Deniz Sipahi

Deniz Sipahi

dsipahi@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İs­ma­il Ağa­be­y’in (Siv­ri), tö­ren­de­ki yüz ifa­de­si­ni hiç unut­mu­yo­rum.
Kar­şı­ya­ka’nın en iş­lek, en mer­ke­zi so­kak­la­rın­dan bi­ri­ne is­mi ve­ri­li­yor­du.
O za­man­ki baş­kan Ke­mal Bay­sak’tı.
İs­ma­il Siv­ri, ha­ya­tı bo­yun­ca ken­di­sin­den çok baş­ka­la­rı­nı dü­şün­müş bir in­san­dı.
O, bü­yük top­lan­tı­la­rın, önem­li gö­rüş­me­le­rin ada­mıy­dı. Ço­ğu za­man da bir den­ge un­su­ruy­du. Ama dik­kat­le­rin ken­di üze­rin­de yo­ğun­laş­ma­sı­ndan, he­le he­le ken­di­sin­den öv­güy­le bah­se­dil­me­sin­den çe­ki­nir, uta­nır­dı.
Ya­pa­cak bir şey yok­tu; Bos­tan­lı Va­pur İs­ke­le­si’nin kar­şı­sın­da­ki bü­yük bul­va­ra İs­ma­il Siv­ri adı ve­ri­le­cek­ti ve her­kes on­dan bah­se­de­cek­ti.
Tö­ren baş­la­dı, be­nim de onun da dü­şün­dü­ğü gi­bi bir gün ol­du.
Her­kes İs­ma­il Ağa­be­y’i öv­gü do­lu söz­ler­le an­lat­tı, öpü­cük­le­re boğ­du.
Her şe­ye rağ­men çok mut­luy­du.
Eli­mi tut­tu­ğun­da he­ye­can­dan eli­nin buz gi­bi ol­du­ğu his­set­tim.
Türk med­ya­sı­na yıl­la­rı­nı ver­miş, he­pi­mi­zin gö­zün­de dua­yen­li­ğe yük­sel­miş bir ki­şi­nin, ken­tin en gü­zel yer­le­rin­den bi­ri­ne is­mi­nin ve­ril­me­si biz ga­ze­te­ci dost­la­rı için de önem­liy­di.
*   *   *
Ay­nı duy­gu­la­rı Er­kin Us­man için ya­pı­lan tö­ren­de de his­set­tim.
Er­kin Ağa­be­y’in is­mi Ma­vi­şe­hir’de­ki bir so­ka­ğa ve­ri­li­yor­du.
Çok so­ğuk bir kış gü­nüy­dü.
Baş­kan Ke­mal Bay­sak, so­ğu­ğa al­dır­ma­dan gü­zel bir ko­nuş­ma yap­tı.
Er­kin Us­man’ın te­şek­kü­rü ise Bay­sak’ın ak­si­ne ol­duk­ça kı­say­dı.
Us­man da Siv­ri gi­bi, dik­kat­le­ri üze­ri­ne top­la­ma­yı sev­mez­di.
He­pi­mi­zin üze­rin­de eme­ği olan Er­kin Us­man için bu gü­zel bir jest­ti.
Da­ha da önem­li­si in­san­la­rın ha­yat­tay­ken ha­tır­lan­ma­sıy­dı.
Kar­şı­ya­ka Be­le­di­ye­si her dö­nem­de bu gü­zel ge­le­ne­ği­ne de­vam et­ti.
Yi­ne ün­lü bir ga­ze­te­ci Ra­if Lüt­fü Ak­sun­gur’un is­mi­ni bir so­ka­ğa, ya­zar Din­çer Sez­gin’in adı­nı bir par­ka ver­di.
*   *   *
Ara­mız­dan çok za­man­sız ay­rı­lan­lar da unu­tul­ma­dı.
Be­ra­ber ça­lış­mak­tan her za­man gu­rur duy­du­ğum Akın Kı­vanç ve Cey­han Gür’ün isim­le­ri de Kar­şı­ya­ka’da ölüm­süz­leş­ti­ril­di.
Uğur Mum­cu da Tür­ki­ye’nin her ye­rin­de ol­du­ğu gi­bi Kar­şı­ya­ka’da da her za­man ha­tır­la­nan ve unu­tul­ma­yan bir isim...
Kar­şı­ya­ka Be­le­di­ye Baş­ka­nı Ce­vat Du­rak, Cu­ma gü­nü bu lis­te­ye önem­li bir ga­ze­te­ci bü­yü­ğü­mü­zü da­ha ek­le­di.
Gür­kan Er­taç...
Gür­kan ağa­bey de İz­mir ba­sı­nı­nın unu­tul­maz isim­le­rin­den bi­ri­dir.
Özel­lik­le spor med­ya­sı­na çok önem­li isim­le­ri ka­zan­dır­mış­tır.
Bir ga­ze­te­ci­nin ha­ber­den kop­ma­ma­sı ge­rek­ti­ği­ni biz­le­re ha­tır­la­tan bir dua­yen ol­muş­tur.
Şim­di Gür­kan Er­taç is­mi de Zü­bey­de Ha­nım Ma­hal­le­si’nde ya­pı­lan bir par­ka ve­ri­li­yor. De­di­ğim gi­bi önem­li olan in­san­lar bu dün­ya­day­ken on­la­rı ha­tır­la­mak ve onur­lan­dır­mak­tır.
Ve­fa­lı ol­ma­yı ha­tır­la­tan­la­ra ve unut­ma­yan­la­ra te­şek­kür­ler...

Ata­türk­çü­lük “out”

Ma­ni­sa Ata­türk­çü Dü­şün­ce Der­ne­ği’nin her yıl, bi­ri 19 Ma­yıs, di­ğe­ri 29 Ekim haf­ta­sın­da ya­pı­lan, ge­le­nek­sel­leş­miş iki ye­me­ği var.
En bü­yük ka­tı­lım Ce­lal Ba­yar Üni­ver­si­te­si’nden olur; şeh­rin üst dü­zey pro­to­kol üye­le­ri, ka­tı­la­ma­dık­la­rı tak­dir­de ve­ka­le­ten yar­dım­cı­la­rı bu ye­mek­ler­de bu­lu­nur, ba­zen bir ma­sa yet­mez, ikin­ci bir pro­to­kol ma­sa­sı oluş­tu­ru­lur(du).
“Du” di­yo­rum, çün­kü geç­ti­ği­miz haf­ta ger­çek­le­şen ye­mek­te pro­to­kol ma­sa­sı ta­ma­men boş ka­lır­ken, üni­ver­si­te yö­ne­ti­min­den bir ki­şi bi­le yok­tu. Ön­ce­ki yö­ne­tim­den bir rek­tör, bir rek­tör yar­dım­cı­sı ve bir baş­he­kim yar­dım­cı­sı­nın ka­tı­lı­mı du­ru­mu dü­zelt­me­ye yet­me­di. Ata­türk­çü Dü­şün­ce Der­ne­ği Ge­nel Baş­kan Yar­dım­cı­sı Prof. Dr. Ali Er­can’ın, bu tab­lo ko­nu­sun­da­ki dü­şün­ce­le­ri­ni me­rak edi­yo­rum doğ­ru­su.
*   *   *
Da­ha üzü­cü ola­nı öğ­ren­ci­le­rin du­ru­mu. Da­ha iki yıl ön­ce her fa­kül­te ve yük­se­ko­kul­da kur­du­ğu­muz, kı­sa sü­re­de 1000’den çok öğ­ren­ci­nin üye ol­du­ğu ve önem­li et­kin­lik­ler ya­pan Ata­türk­çü Dü­şün­ce Ku­lüp­le­ri’nden ses se­da çık­mı­yor. Bir der­si­min so­nun­da sı­nıf­ta­ki yak­la­şık 80 öğ­ren­ci­ye “Ata­türk­çü­lük ko­nu­sun­da du­yar­lı olan­lar, bu ko­nu­da bir şey­ler yap­mak is­te­yen­ler var­sa, ders­ten son­ra oda­ma ge­le­bi­lir” çağ­rı­ma ya­nıt ve­ren bir ki­şi bi­le çık­ma­dı.
Na­sıl ol­du da top­lu­mu­muz, özel­lik­le de genç­ler Ata­türk­çü­lük ko­nu­sun­da bu ka­dar du­yar­sız ha­le gel­di? 1938’den son­ra­ki po­li­ti­ka­cı­la­rın, 1946-1950 yıl­la­rı ara­sın­da­ki ge­liş­me­le­rin, 1980 ih­ti­la­li­nin, eği­tim ve sı­nav sis­tem­le­ri­nin, dış güç­le­rin bu sü­reç­te­ki et­ki­le­ri­ni iyi araş­tır­mak ge­rek. Ge­rek sol, ge­rek­se sağ ke­sim, içi­ne düş­tük­le­ri boş­lu­ğun ne­de­ni­nin Ata­türk­çü­lük­’ten uzak­laş­mak ol­du­ğu­nu ne za­man an­la­ya­cak­lar?
*   *   *
19 Ma­yıs’ta Sa­ban­cı Kül­tür Mer­ke­zi’nde­ki Çağ­daş Ya­şa­mı Des­tek­le­me Der­ne­ği’nin 12. Genç­lik Ku­rul­ta­yı Pa­ne­li’nde genç­le­rin ha­zır­la­dı­ğı so­nuç bil­dir­ge­si­ni din­le­di­ğim­de bi­raz ol­sun umut­lan­dım­sa da Yar­gı­tay Onur­sal Cum­hu­ri­yet Baş­sav­cı­sı Sa­bih Ka­na­doğ­lu, ÇYDD Ge­nel Baş­ka­nı Prof. Dr. Tür­kan Say­lan ve Ga­ze­te­ci Ümit Zi­le­li’nin sun­duk­la­rı pa­ne­li iz­le­yen­le­rin ço­ğu ne ya­zık ki or­ta yaş ve üze­rin­dey­di. Oy­sa özel­lik­le Sa­yın Ka­na­doğ­lu, genç­le­re yö­ne­lik o ka­dar önem­li ko­nu­la­ra de­ğin­di ki...
Gü­nü­müz özen­ti Türk­çe­siy­le du­ru­mu özet­ler­sek; Ata­türk­çü­lük ar­tık “out”.
(Prof. Dr. Ül­gen Ze­ki Ok’un ka­le­min­den, ul­ge­nok@ul­ge­nok.net)