Biz bu dönemleri iyi biliriz. ANAP’ın erimesi de, DYP’nin gözden düşmesi de, DSP’nin iktidar partisiyken yüzde 1’lere kadar düşmesi de böyle olmuştu. Bir parti yalpalamaya başladı mı, bu devam eder sürer. Birileri çıkar açıklamalar yapar, “Aman ismimi vermeyin...” der.
İlk deneme sonrasında ikincisini, üçüncüsünü getirir.
Konuşanların doğru olup olmadığı değil de kimin konuştuğu araştırılır.
Genel başkanın geleceği tartışılır. “Yasaklı olur mu, olmaz mı? sorusuna cevap aranır.
Bu sefer genel başkanlık planları yapılmaya başlanır. Küçük yoklamalar, temaslar...
Bir yandan da telaş, panik...
Hangi senaryonun gerçekleşeceği bilinmediği için her kafadan bir ses...
Her tarafa gülücük atanlar...
Ortada kalanlar, kendini bir yere ait hissedemeyenler...
Yapılanları yanlış bulup ama menfaatleri gereği sesini çıkaramayanlar...
Kamuoyunu etkileme çabaları...
“Demokrasi...” ile başlayan cümlelerden sonra demokrat olmayan tavırlar...
Unutulan projeler...
Vaatler...
Sözler...
Dünyayı takip etmek yerine yerel sıkıntılar içinde boğulan yüzler, ifadeler...
Açıklamalar...
Gelecekten konuşmak yerine geçmişle hesaplaşma...
Hep haddini bildirme çabası...
İktidar hırsıyla görülemeyen hatalar...
Özeleştirinin unutulduğu dönemler...
Spor dahil her kesime hakim olma isteği...
Sivil toplum örgütlerine bile tahammül edemeyen bir siyasi bakış...
Olaylarla uğraşmak yerine kişilere söz yetiştirme çabası...
“Yarın geç olabilir” kaygısıyla mümkün olduğunca kadrolaşma...
“Erken seçim...” söylentileri...
Siyasi blöfler...
Hafif bel altı denemeler...
Olaylar istenmeyen yönde gelişmesi halinde kullanılan tonun giderek yükselmesi...
Kamuoyunu yönlendirme, etkileme isteği...
Halka şirin görünme çabası...
En başta yapılması gerekenlerin hatırlanması...
Daha birçok ayrıntı...
Bir parti yalpalamaya başladı mı, yanlış yapmaya da devam eder.
Önemli olan yapılan eleştirilere zamanında kulak vermektir.
Sağduyuyu elden bırakmamaktır.
Demokrasinin tüm unsurlarını hayata geçirmektir.
Kendisine oy verenler kadar oy vermeyenlerin de hükümeti olduğunu unutmamaktır.
Cumhuriyetin Türk insanına kazandırdıklarına sahip çıkmaktır.
Ve halkımıza layık olmaktır.