Deniz Sipahi

Deniz Sipahi

dsipahi@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

“Etik yoksa tehlike var demektir” diye yazmıştım.
Bu görüşümün sonuna kadar arkasındayım.
Neden mi?
Çünkü Türk siyaseti değişmiyor.
Eski alışkanlıklarına kaldığı yerden devam ediyor.
Kişisel çıkarlar halkın menfaatlerinin önünde gidiyor.
Siyaset meslek gibi algılanıyor.
Kimse, “Ben görevimi yerine getirdim, şimdi sıra başkalarında” demiyor.
Bunu düşünmüyor bile...
Sevgiyi bir kenara bırakın, saygıyı da akla getiren yok.
Gerginlik politikasının prim yaptığına inanların sayısı oldukça fazla...
Uzlaşma için gerekirse ödün verilmesini insanlar geri adım atma olarak algılıyor.
Böyle olunca da ortak bir dil kurulamıyor.
Elbette siyasette “Ortak akıl mı olur?” diye düşünenler vardır.
Bu soruyu soranlara cevabım çok net...
Gitsinler Batı demokrasilerini görsünler, araştırsınlar...
Kavgalı olanların toplumu ilgilendiren konularda nasıl aynı masada oturduklarını görsünler...
Ülkelerinin, ait oldukları partilerin ya da grupların menfaatleri birleştiğinde nasıl yumruğu birlikte vurduklarına şahitlik etsinler...
Ya etik?..
Unuttuğumuz, siyaset lugatından çıkardığımız o sözcük...
Ya da...
Siz de, “Günümüzde etik kaldı mı ki?.. Etik bu şartlarda ne işe yarar?..” diye mi düşünüyorsunuz?
Dünyanın gerçekleri böyle mi işliyor?
* * *
Daha önce de yazmıştım.
Türkiye’de siyasete girmek isteyen ama bugünkü fotoğrafı beğenmeyen hatta bu görüntüden ürken, çekinen büyük bir çoğunluk var.
İşinde başarılı, vatanını seven, demokrasi aşığı birçok kişi uygun bir zemin bulsalar politikaya adım atacaklar.
Ama bu insanların hevesini kıran çok örnek var ortada...
Aktif siyaset yapanların bugün verdikleri pozlar, gösterdikleri tavırlar çok şeyi anlatıyor.
Parti ayrımı yapmıyorum.
Kimisi iç çekişmelerini basının önünde, aleni yapıyor.
Kimisi “Aman kimse duymasın...” diye kendi içinde sorunlarını anlatmaya çalışıyor.
Ama her iki taraftan da bakıldığında durum çok farklı değil.
Parti içi demokrasi çalışmıyor.
Siyasette “etik” sözcüğünü kimse ağzına almıyor.
* * *
CHP İzmir’de yaşananlara AKP’liler, MHP’liler, ANAP’lılar, DP’liler, DSP’liler kıs kıs gülüyorlardır.
Bence hiç gülmesinler...
Aynaya baksınlar...
Kamuoyunda tartışılmayan ama o partilerin kulislerinde dalgalanan dedikodular da yenilir, yutulur cinsten değil.
Kişisel egolar birlikte olma ve birlikten kuvvet oluşturma fikirlerini ezip geçerken, aslında neler yitirmekte olduğumuzun farkında değiliz.
Bu ülkede değişimden söz edeceksek işe mutlaka siyasetten başlamalıyız.
Bana göre siyasetin kurallarını yeniden yazmalıyız.
Yaşananları gördükçe, kulislerde konuşulanları duydukça hiçbir partinin bu değişimden muaf olacağını da düşünemiyorum.