Geçen hafta İzmir sporuyla ilgili üst üste iki yazı yazdım. Gelen mesajlardan ve telefonlardan anlıyorum ki; İzmirliler artık başarı ve kulüplerini zirvede görmek istiyor. Son 10 yıla baktığımızda futbolda inişli çıkışlı grafikler var. Baskette de öyle...
Sadece voleybolda Arkas’ın dikkat çeken bir çıkışı gözüküyor.
İzmirliler uzun yıllardan sonra ilk defa Arkas sayesinde şampiyonluk heyecanını yaşadılar.
Gerçek olan şu var; Arkas’ın başarılı sonuçlarından sonra İzmir’de voleybola olan ilgi arttı.
Salonlar dolmaya başladı, yeni bir voleybol oynayan kitle yaratıldı.
* * *
Ama herkesin ortak bir görüşü var.
O da futbolla ilgili...
Futbol geniş kitleleri harekete geçirdiği için hem ekonomiyi hareketlendiriyor, hem de kentlerdeki sosyal hayatı...
Altay’ın ve Karşıyaka’nın lig başından bu yana oynadıkları futbol, bizleri tatmin etmese de alınan puanlar umutlarımızı arttırıyor.
Geçen hafta “İzmirliler bu sefer fırsatı kaçırmayalım, İzmir’in takımlarına destek verelim” demiştim.
Çok sayıda okur bu kampanyaya destek olabileceğini yazmış. Demek ki, bir lokomotif kurum ya da kişilere ihtiyaç var.
Her şirket ya da sporsever kendi ölçülerinde bu kampanyaya destek olabilir.
* * *
İzmir eski milletvekili ve eski bakanlarımızdan Işın Çelebi, cesur şeyler söylüyor.
Galatasaray’ın Seyrantepe projesinin mimarlarından olan ve kulübün mali sıkıntılarını belki de sona erdirecek yatırımların içinde bulunan Çelebi, çok önemli açıklamalarda bulunuyor.
Diyor ki...
“İzmir takımları geçmiş Futbol Federasyonları’nın gözü önünde şike yapılarak acımasızca İkinci Lig’e (Bank Asya Ligi) düşürüldü. Bu durum TBMM’de kurulan Şike Komisyonu’nca da tespit edildi ve raporlara geçti. Artık yeniden toparlanma ve bir üst lige çıkma zamanı geldi. Hakkımızı aramamız gerekiyor. Bunun için tüm İzmirliler elele vermeli, çok sevdiğim ‘Dağ başını duman almış, yürüyelim arkadaşlar’ marşını hep birlikte söylemeliyiz. İzmir’in tarihsel birikimi ve kent kültürü de bunu gerektiriyor...”
Bu sözlerde itiraz edeceğiniz bir bölüm var mı?
Maçları hatırlatayım. Altay Diyarbakır maçı...
Ve Bursaspor Gençlerbirliği karşılaşmaları...
Bursa ve Gençlerbirliği berabere kalmış ve Altay küme düşmüştü.
Çelebi, TBMM’de kurulan Şike Komisyonu’nda tüm belgelerin, tespitlerin olduğunu söylüyor. Bu iddiaların peşini kovalayan oldu mu?
* * *
Neden “Dağ başını duman almış, yürüyelim arkadaşlar” diyor Çelebi...
Çelebi bunu Galatasaray’ın unutulmaz futbolcusu Hagi’yi örnek göstererek açıklıyor.
“Galatasaray Arsenal maçının en kritik anlarında seyirci bu marşı hep bir ağızdan söyledi. Hagi bu marşın takımı ateşlediğini ve UEFA şampiyonluğunu getirdiğini ısrarla ve defalarca söyledi. Hagi bu ruhun farkındaydı. İşte bizim de İzmirliler olarak yeni bir ruha ihtiyacımız var...”
* * *
Peki Süper Lig’te Ankara’nın dört takımla mücadele ettiği; Kayserispor’un, Sivasspor’un, Bursaspor’un, Antalyaspor’un başarılar yakaladığı bir dönemde Karşıyaka’nın, Altay’ın bu yarışın içinde olmaması içinize siniyor mu? Ya Göztepe’nin trajik öyküsü...
Benim içime sinmiyor. Çelebi şöyle konuşuyor. “Hakkımızı almak için bir kampanya yapmalı ve kadınerkek, çolukçocuk, yedidenyetmişe tüm İzmirliler olarak desteklemeliyiz. Bu İzmirlilerin görevidir...”
* * *
Işın Çelebi’ye “Neler yapmalıyız?” diye sordum. Çelebi plan adamıdır. Anlatmaya başladı.
“Kısa dönemde yani Aralık Haziran ayları için şunları yapmalıyız.
a) Takımlarımızın orta sahada ve forvette iyi oyunculara ihtiyaçları var. Öncelikle Ocak ayında bunların temini için bir seferberlik başlatmalıyız. Maddimanevi katkıda bulunmalıyız. Takımlarımızın ekonomik gücünün arttırılması için yerel yönetimlerin ve Büyükşehir Belediyesi’nin finansal destek vermesi gereklidir.
b) Eskiden yapılan masa başı oyunlarına izin vermemeliyiz. Spor adamlarının ve sporseverlerinin takımlarına sahip çıkmaları gerekiyor.”
* * *
Bana göre kampanyalar sürekli olmalı.
Ama bu iki takımımızın zirve yarışında kendini sağlama alabilmesi için mutlaka kısa vadeli takviyeleri ihtiyacı bulunuyor.
Keşke 15 günlük bir kampanyanın ardından beş yıl sürecek uzun vadeli bir kampanya başlatabilsek.
* * *
Gelelim orta ve uzun dönemde yapılacaklara...
Işın Çelebi diyor ki...
“Spor aynı zamanda bir eğlence endüstrisi haline geldi. Tüm başarılı Avrupa takımlarını incelediğimizde toplam gelirlerinin yarısının stat gelirlerinden, diğer yarısının da TV ve reklamlardan elde edildiğini görüyoruz. Statlar artık sadece spor karşılaşmalarının yapıldığı alanlar değil. Alışveriş ve eğlence mekanlarıyla, sinemalarıyla gelir getiren diğer imkanlarıyla birer gelir merkezi haline dönüşüyor. Aileler çoluk çocuk geliyor, seyirci sayısı artıyor. Bu anlamda orta vadede Atatürk, Alsancak, Karşıyaka Statları’nın imkanları değerlendirilerek yeni gelir kaynakları yaratmak mümkün. İyi planlanırsa üç, dört yılda çok olumlu sonuçlar alınır. Spor kulüplerine sürekli gelir temin edilir. İzmir takımları bir Barselona gibi başarılı ve etkili olabilir. Hedef Barselona olmalıdır...”
* * *
Işın Çelebi Galatasaray’ın Seyrantepe projesinin tüm detayını yapan kadronun başını çekti.
Ali Sami Yen Stadtı’nın mevcut yerinden 750 milyon dolar gelir bekleniyor.
200 milyon dolara Seyrantepe yapılacak.
Eminim stat bittiğinde Galatasaray yeni bir seyirci kitlesine de sahip olacak.
Çünkü ailelerin, çoluk çocuğun sadece maç seyretmeye değil, iyi vakit geçirebileceği bir mekan yaratılıyor. Çelebi’nin İzmir için uzun vadeli önerisi de böyle bir şey...
Çelebi Atatürk Stadı’nın olduğu alanı değerlendirip İzmir kulüplerine uzun vadeli finansman kaynağı sağlanabileceğini söylüyor.
Yeni stat ulaşımı kolay, herkesin rahatlıkla gidip gelebileceği bir yere yapılabilir.
Örneğin Sasalı’ya, Çiğli’ye, Gaziemir’e...
Seyrantepe’den Galatasaray’a her yıl 50 milyon Euro gelir gelecek.
Diyelim ki, orası İstanbul ve Galatasaray...
İzmir’de benzer projelerle en azından kulüplerimize nefes aldıracak, gelecek planları yaptıracak kaynaklar yaratılamaz mı?
* * *
Işın Çelebi devam ediyor.
“Takımlarımızın başarılarını sürekli kılmanın en önemli şartı kaliteli insan kaynağıdır. Başarı finansal kaynakları beraberinde getirecektir. İzmir’de 2 bin 500’e yakın ilköğretim okulu, 650 700 bin öğrenci bulunuyor. Beş üniversite ve meslek okullarıyla birlikte bir milyondan fazla genç eğitim alıyor. Bu gençlerle spor kulüpleri arasındaki bağ çok zayıf. Buca, Konak, Karşıyaka, Balçova ve Bornova gibi ilçelerde önemli spor tesisleri mevcut. İzmir genelinde 17 stadyum, 30 çim futbol sahası, 31 spor salonu, 16 antrenman salonu, futbola hizmet veren 82 adet saha kullanıma açıktır. Bunun yanı sıra 10 yüzme havuzu, 55 tenis kortu, 2 yelken tesisi, 2 adet kamp merkezi bulunuyor. UNIVERSIADE Yaz Oyunları için inşa edilen tenis kompleksi, Wimbledon’dan sonra Avrupa’daki ikinci büyük tenis merkezidir. Gençlerimizin rekabet edebilme, yarışma ve kendilerini geliştirme ihtiyaçları var. Tesislerden spor kulüpleri, gençlerimiz daha fazla yararlanmalıdır.”
* * *
Fenerbahçe Spor Kulübü Migros, Divan gibi markalarla uzun süreli anlaşmalar yaparak Şükrü Saraçoğlu Stadı’nı yaptı.
Galatasaray Ali Sami Yen’in yerini Seyrantepe projesiyle yenileyerek otofinansman yöntemiyle hasılat ortaklığına gitti ve uzun vadeli gelir kaynağı yarattı.
İzmir’de benzer projelere ihtiyaç var.
Işın Çelebi gibi bu deneyime sahip İzmir’de onlarca, yüzlerce spor insanımız mevcut...
Ama Çelebi’nin dediği gibi...
“Ocak’taki transfer dönemini kaçırmayalım. Hedeflere ulaşmak için kampanyalarımız kısa dönemle sınırlı kalmayıp, orta ve uzun döneme de yayılmalıdır. Spor Kulüplerimizin Barselona kentinin ve takımının gelişimini, dinamizmini örnek almaları gerekiyor. Yürüyelim arkadaşlar...”
Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener ve Milli Takımlar Teknik Direktörü Fatih Terim, bugün İzmir’de bir panelde dünyada futbolun önemini konuşacaklar. Panelin bir bölümü bence İzmir sporu da olmalı. Ne dersiniz?
Özay Şendir
‘Diyalektik bir şey’ olarak Lozan tartışması...
16 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Sosyolojik hatalar!
16 Mayıs 2025
Zafer Şahin
Sanatçılar ‘Terörsüz Türkiye’ istemiyor mu?
16 Mayıs 2025
Abdullah Karakuş
Krizler, görüşmeler ve sonuçları
16 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
İttifak’ta görüş ayrılığı çıkmadı
16 Mayıs 2025