Polis şiddetine kurban giden Evrensel Gazetesi muhabiri Metin Göktepe adına verilen ‘Basın Özgürlüğü’ ödülünü bu yıl ‘İmralı zabıtları’ haberiyle Namık Durukan kazandı.
Milliyet, PKK’nın silah bırakması sürecinde İmralı’da yapılan görüşmeler konusunda Türkiye kamuoyunu bilgilendiren haberiyle bir aydır medyanın zirvesinde.
Namık müthiş bir gazetecilik başarısına imza attı.
Bu yıl ödülleri toplayacağını biliyorduk.
Metin Göktepe ödülünün anlamı ayrıca büyük.
Gözaltında öldürülen Göktepe’nin adına verilen ödül, onun gibi haber uğruna yaşamsal ve mesleki riskleri göze alan meslektaşlarına dağıtılıyor. Milliyet ise gazetenin haber, haberin sahibinin ise muhabirler olduğu gerçeğinden hareketle habere hak ettiği yeri veriyor. Birinci sayfada her gün en az beş, altı özel haberle çıkıyor.
Göktepe ödüllerinde bizi sevindiren bir başka başarı ise Zonguldak işçileriyle ilgili ‘icralık dayanışma’ haberini çıkaran Arif Balkan’ın ‘Yazılı Haber Ödülü’nü kazanmış olmasıdır.
Arif de Milliyet’in ‘genç takımı’ içinde geleceğe koşan başarılı muhabirlerimizden.
Yeditepe Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde eğitimini sürdürürken, gazetenin Haber Araştırma Servisi’nde parlak işlere imza atıyor. Arif açısından bu ödülün özel bir anlamı da, gözaltında öldürülen Metin Göktepe’nin yaşamı ve gazeteciliğini konu alan bir belgesel çalışmasında yer alıyor olmasıydı.
‘Göktepe belgeseli’ni Göktepe’nin gelecek yılki anmasına yetişeceğini umuyoruz.
Neonazi davasında ambargoMedya açısından kabul edilemez bir haber bu hafta Almanya’dan geldi.
2000- 2007 yılları arasında 8’i Türk 10 kişiyi öldüren Neonazi Nasyonal Sosyalist Yeraltı(NSU) terör örgütünün hayattaki tek üyesinin 17 Nisan’da Münih’te yargılanacağı davaya Türk medyası ‘salonda yer bulunamadığı’ gerekçesiyle alınmıyor.
Olay ‘akreditasyon’ gerekçesiyle açıklanamayacak ölçüde skandal bir durumu yansıtıyor.
8 Türk’ün yaşamını kaybettiği dava elbette Almanya’da yaşayan Türkleri ve Türkiye kamuoyunu doğrudan ilgilendiriyor. Türk medyasını mahkeme dışında tutmak,toplumun haber alma özgürlüğüyle bağdaşmıyor.
Duruşmaya başlayıncaya kadar ‘kriz’in çözülmesi ‘Alman adalet’ine duyulan güven açısından da önemli olacak.
İnsan hakları konusunda uzman olan ve Türkiye’de bağımsız düşünce kuruluşlarındaki (TESEV) çalışmalarıyla tanıdığımız, bir süre Radikal’de de yazan Dilek Kurban bir süredir Berlin’de yaşamakta. Dün Milliyet’te yer verdiğimiz, ‘Almanya göçmen ırkçılığıyla yüzleşecek mi?’ makalesi son derece bilgilendiriciydi.
Dilek Kurban, Berlin yazılarıyla, AB’den, Kürt sorununa, azınlıklar ve göç/göçmenler üzerindeki uzmanlığını okurlarımızla paylaşacak.
Eğitimde Milliyet farkıAbbas Güçlü yönetimindeki Milliyet Eğitim Servisi, 2 milyon öğrencinin üniversiteye hazırlandığı ‘sınav maratonu’nda gençlere yol göstermeye devam ediyor.
Eğitimde saygın bir ‘marka’ olan Abbas Güçlü, Türkiye’nin önde gelen dershaneleri ve uzmanları denetiminde hazırlanan deneme sınavlarıyla üniversiteye girişte Milliyet okurlarına önemli katkılar sağlıyor.
Milliyet’in kurum ciddiyeti ve eğitime verdiği önem nedeniyle bu katkımız karşılık buluyor.
Yüksek Öğretimme Giriş Sınavı’nın (YGS) yapıldığı geçen 24 Mart pazar günü ertesi,(25 Mart pazartesi günkü) net satışımız 232 bine çıktı. Bu rakam haftalık ortalama 190 binleri yakalayan tirajımızın 40 bin üstündeydi. Bu rakamlar lise ve üniversite gençliğinin Milliyet’in eğitim sayfalarına verdiği önemin kanıtı.
Milliyet’te her gün sınav var!
Haftanın her günü SBS’den, LYS’ye, KPSS’den, YDS’ye deneme sınavı soruları yayımlarken cuma günü de ‘Akademi’ eki veriyoruz.
Genç okurlarımız eğitim dışında cumartesi ve pazar eklerinde de yaşam, kültür, sanat, sinema, müzik yayınlarıyla, sınava hazırlanma baskısını üzerlerinden atıyor olmalılar.
Abbas Güçlü ve ekibine teşekkür ediyoruz.
İkiz başarı ve çözüme odaklanmakTIME’ın bu haftaki sayısında İsrail’in Türkiye’den özürü ve Diyarbakır’daki nevruzda Öcalan’ın ‘silahlara veda’ çağrısı geniş yankı bulmuştu. Dergi, Obama’nın İsrail gezisiyle bağlantılı ve yeni Ortadoğu’nun şekillenmesindeki önemi nedeniyle iki olayı Erdoğan’ın ‘ikiz başarısı/çifte zaferi’ olarak nitelendiriyor.
TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu’nun Milliyet’e verdiği özel röportajdaki gibi ‘İkiz başarı ülkeyi uçurur!’
Bu aşamada öncelik silahların susması ve PKK’nın, 1000-1500 silahlı militanının sınır dışına çıkması.
Tam çözüme odaklandığımız şu sırada, ‘silahlı mı, silahsız mı çıkılacağı’ üzerinden başlayacak polemiklerin sürece katkı sağlamayacağı ortada. Sonuçta bu insanlar ‘izci kampı’ndan dönmüyorlar!
Türkiye’nin bu meseleyi sonbahara kadar bitirmesi gerekiyor.
Silah kadar önemli olan PKK’nın sınır dışında çıkmasıdır.
Son haftalardaki heyecan verici gelişmelerin arkasında durarak, şu andaki eylemsizliği çok önemsemek ve sürekli kılmak gerekiyor. Barış sadece AKP ve BDP’nin meselesi değildir!
‘Akil insanlar’dan önce, CHP de aktif olarak sürece katılmalıdır.
Üç parti arkasında durursa PKK’da yeniden silaha sarılamaz.
Silvan benzeri bir provokasyona meydan vermeyelim.
Saygılar, iyi haftalar.