Beşiktaş hak etti

19 Şubat 2012

Spor Toto Türkiye Kupası finali beklendiği gibi çekişmeli geçti ancak basketbol adına vasatın altındaydı. Oyuna Beşiktaş Milangaz hızlı başladı. Orhun Ene’nin riskli savunması, Barış Hersek’in arka arkaya isabetli şutlar atmasına neden oldu. Fark Beşiktaş lehine açılınca Orhun Ene bu sefer oyuna Serkan ve Bajramovic’i alarak onların isabetli şutlarıyla dengeyi sağladı ve ilk yarıyı da 42-35 önde kapadı.
Bu arada ilk iki çeyrekte Beşiktaş’ın 9 top kaybı, Banvit’in devreyi farklı önde geçmesindeki en büyük etkendi. İkinci ve üçüncü çeyrekte Beşiktaş oyunda dengeyi sağladı. Bu turnuvaya damgasını vuran Serhat Çetin ve Barış Hersek’le birlikte siyah-beyazlılar bir kez daha Banvit’i yakalayıp öne geçtiler, son dakikalarda da Ersin Dağlı’nın sayıları da eklenince Beşiktaş, Spor Toto Türkiye Kupası’nı ilk kez müzesine götürmeyi başardı.
Banvit’e maçı kaybettiren faktörler Galatasaray maçının yıldızı Arroyo’ya ikili sıkıştırma yapayım derken Barış Hersek’ten yedikleri sayılar, 45-28’lik Beşiktaş’ın ribaunt üstünlüğü ve pota dibi hücum güçlerini bu maçta ortaya koyamamalarıydı. Beşiktaş Milangaz’a maçı kazandıran faktörler ise 45-28 ribaunt üstünlüğü, Ergin Ataman’ın Türkiye

Yazının Devamı

Beşiktaş’ın inadı

17 Şubat 2012

Ligde zirveye oynayan iki takımın mücadelesi nefes kesti. Beşiktaş oyuna Arroyo, Marrison, Hawkins, Serhat, Barış, Galatasaray ise Furkan, Gordon, Göksenin, Savovic ve Shipp beşiyle başladı. Siyah-beyazlı takımın coachu Ergin Ataman, Galatasaray’ın uzun oyuncularını pota dibinden uzak tutmak amacıyla bir taktik anlayışı içinde takımını sahaya sürerken Galatasaray antrenörü Oktay Mahmuti her zaman olduğu gibi Göksenin ile rakibin oyun kurucusuna baskı kurup Beşiktaş’ın oyun kurmasını engellemek üzere bir plan yapmıştı. Beşiktaş’ın taktiği ilk 15 dakika içinde semeresini verdi ve siyah-beyazlı takım oyunda öne fırladı. Bu arada Göksenin’in yaptığı baskı ise bir sonuç vermedi.
Sarı-kırmızılı oyuncularından Furkan ve Andric ne zaman pota altından etkili olmaya başladı, Galatasaray oyunda dengeyi sağladı ve ardından da öne geçmeyi başardı. 11 sayı öne fırlayan rakibi karşısında Beşiktaş hücumda kendi oyun sisteminin dışına çıkıp Arroyo ile sayılar buldu. Mensah-Bonsu pota dibinde etkili olamadı. Hem yorulmuştu hem de o bölümde ona o kadar pas gelmemişti. Ama savunmada Beşiktaş rakibine oranla daha iyi bir oyun ortaya koyunca 15 sayılık fark kapandı ve son saniyelerde üç sayıya

Yazının Devamı

Kayıp Kanarya

10 Şubat 2012

Fenerbahçe, İstanbul’da farklı kaybettiği Panathinaikos maçının rövanşında yine istediği oyunu ortaya koyamadı ve sahadan 10 sayılık farkla yenik ayrıldı.
Spahija İstanbul’da top kayıplarını yaşamamak için maça iki oyun kurucu Ukic ve Jerrells ile başladı. Oyun sonuna kadar da bundan vazgeçmedi. Zaman zaman da o bölgeye Engin ve Preldziç’le yardımcı oldu. Ancak yine 21 top kaybı sarı-lacivertlilerin oyuna ortak olmalarını engelledi.
Panathinaikos ilk baştaki gibi başarılı bir savunma ve hücum organizasyonu içinde değildi. Ancan Tsartsaris’in attığı sayılar (21 sayı) Yunan ekibini galip getirmeye yetti. Panathinaikos farkı 18 sayıya kadar çıkarttı, Fenerbahçe 10’a indirmeyi başardı. Ancak uzun oyuncuları Kaya, Gist ve Oğuz’un yaşadığı faul problemleri oyunu kazanmalarını engelledi. Maçın geneline baktığımızda; Fenerbahçe’yi ayakta tutacak bir oyuncuyu malesef göremedik. Emir Pleldziç’in bu şekilde devam etmesi hiç olumlu bir sinyal değil. Çünkü önlerinde kendi sahalarında oynayacakları ve 7 sayı ile galip gelmeleri gereken Kazan ile İtalyan Armani maçı var. Sarı-lacivertli oyuncuların Panathinaikos maçlarında gösterdikleri performansla oynayacakları karşılaşmalarda

Yazının Devamı

Çok yazık oldu

9 Şubat 2012

Anadolu Efes, Olympiakos önünde hayati bir karşılaşmayı kaybetti. Oyuna Kerem, Batista, Vujacic, Kinsey ve Savanovic beşiyle başlayan lacivert-beyazlılar, galip gelme baskısı nedeniyle oyun boyunca istedikleri performansı ortaya koyamadılar.
Buna karşılık Olympiakos evinde 18 sayı ile galip geldiği rakibine son bir dakikaya kadar üstünlük sağladı. Yunan takımında Papanikolau ve Printzeis galibiyette büyük pay sahibi oldular. Ancak Olympiakos’a maçı kazandıran en büyük etken coachu Ivkovic’ti. Takımına iki kez Efes galibiyeti getirerek son sekiz için büyük bir avantaj elde etti.
Efes tarafına baktığımızda Kerem’in sahada olmaması yenilgiyi getiren en büyük faktördü. Büyük ümitlerle transfer edilen Vujacic ve Kinsey de etkisiz bir oyun ortaya koydular. Oyuna sonradan giren Lafayette’nin 22 sayılık performansı olmasa oyunun sonuna kadar mücadeleyi bile getiremeyebilirlerdi.
Olympiakos önünde yaptıkları en iyi iki şey, Spanoulis’i ikili sıkıştırmalarla oyundan düşürmeleri ve Dorsey ve Antic paslaşmalarını önlemeleriydi. İyi bir seyirci önünde son bir dakika içinde maçı 10 sayı geriden berabere hale getirmeleri Efes için büyük bir şanstı. Ancak lacivert-beyazlılar son altı

Yazının Devamı

Etkisizdik

3 Şubat 2012

Fenerbahçe Ülker, Euroleague’in en önemli maçında evinde Panathinaikos’tan 21 sayı fark yedi. Efes maçından beri, büyük bir düşüş içinde olan sarı-lacivertliler, Euroleague’de çeyrek final şansını oldukça zora soktu. Uzun zamandır ilk 5’e çıkmayan Emir Preldziç bu karşılaşmada Ukic, Kaya, Bogdanoviç ve Gist ile beraber sahadaydı. Ancak Fenerbahce Ülker savunma ve hücumda ilk iki çeyrekte adeta sahada yoktu.
Sahanın en yaşlı üç oyuncusundan birisi olan Batista pota dibinde Fenerbahçe uzunları Kaya, Mirsad, Gist ve Oğuz’a büyük üstünlük sağladı. Onun pota altındaki etkili oyununa, dışarıdan Kaimakoglou ve Diamantidis eklenince inanılmaz bir fark ortaya çıktı. Bütün karşılaşma boyunca Obradovic takımına ne kadar hakimse, Spahija o kadar etkisizdi. Oyuncularıyla atışması da Fenerbahce Ülker’i olumsuz etkiledi diyebilirim.
Fenerbahçe Ülker’in her mevkide etkili ve önemli oyuncuları olmasına karşın, 40 dakika boyunca bu kadar etkisiz oynamaları düşündürücü. Önlerinde deplasmanda Panathinaikos, Emperio Armani ve içeride Kazan karşılaşmaları var. 3 maçtan en az ikisini kazanmazlarsa büyük olasılıkla Euroleague’e veda edecekler.
Avrupa’nın en iyi salonlarından birinde böyle önemli

Yazının Devamı

Zor oldu

23 Ekim 2011

Rixos Turnuvası’nda yenildiği rakibi karşısında Fenerbahçe Ülker, rövanşı almasına rağmen maç boyunca çok zorlandı. Euroleague’deki Caja Laboral mağlubiyetiyle Antalya’ya gelen Fenerbahçe konsantrasyon açısından bana göre sıfır çekti. Bence beyinlerinde Olympiakos maçı vardı. Ancak ne olursa olsun sarı-lacivertlilerin, Antalya önünde bu kadar kötü bir oyun ortaya koyma lüksü yoktu. Antalya, kadro ve bütçe açısından Fener’den en az üç kat zayıftı. Ancak Antalya rakibine karşı büyük bir mücadele ortaya koydu ve maçtan hiç kopmadı. Skorer oyuncuları Fisher ve Nedim, Fenerbahçe savunmasında ilk 3 periyotta erirken, Rasim Başak, Jelovac ile ayakta kalmayı başardılar.
Fenerbahçe Ülker’e baktığımızda ise maalesef, oyun sistemi bir türlü oturmuş değil. Çok kopuk hücum ettiler. Preldzic zaman zaman ağırlığını ortaya koyan oyuncu oldu. Oğuz Savaş da pota altında rakip uzunlarına üstünlük sağladı. Antalya 4. periyotta 9 sayı öne geçmeyi başardı. Maçı kaybetme korkusuna giren Fenerbahçe, sert savunma ile inanılmaz toplar kaptı ve farkı erittiler. Fenerbahçe’yi zafere taşıyan en önemli faktörler Antalya’nın yaptığı top kayıpları ve alınan 21 hücum ribauntlarıydı. Yine de Antalya’yı bu

Yazının Devamı

Alan savunması

13 Ekim 2011

Ezeli rekabeti özlemişiz. Fenerbahçe’de bu maç öncesi önemli sakatlar vardı. Tomas ve Mirsad kadroda yer almazken Ukiç iyileşmiş olarak sahadaydı. Sarı-lacivertlilerin Bogdanovic, Gist ve Curtis gibi önemli transferleri sahadaydı.
Galatasaray cephesinde ise Ender, Lakovic, Furkan, Zaza, Songalia ve Cevher sarı-kırmızılıların önemli takviyeleriydi. Cim-Bom maça çok iyi başladı. İlk dönemde Ender’in önemli katkılarıyla 10 sayı öne geçtiler. Ender’e pota altında Furkan, Andriç yardımda bulundu.
Fenerbahçe’yi sürükleyenler de bu dönemde Emir ve Ömer’di. Galatasaray’ın farkı 10 sayı açtığı bölümde Bogdanovic müthiş bir çıkış yaptı ve Fenerbahçe Ülker’i öne geçiren isim oldu. Sarı-kırmızılı ekip 10 sayıdan geri dönme şaşkınlığını atlattıktan sonra alan savunmasına döndü. Spahija’nın oyun kurucu bölgesinde Curtis’i oynatması, bu oyuncunun alan savunmasında verimli olamamasıyla Galatasaray, Shumpert ve Andriç ile oyunda dengeyi tekrar kurdu, ardından da öne geçti.
Oyunun sonunda Euroleague takımlarına yakışmayacak top kayıplarıyla oyun 2 kere uzatmaya gitti. Son uzatmada daha az hata yapan sarı-kırmızılılar maçı kazanarak kupayı müzelerine götürdüler.
Galatasaray’a oyunu

Yazının Devamı

FIRSATI TEPTİK

12 Eylül 2011

Sırbistan önünde ilk periyot istediğimiz oyunu ortaya koyamadık. Üçlük ve faul yüzdemiz çok düşüktü. Rakibin beyni Teodosic'i Ömer Onan'la tutmak da büyük hataydı. Teodosic, devamlı topla oynayan, hücum gücü yüksek, asist özelliği olan bir oyuncu. Bence Ömer onu tutacağına, Tepic'i tutsa daha verimli olurdu.
Bu iki periyotta hücumda üçlük yarışması yapıp, savunmada da istediğimiz düzeye çıkamayınca, Sırbistan rahat bir tempoda Teodosic, Tepic, Krstic ve Savanovic'in sayıları ile devreyi 35-27 önde bitirdi. Üçüncü çeyreğin sonları ve 4. çeyreğin ortalarında 12 Dev Adam ayağa kalktı. Kerem'in üçlükleri, Enes Kanter'in pota altındaki iyi oyunu Sırbistan'ı şaşırttı ve son saniyelerde oyun başa baş hale geldi. Ancak son topu Ersan baskete çeviremeyince şampiyonaya veda ettik.
Turnuvanın başından beri takımımızda eksik olan temposuzluk, üçlük yüzdemizin düşüklüğü, top kayıpları ve faul yüzdemizin inanılmaz düşük olması turnuvaya havlu atmamızın en büyük nedenleriydi. Çok kritik karşılaşmalarda faul atışlarının yarısını kaçırmak (dünkü maç bir sayıyla bitti) bizi şampiyona dışına itti.
2008'de Polonya'da mental olarak toparlanan takımımızın oynadığı iyi basketbol herkesin

Yazının Devamı