Yazarlar Derviş’in solu ne yana düşüyor?

Derviş’in solu ne yana düşüyor?

22.08.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:

Derviş’in solu ne yana düşüyor?

Derviş’in solu ne yana düşüyor


Kemal Derviş’i ittifak sağlamaya davet ediyorum. Yanlış anlaşılmasın, DSP ve/veya YTP ile CHP arasında gerçekleşmesi istenen değil, sosyal demokrat siyasetin tabanı "halk" ile ittifaktan söz ediyorum.
Derviş, Milliyet TIR’ında "Açız" diyenlerin sesini, muhtemelen işadamı Bülent Eczacıbaşı’nın evinde CNN - Türk ekranından duyuyordur, o da Ankara kulislerinden fırsat kalıyorsa.
Halkın arasına karışmak Gaziantep çarşısına, Antalya manavına gitmeye benzemiyor; fuhuşun, hırsızlığın, tefeciliğin arttığını haykıranların, er meydanına çıkacaksın!
Anadolu siyasetçiye ilgiyi konvoya katılan gönüllü otomobil sayısı ile ölçüyor, yollara düşeceksin bir kere!..

Ne yapacağını da bilsek
Önce ittifak. Ya sonrası?
Milliyet TIR’ında dertleri, çözüm yollarını dinledikçe, kafamda hep şu soru yankılanıyor:
"Derviş burada olsaydı, halka ne derdi?"
Sosyal demokrat olduğuna göre istihdam artırıcı önlemleri olmalı.
Küçük ve orta ölçekli işletmelerin ayakta kalmalarını teşvik eden bir stratejisi olmalı.
Nitelikli iş gücü planlamasına dayalı eğitim politikası olmalı.
Bağımsız ve tam demokratik Türkiye’nin yeraltı ve yerüstü zenginliklerini yatırıma dönüştürecek projesi olmalı.
Bölgesel eşitsizlikleri ortadan kaldıracak, yerel kalkınma paketi olmalı.
Daha çok uzatabilirim "olmalı" maddelerini...

IMF burada, insan nerede?
Batman’da petrol iş kolunda 11 bin olan çalışan sayısı, iki ayda 2500’e iniyorsa...
Rize’de çay, Giresun’da fındık üretici ekonomik krizin faturasını elleri böğründe ödemeye mahkûm ediliyorsa...
Gaziantep’te kapanan çok sayıda makine ve halı işletmesi kendine yeni bir yön bulmakta güçlük çekiyorsa...
Derviş bunların nedeninin IMF politikaları olmadığını söyleyebilecek ve halkı ikna edebilecek mi?
Birlikte çalıştığı CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, yoksullaşmayı yolsuzluğun körüklediğini söylüyor. Derviş hortumlanan bankalardan bugüne kadar ne kadar tahsil ettiğini söylebilecek mi?
Hazine’yi Derviş’in boşaltmadığını, borçlanmanın sorumlusu olmadığını herkes biliyor. Bilmedikleri; "sosyal demokrat" olduğunu vurgulayan Derviş’in bu zorunlu borç ödeme planında, "insanı" nereye koyduğu...

Tefecilik yürüdü
IMF’den alınan paralar, bankalara gitti.
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na alınan bankalara 25 milyar dolara varan oranda kaynak aktarıldı. Önce bankalar, sonra da üretim kurtarılacak dendi, ikinci bacağa bir türlü sıra gelmedi.
Size Batman’dan, Diyarbakır’dan, Urfa’dan söz edeyim.
Bu illerde bankacılık sistemi yetersiz. Adli suçlarda tefecilik suçları ilk sıralara tırmanmış. Finans sıkıntısına düşen işletmeci, üretici aylık yüzde 15’lere varan faiz oranları ile tefecinin kucağına düşmüş.
Bu yörelerde Irak riski de ortaya çıkınca, bankalar daha da temkinli bir hal almış durumdalar.
Kabaca bana verilen bilgilere göre; tefeci piyasalara düşen para Batman’da 30, Urfa’da 100 trilyon lirayı buluyor.
Güçlü olan tefecilik yapıyor, güçsüz olan elindekini avcundakini kaybediyor.
Bankacılık sisteminin kurtarıldığı anlatılarak, halktan oy istemenin güçülüğüne işaret ediyorum.
Anlatabildim umarım.