Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

"Alevi vatandaşlarımızın Müslümanlığı tartışılmayacak kadar açıktır" dedik, buna da karşı çıkan Aleviler oldu.Açıkça görülen şu, Alevi önderleri bir araya gelmeli. Alevilikle ilgili akla gelen gelmeyen her şeyi tartışmalı ve uzlaştıkları ilkeleri ilan etmeli. Yoksa, anlaşılıyor ki iyi niyetli yazılara teşekkür edenler kadar, karşı çıkanların varlığından doğan kargaşa bitmeyecek.Bugün de bu kargaşa sürüyor. Ortak görüşse yok.Bakan Mehmet Aydın, "Alevi ve Bektaşi, Sünni kadar Müslümandır" diyor.Bunu kabul etmeyen Aleviler de var. İşte onun için ortak açıklamada yarar var diyoruz.* * *MİLLİ Eğitim Bakanlığı, gelecek öğretim yılından itibaren lise din kültürü ve ahlak bilgisi dersinde, "Alevilik" konularının yer alacağını açıkladı.Bakanlık bürokratları, "gayrimüslim öğrencilerin din dersini okumak istemediklerinde, dilekçe vererek bu dersten muaf tutulduklarını" hatırlattı ve "Alevi vatandaşımızın da dilekçeyle başvurması gerekir" dediler.Bu, yani dilekçe vermek, daha doğrusu "Ben Müslüman değilim" diye dilekçe talebi psikolojik baskı sayılır. Bu nedenle dilekçe istemek yanlıştır.* * *BANA göre bu ders seçimlik olmalı. Yani isteyen bu dersi almalı, isteyen almamalı.Üstelik bu seçimlik dersin adı da açıkça "din" dersi olmalı, yani çocuk dininin şartlarını, ibadet şekillerini, öğrenilecek neyi varsa okulda öğrenmeli. Dışarıda kimseye muhtaç olmamalı.Diğer bilgiler tarih derslerine bırakılmalı.Bu yol yerleşmesini istediğimiz, beklediğimiz demokrasiye de daha uygun değil mi?Bunun içinse Anayasa'nın, "Din kültürü ve ahlak öğretimi ilk ve ortaöğretim kurumlarında okutulan zorunlu dersler arasında yer alır..." ifadesinin değiştirilmesi gerekirse bu değişiklik de yapılmalı.* * *DÖNELİM Aleviliğe.Eski Türk din kurallarının halk inanışları içinde örf-âdetler şeklinde yaşaması Müslümanlığa zarar vermez. Aksine Müslümanlıktan uzaklaştırılmak tehlikesiyle karşı karşıya bulunanları İslama çeker.Bu bakımdan Diyanet'e ve onun bağlı olduğu bakanlığa da görevler düşüyor.Bazı Türkiye karşıtları çeşitli amaçlarla Aleviliği tahrike kalktılar.Birkaç yüzyıldan beri bu amaç için çalışanlar var, onların uzantıları da boş durmuyor.Başbakan Erdoğan, boşuna "Bizi bölmek isteyenler var" demedi.Bugün bu görevi özellikle AB içindeki bir grup yerine getirmeye gayret ediyor. Bir de onların yurtiçindeki bir avuç destekçisi...Bu nifak sokuculara en değerli cevabı yine Alevi kardeşlerimiz verecektir. ALEVİLİK konusu bu köşede birkaç kez ele alındı. Bizim işimiz gündemi izlemek. Bugünlerde de o konu yine gündeme geldi, biz ne demiştik hatırladık. "Hiç ölmedim ben..." "MİT Bölge Müdürü öldürüldü...""Bir cinayetin anatomisi...""Başkan sele kapıldı, öldü.""Demir yaşamını yitirdi...""Mezarlıkta anma...""Katliama lanet yağdı..." Yukarıdaki "ölümden söz eden" 7 başlık Cumhuriyet gazetesinin aynı günkü 1. sayfasından alındı.Geriye 5 tane ölümü hatırlatmayan başlık kaldı. YORUMSUZ Resmi Gazete'de yayımlandı. At, yabandomuzu ve tavşan kasaplık hayvan sayıldı.Demek ki, bugüne kadar, bilmeden yediğimiz hayvanları bundan sonra kasap vitrinlerinde göreceğiz ve bilerek yiyeceğiz.Yani, tüketicilerin çoğu için değişen bir şey yok, yalnız kasapların işi kolaylaştı o kadar!.. Artık at yiyeceğiz HARİTA Amerikalı kuruluşun Türkiye'de yaptığı bir anketin sonuçlarıyla, Amerika'da Silahlı Kuvvetler dergisinde, Türkiye'yi bölmüş bir harita; aşağı yukarı aynı günlerde yayımlandı.Amerikan Pew araştırma şirketinin yaptığı ankete göre, "Türklerin çoğunluğu ABD'ye ve Avrupa'ya olumsuz bakıyor." Türklerin yüzde 57'si Avrupalıların Müslümanlara karşı düşmanca tutum izlediğine inanıyor. Aksi görüş yüzde 35.ABD'ye olumlu bakan Türklerin oranı sadece yüzde 12. Yüzde 76'sı olumsuz.Amerikalılara olumlu bakan Türklerin oranı yüzde 31'den yüzde 17'ye düştü. Nasıl düşmesin ki. Amerikalılar bunu hak ediyor. Çuval olayı daha unutulmadı. Ama bu olay unutulmadan bir harita yayımlandı. Bu haritada Ortadoğu'da sınırların yeni şekli var. Ve büyük bir Kürt devleti bu haritada yer alıyor. Bu devletin toprakları Anadolu'nun neredeyse yarısını yutuyor. Ermenilere de Türk topraklarından verilen kısım var. Bunu bazı Amerikalı askerler öngörüyorsa, Türk halkı bu Amerikalılara sempatiyle bakar mı?Üstelik aynı günlerde Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, ABD'de "Ortak Vizyon Belgesi"ni imzalıyordu. Temenni edelim bu belge, ABD ile aramızda, Soğuk Savaş sırasındaki iyi niyet ve anlaşma havasının yeniden doğmasına yarar. Türkler ABD'ye karşı NÜKLEER Pazar akşamı bir kanalda Dünya Kupası finali vardı, bir başka kanalda ise Enerji Bakanı katılımcılarla enerji politikamızı tartıştı.Nükleer enerji yine hedefteydi.Dünya yıllardır nükleer enerjiden yararlanıyor.Oysa Türkiye bu enerjiden mahrum bırakıldı. Türk halkı doğalgaz üreten devletlerin insafına terk edildi. Bu vatanseverlik miydi?"O bu vazgeçti, yeni reaktörler açmıyor" sözü doğru değil. Çünkü mevcutlar daha büyük kapasiteyle çalışır oldu, o kadar.Atom Enerjisi Başkanı Baradey de geçenlerde, "Türkiye'nin nükleer enerjiden faydalanmasını arzularız" dedi.Amerika ile de "nükleer işbirliği anlaşması" onaylanarak yürürlüğe girdi.Hükümetin, bu konuda geç kalındığını hesap ederek hareket ettiğini görmek nükleer yandaşlarına şevk veriyor.Etrafımız nükleer santralla doluyorken, "Türkiye'de olmasın" demek ne anlama gelir? Türkiye'yi doğalgazcılara teslim anlamına gelmez mi? dheper@milliyet.com.tr Bu düşmanlık niye?