Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

TÜRKİYE son yıllar içinde en büyük hayal kırıklığına Avrupalı Hıristiyan demokratların çıkışı ile uğradı.
"Türkiye hiçbir zaman Avrupa Birliği'ne giremez. Çünkü kültürü ve medeniyet seviyesi buna müsait değil."
Böyle bir etkin siyasi topluluğun, bu derece ağır hakaretine Türkiye belki de Türkiye olalı muhatap olmamıştı.
Şimdi Hıristiyan demokratların arkasından sosyalistlerin de gündemi Türkiye.
Dört konu üzerinde duruyorlar.
İnsan hakları, demokrasi, Güneydoğu ve Kıbrıs...
Oradan da Türkiye'nin üyeliği lehinde bir görüş beklenmiyor...
Oysa Tansu Çiller'in uzun süredir çizdiği manzara hiç de bu doğrultuda değildi, karamsar değildi.
O, "ya gireceğiz, ya gireceğiz" diyordu.
Aksi yok.
* * *
AVRUPA Birliği 34 yıl Türkiye'yi uyuttu.
60'lı yıllarda iş gücü açığını Türkiye'den karşılayan özellikle Almanya bugün adeta Türkiye'ye düşman. Ortak Pazar, Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) ve Avrupa Birliği (AB) diye diye Türkiye'nin geldiği nokta hüsran.
Ve Avrupa'nın gerekçeleri içinde yüzkarası bir cümle de var: "Türkiye Müslüman bir ülke."
Hıristiyan demokratlara göre; "Avrupa Birliği Hıristiyanlığın merkezi olacak."
Bu göz Müslümanlığa ikinci sınıf bir grup gibi bakarak haçlı zihniyetini canlandırmıyor mu?
Batı medeniyeti ile insanları dinlerine göre sınıflara ayırma niyeti nasıl bağdaşır?
* * *
AVRUPA'nın kişi başına 30 bin dolar milli gelirine karşı 2 bin 500 dolarlık kişi başına milli gelirle ve 65 milyon nüfusla o kapıları zorlayan Türkiye zaten dezavantajlı durumdaydı.
Ama herhalde Çiller, ortağının doğuracağı ilave dezavantajları düşünmüyordu.
Erbakan'ın arkasını Batı'ya dönüp, ziyaretlerine Doğu'dan başlaması anlam doluydu.
Avrupa Birliği bir Hıristiyan kulübü olamazdı, olmamalıydı ama "siyasal İslam"ın da orada yeri yoktu.
Ankara'nın "Bizi AB'ye almazsanız biz de NATO'nun genişlemesini veto ederiz" dayatmasının da ters teptiğini, Hıristiyan demokratların kararında etkili olduğunu sezmemek mümkün değil.
Türkiye'nin düştüğü duruma Ankara'nın ilkesizlikleri de çanak tuttu.
* * *
ŞİMDİ sil baştan.
Allah'tan Türkiye'nin Batı'da hala yandaşları var.
Avrupalı parlamenter Dankert Türkiye'ye mücadeleden vazgeçmemeyi tavsiye ediyor.
"Türkiye Avrupa'ya baskı uygulamalı. Elindeki her aracı kullanmalı. Bakın Yunanistan Dış Bakanı bile Türkiye Avrupalı değilse biz de değiliz diyor."
Amerikan The Economist dergisi de Türkiye'den yana:
Dergide, "AB'nin 30 yıl önce Türkiye'ye üyelik sözü verdiği" hatırlatılarak şöyle deniliyor:
"AB Türkiye'ye tam üye olması için neler yapması gerektiğini açıkça bildirmelidir. AB Türklere vaadini tekrarlamalı. Belirli bir süre de vermelidir. Batı'nın istikrarlı bir Türkiye'ye ihtiyacı var."
Bu destekleri iyi kullanmak gerekiyor, ama önce bu koalisyon Avrupalı olmak istiyor mu?