Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


KRAL Hüseyin. "Allah'ın verdiği canı yalnız Allah alır" diye düşmanlarına meydan okuyabilen nadir liderlerden biriydi.
Dedesi Abdullah, Aksa Camii'nde vurulduğunda göğsündeki madalyon Hüseyin'i kurtarmıştı, o sırada 16 yaşındaydı.
Suriye tarafından havada öldürülmek istendi, yatağında hançerlenmek istendi, ilacı değiştirilerek zehirlenmek istendi. Ama o ayakta kalmasını hep becerdi.
Ortadoğu'nun en hassas bölgesinde yarım asra yakın denge unsuru oldu.
Önceki günkü cenaze töreninde oluşan denge de adeta Kral Hüseyin'in hayattayken yarattığı uzlaşmacı politikanın bir yansımasıydı. Ortadoğu'daki tüm düşmanlar yan yana, omuz omuza bir aradaydı.
Cenazesinin karşısında sıralanan ABD'nin dört başkanı; Clinton, Gerard Ford, Jimmy Carter ve George Bush'un oluşturduğu anlamlı kompozisyon her zaman rastlanabilecek bir görüntü olamazdı.
Kral'ın ölümünü Irak ve Suriye yorumsuz karşıladı, ama Hafız Esad hiç de beklenmediği halde cenazeye katılmadan edemedi. Arap ülkelerinin duyduğu üzüntü kadar İsrail'de de ölümün büyük teessür doğurduğu görüldü.
Hüseyin'in ölümü düşmanları bir noktada birleştirmişti; ona olan saygıda.
* * *
ÜRDÜN 97 bin kilometrekarelik toprağa sahip, 4 milyon kadar nüfuslu küçük bir ülke. Nüfusun yüzde 60'ını Filistinliler teşkil ediyor. Yani, "azınlık"lar çoğunlukta...
Kral Hüseyin, bir yandan İsrail'in yarattığı sorunlarla, öte yandan nüfusunun ekseriyetini teşkil eden fanatik İsrail düşmanı Filistinlilerin muhalefetiyle uğraşmanın zorluğunu yaşadı.
1970'te Filistinlilerin yarattığı ve iç savaşa dönüşen büyük kaosu Kral Hüseyin ancak kanlı bir şekilde bastırabildi.
Hüseyin, İsrail'le uzlaşmaktan başka çare olmadığını Mısırlılardan önce gören Arap lideri oldu.
Gizli de olsa İsrail'le ilk ilişkileri Mısır'dan önce o başlattı.
Ve sonunda, 1994'te Kral Hüseyin İsrail'le 46 yıllık savaşa son veren barış anlaşmasını imzaladı.
Ürdün için Suriye de, Irak da, hatta Filistin de İsrail kadar tehlikeliydi.
Onun, Washington'un telkini doğrultusunda İsrail'le uzlaşması, bu ikibuçuk tehlikeye karşı da ABD şemsiyesi altına girmesi, korunmasını sağladı.
* * *
ÜRDÜN, dünya savaşı sonrasında Osmanlı toprakları üzerinde galiplerin, daha doğrusu İngilizlerin kurduğu suni devletlerden biri olarak doğdu.
Osmanlı İmparatorluğu'nu parçalarken Ortadoğu'da kendilerine yardımcı olan Arap aileleri ödüllendirmek isteyen İngilizler, kurdukları devletlerin yönetimlerini de o aile mensupları arasında paylaştırdılar.
Haşimi ailesinin bir koluna Ürdün düştü.
Ama dünyanın bu, en sorunlu bölgesindeki küçük ülkenin yöneticilerine hiç de mutluluk getirmedi.
Kral Hüseyin'in dedesi öldürüldü, babası akıl hastalığı tedavisi görürken öldü.
* * *
BÖLGEDE Hüseyin'in kurduğu, daha doğrusu Hüseyin'in üzerine kurulu denge şimdi bozulur mu?
Ürdün - İsrail uzlaşması Ortadoğu barışının da anahtarı kabul ediliyor. Hüseyin'den sonra bu anahtar suya düşer mi?
Hayır.
Denge de bozulmaz, barış da...
Çünkü o dengenin asıl mimarı ABD değil mi?
Türkiye - Mısır - Ürdün - İsrail çemberinin yapımcısı da aynı ABD...
ABD'nin kurduğu dengeyi Kral Hüseyin olmazsa, yeni Kral Abdullah yaşatır.
ABD sağ oldukça o denge yaşar.
Amman'a kadar gelip cenazenin karşısında saygı duruşunda bulunan ABD'nin dört başkanının dünyaya vermek istediği mesaj bu değil mi?



Yazara E-Posta: dheper@milliyet.com.tr