Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Türkiye, Kosova'ya çıkarma yaptı.
Cumhurbaşkanı Demirel, Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu, Milli Savunma Bakanı Sabahattin Çakmakoğlu ve Cumhurbaşkanı Danışmanı eski Dışişleri Bakanı, Meclis Başkanı Hikmet Çetin.
İlk kez bir Türk Cumhurbaşkanı'nın Kosova'ya gelmesi bizatihi önemli bir olay.
Ama Genelkurmay Başkanı'nın ve diğer önemli kişilerin meydana getirdiği heyet bu önemli ziyareti birkaç kat daha önemli hale getiriyor.
Cumhurbaşkanı Mamuşa'da halka hitap ederken "Türklerin birlik ve beraberliklerini bozmamalarını" istiyordu.
Demirel'in bir önemli mesajı buydu.
Bu önemli istek de gösteriyor ki, BM Genel Sekreteri'nin dünkü aksi beyanlarına rağmen, Kosova, Avrupa'da devletleşme yolunda sona doğru hızla ilerliyor...
* * *
KOSOVA'da nüfusun yüzde 95'i Müslüman Arnavut.
Türklerin bu yeni devlette söz sahibi olmaları, varlıklarını sürdürebilmeleri, Arnavut baskısına direnebilmeleri önce tek vücut, tek ses olmalarına bağlı; oysa Türklerin aralarında bölünmeler olduğu biliniyor.
İşte bunun için de Demirel birkaç kez tekrar ediyor ve önemle üzerinde duruyor:
"Tek bir vücut olun, tek bir ses olun..."
* * *
KOSOVA'daki Türkler için bir büyük tehlike de, Müslüman Arnavutlar arasında erimek.
Bir Hıristiyan toplulukta Müslüman Türk azınlığın kimliğini koruması daha kolayken Müslüman bir topluluktaki Müslüman azınlığın kimliğini koruması daha zor gibi görünüyor.
Türkler dikkatli olmazlarsa, onlar için Kosova'da Arnavutlar arasında kaybolma tehlikesi var.
Ve Cumhurbaşkanı Demirel, Türklere; "dilinizi, birliğinizi, kimliğinizi koruyun" derken bu erime tehlikesine de dikkati çekiyor.
Demirel'in konuşmasından Arnavutları, Sırpları kırmamaya özen gösterdiği de anlaşılıyor.
Çok yumuşak bir üslupla onlardan söz ederken; "Türkiye'nin Kosova'da olacakları önceden gördüğünü ve barış için olayın ilk gününden beri ısrarla çalıştığını" belirtmesi Türkler dışındakilere de Türkiye'nin ilgisini belirten bir duyuru oluyor.
* * *
ANLAŞILIYOR kİ Kosova devletleşme yolunda ilerlerken, Türkiye "biz de varız" deme ihtiyacını duydu.
Şimdiye kadar çok az görülmüş, belki de hiç görülmemiş bir kadro ile yapılan ziyaretin başka bir anlamı olamaz.
Yalnız, Türkiye bu "önem verdiğini" gösterme çabalarını Güney Kosova ile sınırlı tutmamalı. Yalnız Mamuşa ve Prizren civarında kalınmamalı.
Mamuşa Meydanı'nda dün çok önemli mesajlar veren ve "Kosova'nın yönetiminde 60 bin Türk'ün pay sahibi olması gerektiğini tüm dünyaya bildiririm" diyen Sayın Cumhurbaşkanı, Türk temsilcilerinin kuzeye, Kosova'nın başkenti Priştine'ye de ulaşmasına önayak olmalı.
"Türkiye hep Kosovalı kardeşlerinin yanındadır. Sizin buradaki varlığınız bizim için manevi sorumluluk doğurmaktadır" şeklinde konuşan Ankara, yalnız Türklerle değil, Arnavutlarla da sıkı ilişki içinde olmalı ve Demirel'in cümlelerinde şeklini bulan mesaj hep diri tutulmalı.


Yazara E-Posta: dheper@milliyet.com.tr