Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, “Türkiye’de nükleer silah bulunmadığını” söyledi.
MHP Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan, yazılı bir soru önergesi vererek, New York Times gazetesindeki iddiaları Meclis’e taşıdı. ABD’nin Avrupa’da 180 kadar B61 tipi bomba bulundurduğuna yönelik iddiaları anımsatan Türkkan, bu bombaların, Belçika, Almanya, Hollanda ve Türkiye’de bulunduğu yönündeki haberlerin doğruluğunu sordu.
***
Biz 24 ay askerlik yaptık. Bunun 6 ayı Yedeksubay Okulu’nda geçti.
Benim dönemimde yedeksubay okullarına yedek teğmenler hakimdi. Onlar beni de oyuna getirip okul 4. yaptılar. Çünkü ilk 3’e girenler kura çekmez, istedikleri yere tayinleri çıkardı. Bizim okulda görevli yedeksubay komutanlarımız da kendi arkadaşlarını 1.,2.ve 3. yapmışlardı. Ben okul 4.’sü olarak kuraya kalmıştım.
O zamanlar haksızlıklara itirazda korkuluyordu.
Çünkü, Yedeksubay Okulu öğrencisi “er” de çıkarabiliyordu.
Bizden önceki dönemde de asteğmen yerine “er” olarak okuldan çıkan olmuştu.
Ama hak onların ayağına dolaştı ve ben kura ile İstanbul’a geldim. Ve yerim “Dead 67” Amerikan üssüydü.
Ve orada “nükleer bombalar” muhafaza edilirdi. Sevk edilirdi. Biz onlara “atom bombası” derdik.
Çok teferruat var ama şimdi yeri değil.
Bu bombalar nasıl saklanırdı, nasıl nakledilirdi, nasıl havaalanına götürülürdü, onlar geçerken yollar nasıl kapatılırdı. Üssün kapısının önünden geçen Genelkurmay Başkanı’nı içeri davet ettiğimiz halde girmemiş ve bize neler demişti, ABD’li subaylarla nasıl geçinirdik...
Şimdi bunları geçelim ve o zaman bizde nükleer bomba olduğunu ve bizim işimizin onlarla meşgul olmak olduğunu kısaca söyleyelim.
Tabii Davutoğlu bunları bilemezdi veya “O zaman Amerika ile ikili anlaşmalar vardı ama şimdi yok” diyebilir.
SURİYE
Arapsaçı...
Suriye işi tam “arap” saçına döndü.
Tayyip Erdoğan’ın Esad’la sanki arasında kan davası var.
Sanki kısa bir süre önce Esad’la kanka olan o değil.
Esad gitsin de ne olursa olsun...
Erdoğan böyle tutturdukça dünyada yalnız kalıyor.
Sanki kısa bir süre “Komşularımızla sıfır problem” diyen onun Dışişleri Bakanı Davutoğlu değil.
Ne oldu da Türkiye’nin çıkarlarını bir kenara bıraktık ve Suriye halkının küçük bir kısmının müdafii kesildik.
Oysa, yabancı bir devletin içişlerinden bize ne.
Bu hayırlı bir gidiş olmasa gerek. Esad giderse kim gelecek o bile belli değil.
***
Türkiye bir koalisyon istiyor. Ama bu “savaş koalisyonu”na kimler katılacak?
BM Genel Sekreteri kıvırıyor.
NATO, kıvırır gibi...
Arap ligi, kıvırdı...
İngiltere kıvırdı.
Amerika kıvırıyor. Kısa bir müdahaleden söz ediliyor. Peki burada Ankara’nın rolü ne olacak?
Sonra, müdahale Rusya ve İran’la aramızı iyice bozmaz mı? Bozarsa, Rusya ve İran, Türkiye’ye karşı en azından ekonomik müeyyideler uygulamaz mı?
Peki, bu olay bugüne kadar Türk halkına kaça mal oldu.
Yani, hükümet ne kadar lira masraf etti, ediyor, edecek?
***
Yani başta dediğimiz gibi...
“İşler arapsaçına döndü” . Savaş mı bekleyelim, geri adım mı belli değil.
Ve biz komşularımızla sıfır problem konusunu yüzümüze gözümüze bulaştırdık.
“Acele işe şeytan karışır” sözünü unutarak, bölgenin lideri olmak istedik ve bunun için acele ettik. Oysa insanlar için geç sayılan zaman devletler için erken sayılabilir.
ARKADAŞ
Unutulmasın
Ölmüş arkadaşlarımızı, gereği gibi anmıyoruz.
Mesela, çalıştığımız müesseseye, muayyen süre emeği geçmiş arkadaşlarımızın bir resmini asamaz mıyız?
Ama böyle bir duvar ayırmak aklımıza bile gelmiyor.
Oysa emeğe saygının bir sonucudur bu. Bir işyerini müessese yapan çalışanlarıdır, sadık çalışanlarıdır, gece gündüz çalışanlardır, kendi işyeri gibi çalışanlardır.
Bana bunu kaybettiğimiz foto muhabiri kardeşimiz Selahattin Gökhan hatırlattı.
66 yaşında hayata veda eden Selahattin’le uzun süre çalışmıştık.
Selahattin iyi fotoğrafçı, iyi gazeteci olmanın yanında çok iyi giyinen bu haliyle örnek olan, bir arkadaşımızdı
Ben onu rahmetle anıyor ve geç de olsa meslektaşlarıma başsağlığı diliyorum.
KISA... KISA... KISA...
İSTER İNAN İSTER İNANMA
Aynı gazetenin aynı sayfasında 2 haber...
Birinci haber: Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan “Ekonomide ipler elimizde” dedi.
İkinci haber: “Benzine 14 kuruş zam yapıldı.”
Bakan, ne kadar “doğrucu” değil mi?
BU NE PERHİZ, BU NE LAHANA TURŞUSU
Hakkında 27 yıl hapis istenen Sabri Çelebi (palalı) serbest bırakıldı!...
27 yıl hapis istemi ve serbest bırakma, anlayan beri gelsin.
BAYRAKTAR DİYOR Kİ...
Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar “Kıyıdaki binaları yıkıp, park yapacağız” dedi.
Bakan Florya’nın son halini görmedi herhalde. Sahildeki o koca yeni bina şimdi yıkılacak mı?