Deniz Sipahi

Deniz Sipahi

dsipahi@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

25 Ma­yıs “Etik haf­ta­sı”ydı. Bir­çok kav­ram gi­bi eti­ğin de içi­ni bo­şalt­mış du­rum­da­yız.
Tür­ki­ye’nin bu­gün yal­pa­la­dı­ğı­nı dü­şü­nü­yor­sak; bu­nu sa­de­ce iç si­ya­se­tin dal­ga­lı ol­ma­sı­na bağ­la­ya­ma­yız.
Si­ze gö­re top­lu­mun öze­leş­ti­ri yap­ma­sı­na, de­ğer yar­gı­la­rı­nı göz­den ge­çir­me­si­ne, geç­mi­şiy­le he­sap­laş­ma­sı­na ih­ti­ya­cı yok mu?
Ben­ce var.
Hat­ta ba­na gö­re eko­no­mi ka­dar, si­ya­set ka­dar önem­li bir ko­nu bu.
Ege Üni­ver­si­te­si Tıp Fa­kül­te­si Tıp Eti­ği Ana­bi­lim Da­lı Baş­ka­nı Yrd. Doç. Dr. Dr. Ça­ğa­tay Üs­tün’e za­man za­man kö­şem­de yer ve­ri­yo­rum.
Üs­tün, etik ko­nu­sun­da son dö­nem­de önem­li sos­yal so­rum­lu­luk pro­je­le­ri­ne im­za atı­yor ve top­lu­mun bi­linç­len­me­si için ça­ba­lar sar­fe­di­yor.
*   *   *
Üs­tün’ün şu tes­pit­le­ri­ne ay­nen ka­tı­lı­yo­rum.
“Son za­man­lar­da bu özel gü­nün var­lı­ğı ise bi­raz da­ha po­pü­ler ol­ma­ya baş­la­dı. Çe­şit­li ka­mu ku­ru­luş­la­rı­na gön­de­ri­len ge­nel­ge­ler­de Etik Gü­nü’ne dik­kat çe­kil­mek is­te­ni­yor.
Eti­ği sos­yal ve ya­şam­sal alan­lar­da üs­tün bir il­ke gi­bi gö­re­bil­mek ama­cıy­la yap­tı­ğım ça­ba­la­rın so­nuç­la­rı­nı ala­bil­mek için yıl­lar­dır uğ­raş­ma­ma kar­şın, ne ya­zık ki bu mü­ca­de­le­nin ki­mi za­man ke­sin­ti­ye uğ­ra­dı­ğı­nı ve etik düz­le­min ke­sin­ti­siz sü­rek­li­li­ği­nin ze­de­len­di­ği­ni iz­li­yo­rum.
Tür­ki­ye’de al­gı­la­nış, de­ğer­len­dir­me ve so­nuç­lan­dır­ma açı­sın­da eti­ğin için­de yer al­dı­ğı ha­zin tab­lo­yu biz­zat ve ya­kın­dan fark eden in­san­lar­da­nım. Etik düz­le­min ko­nu­mu­nu ko­ru­mak­ta zor­lan­dı­ğı dö­nem­ler­den ge­çi­yo­ruz. Özel­lik­le si­ya­set ve ki­şi­sel çı­kar ve men­fa­at sağ­la­ma ça­ba­la­rı­nın hız­lı­lık ka­zan­dı­ğı bu dö­nem­ler­de eti­ğin var­lı­ğı­nı du­yur­ma ve yü­ce bir kav­ram ol­du­ğu­nu vur­gu­la­mak adı­na bir şey­ler ya­pıl­ma­sı ge­rek­ti­ği­ne ina­nı­yo­rum. An­cak çok il­ginç­tir ki, ül­ke­miz­de bu he­def için uğ­ra­şı ve­ren­ler için yar­dım­cı ol­mak ye­ri­ne, on­la­rın önü­nün ke­sil­me­si, mü­ca­de­le­den vaz­geç­me­le­ri için bı­kıp usan­ma­la­rı­nın sağ­lan­ma­sı­na ça­lı­şıl­ma­sı ne tu­haf­tır. Ki­şi­sel ego­lar bir­lik­te ol­ma ve bir­lik­ten kuv­vet oluş­tur­ma fi­kir­le­ri­ni ezip ge­çer­ken as­lın­da ne­ler yi­tir­mek­te ol­du­ğu­mu­zun far­kın­da de­ği­liz. 2007 yı­lın­da baş­lat­tı­ğım ‘Şim­di say­gı za­ma­nı­Ö’ kam­pan­ya­sı­nın ana he­de­fi eti­ğin te­mel öğe­le­rin­den bi­ri­si olan say­gı­nın top­lum­sal ve mes­lek­sel ya­şam­da ar­zu­la­nan ye­re gel­me­si­ne kat­kı­da bu­lu­na­bil­mek­ti. Kam­pan­ya­mın be­lir­le­nen bir sü­re­si ol­ma­dı ve ol­ma­sı­nı da dü­şün­me­dim. Çün­kü say­gı her za­man, her an ih­ti­ya­cı­nı his­se­de­bi­le­ce­ği­miz bir kav­ram­dı. Kam­pan­ya­ya des­te­ğin ya­nın­da fark et­ti­ğim vur­dum­duy­maz­lık­lar ve du­yar­sız kal­ma­lar as­lın­da top­lum­sal yoz­laş­ma­nın biz­le­ri ne den­li kö­tü yer­le­re sü­rük­le­di­ği­ni gös­ter­di. Güç­lü­nün güç­sü­zü ez­di­ği ve yok say­dı­ğı, si­ya­set adı al­tın­da ya­pı­lan her şe­yin ka­bul edi­le­bi­lir sa­yıl­dı­ğı bir dö­nem­de eti­ğin öne­min­den bah­set­mek ve eti­ğin es­ki ye­ri­ne yer­leş­ti­re­bil­mek için ça­ba sarf et­mek ma­kul bir şey­miş gi­bi gö­rül­mü­yor­du. En azın­dan ben yap­ma­yı de­ne­dim ama ol­ma­dı man­tı­ğı­na sı­ğın­mak ba­na gö­re hiç­bir za­man de­ğil­di. As­lın­da ama­cım her­ke­sin bir­lik­te ve mut­lu­luk için or­tak bir şe­kil­de ya­şa­ma­sı­na ola­nak ta­nı­ya­cak fi­kir­le­rin olu­şu­mu­na des­tek ver­mek şek­lin­de özet­le­ne­bi­lir. Bir­çok ki­şi böy­le­si bir tar­za öz­lem duy­ma­sı­na ve is­te­me­si­ne kar­şın yi­ne de etik­siz bir or­tam­da ve eti­ği yok sa­yan bi­rey­ler­le ya­şa­ma­yı sür­dür­me­ye de­vam edi­yor.”
*   *   *
Pe­ki ne­den böy­le­yiz?
Kim­se­nin ken­di özel ve şah­si men­fa­at­le­rin­den ödün ver­me­di­ği, hat­ta vaz­geç­me­di­ği bir or­tam, bu or­ta­mın oluş­tur­ma­ya baş­la­dı­ğı kar­ma­şa, güç ve il­ke­den sap­ma­nın mey­da­na ge­tir­di­ği ka­os ve iki­lem­li ya­pı, in­sa­ni de­ğer­le­rin vur­gu­su­nun ikin­ci pla­na itil­me­si Tür­ki­ye’nin ger­çe­ği ha­li­ne gel­diy­se...
Biz na­sıl gü­zel bir ge­le­cek­ten bah­se­de­ce­ğiz?
Ço­cuk­la­rı­mı­za, genç­le­ri­mi­ze na­sıl bir Tür­ki­ye bı­ra­ka­ca­ğız?
Ça­ğa­tay Üs­tün’ün şu cüm­le­siy­le bi­ti­re­lim.
“Eti­ğin ya­şam­da tu­tun­ma­sı için ilk ko­şul vic­dan ve ak­lın bu­nu is­te­me­si, bu­nu ta­lep et­me­si­dir. Şim­di or­tam­da eti­ğin yay­gın­la­şa­ma­ma ne­de­ni­ni da­ha iyi kav­ra­mış ol­ma­mız ge­re­ki­yor...”
Bu ko­nu­da yaz­ma­ya de­vam ede­ce­ğim.