu­nu ha­tır­la­tan var mı?
AKP bu­nu ka­bul et­mi­yor; “Se­çim­den se­çi­me hal­ka so­ra­rız” de­me­ye ge­ti­ri­yor.
Gel­miş geç­miş bü­tün hü­kü­met­ler ay­nı ha­ta­ya düş­tü­ler. Ha­ta­yı ka­bul et­me­di­ler.
Hal­kın bek­len­ti­le­rin­den za­man için­de çok çok uzak­laş­tı­lar. Biz­de ne ya­zık ki, si­vil top­lum ör­güt­le­ri ye­te­ri ka­dar güç­le­ne­me­di. Baş­ba­kan’ın med­ya­ya yö­ne­lik söz­le­ri­ni Av­ru­pa Bir­li­ği ül­ke­si­nin bir baş­ba­ka­nı ya­pa­bi­lir miy­di?
San­mı­yo­rum...
Her za­man sa­vun­du­ğum bir şey var.
Tür­ki­ye’nin ge­li­şi­mi ve de­ği­şi­mi için si­vil in­si­ya­ti­fin bas­kı un­su­ru ol­ma­sı şart.
Bel­ki de si­vil dip­lo­ma­sı de­ni­len kav­ra­mı tam an­la­ma­mış ol­ma­mı­zın da bun­da bü­yük et­ki­si var­dır. Bu­nun için de si­vil dip­lo­ma­si­yi sa­de­ce si­ya­se­tin de­ğil, top­lu­mun ge­ne­li­nin kul­lan­ma­sı ge­re­kir.
*   *   *
Ne­dir si­vil dip­lo­ma­si?
Bir halk­la iliş­ki­ler fa­ali­ye­ti mi?
İki­si­ni bir­bi­ri­ne ka­rış­tır­ma­mak ge­re­kir.
Bu tür dip­lo­ma­si­nin di­li­miz­de kar­şı­lı­ğı bi­le yok. Bel­ki si­vil dip­lo­ma­si ve­ya ka­mu­oyu dip­lo­ma­si­si hat­ta gö­nül­lü dip­lo­ma­si di­ye­bi­li­riz. Dev­let­ten dev­le­te de­ğil, dev­let­ten ka­mu­oy­la­rı­na; si­vil top­lum­dan dev­let­le­re; si­vil top­lum­dan ka­mu­oy­la­rı­na yö­ne­lik ola­rak, ka­pa­lı ka­pı­lar ar­dın­da de­ğil, açık ya­pı­lan dip­lo­ma­si­den bah­se­di­yo­ruz.
Ka­mu­oyu dip­lo­ma­si­si­ni PR fa­ali­yet­le­riy­le ka­rış­tır­ma­mak ge­rek.
PR fa­ali­ye­ti bir gö­rü­şün ya da bir fik­rin sa­tıl­ma­sı­na yö­ne­lik­tir.
Ka­mu­oyu dip­lo­ma­si­si o gö­rü­şün ve­ya o fik­rin oluş­tu­rul­ma­sı için ya­pı­lır.
En­te­lek­tü­el ve kav­ram­sal dü­zey­de ger­çek­leş­ti­ri­lir.
Ama her iki­si de kü­re­sel­le­şen dün­ya­da ge­li­şen ile­ti­şim ka­nal­la­rı­nı kul­la­nır.
Ka­rı­şık­lık da za­ten bu yüz­den do­ğar.
Siz­ce böy­le bir prob­le­mi­miz yok mu?
Ya İz­mir’in...
Ege’nin...
Son yir­mi yıl­da İz­mir­li­le­rin ti­pik ruh ha­li­ni ter­si­ne çe­vi­re­cek, “Ey­vah Ana­do­lu kap­lan­la­rı bi­zi ge­çi­yor mu?” en­di­şe­si­ni yok ede­cek si­vil dip­lo­ma­si de­ğil mi­dir?
Son ya­şa­dı­ğı­mız EX­PO sü­re­ci­ni şöy­le bir göz­den ge­çi­rin.
EX­PO Ge­nel Sek­re­te­ri Los­car­te­les’in her İz­mir’e gel­di­ğin­de “Si­vil bir­li­ği­niz yok”  eleş­ti­ri­si­nin ar­ka­sın­da da si­vil dip­lo­ma­si yok­sun­lu­ğu yok mu?
Na­sıl Tür­ki­ye Av­ru­pa Bir­li­ği’ne ken­di­ni an­lat­mak­ta za­man za­man sı­kın­tı­lar ya­şı­yor­sa; İz­mir’in de ken­di prob­lem­le­ri­ni mer­ke­zi hü­kü­me­te an­la­mak­ta ay­nı du­ru­mun et­ki­si yok mu?
Ben­ce var...
En ba­şa dö­ne­cek olur­sak.
Tür­ki­ye’de hü­kü­met­ler de­mok­ra­si de­yin­ce akıl­la­rı­na se­çi­mi ge­ti­ri­yor.
Oy­sa se­çim de­mok­ra­si­nin tek ba­şı­na un­su­ru de­ğil­dir.
Bu­nun böy­le ol­ma­dı­ğı­nı da an­cak si­vil top­lum an­la­ta­bi­le­cek­tir.
Ek­sik ve ye­ter­siz olan bu­dur.