Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Not Adı "mahalle baskısı" da olsa, başka şey de...Baskı var.Bu baskı dindar olduğunu zanneden bazılarından geliyor.Peki, baskı yapılmak istenenler, yani baskı altındakiler Müslüman değil mi? Dinine bağlı değil mi?Bana göre, onlar da Müslüman. Onlar da dinine bağlı.Yani baskı yapanlar da, baskıya uğrayanlar da Müslüman.İki taraf da Müslüman.Öyleyse bu baskıyı yapanlar ne adına bu baskıyı yapıyor?İşte bunun cevabı önemli.Bu birinciler, baskıcılar, bence bu baskıyı siyasi amaçla yapıyorlar.Yani iktidar olmak istiyorlar.Bunu AKP'yi iktidara getirerek sağlamadılar mı?Sağladılar.Ama bununla yetinmek istemiyorlar. İleride gerekirse AKP'yi de ezip geçmek ve devamlı iktidar olmak, iktidarda kalmak istiyorlar.Ve çeşitlilik istemiyorlar. Çeşitliliği yok etmek istiyorlar.Herkesi kendilerine benzetmek istiyorlar.İkinci kısımdakilerin kılık kıyafeti, giyim kuşamı da bizim gibi olsun, demek istiyorlar.Oysa onlar için kılık kıyafet, türban bir ideolojinin rozeti değil mi, sembolü değil mi? Bir partiye bağlılığı göstermiyor mu?Birinci kısım bu tutumla ikinci kısmı İslamdan uzaklaştırmış olmuyor mu? Davranışları bu soruyu akla getirmiyor mu? Din, Müslümanlık onların inhisarında mı?* * *ÖNCEKİ gün bu satırların müşahhas bir örneğini de yaşadım.Bir resmi daireye eşimle birlikte gitmek zorundaydım. Daha doğrusu eşimin işi vardı ve ben ona refakat ediyordum.Eşim senelerdir ramazan ayı boyunca oruç tutar. Yine oruçluydu.Bu daireden içeri girerken tesettürlü bir memur kadın küfreder gibi bakıyordu.Oysa bu kadın da eşim de, ikisi de Müslümandı ama kılık kıyafetleri farklıydı.En ilginci de bu dairedeki "çay ocağı"nın kapalı olmasıydı. Ramazandı ya. Kimse çay içmemeliydi.Genelleme yapmak doğru değil, ben de genellemeden kaçınıyorum ama, bu, "Biz Müslümanız" diyen bazılarının Müslümanları böldüğü de bir hakikat... BASKI var. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu Başkanı Tevfik Bilgin, banka yöneticilerine, "Maaşlarınızı açıklarım ha..." dedi.Bu yolla bankaların işlemleri yoluna girecekse Başkan "açıklarım" diye tehdit etmemeli, ücretleri açıklamalı.Ben bekliyorum. "Nereden buldun" kanununu beklediğim gibi. AÇIKLASANA... "Türkiye-Malezya benzetmesinden önce İran benzetmesi vardı. Cezayir benzetmesi vardı, şimdi Malezya çıktı" deniyor.Oysa Malezya benzetmesini Amerikalı Holbrooke başlattı. "Türkiye ve Malezya ılımlı İslam ülkesidir" dedi.Laiklere çamur atma bahanesi bulduk zannedenlere hatırlatılır. Malezya nereden çıktı? "İhracat 100 milyar dolar oldu" bayramı var.Peki ama ithalat 150 milyar dolar oldu bayramı niye yok!.. İhraç ve ithal bayramı(!) TV'ler, "yerli dizi kanalı" oldu. Gazeteler de birbirlerine çatan gazetecilerin savaş alanı gibi.Dikkat ediyorsanız ben bu savaştan uzak durmaya çalışıyorum...Ama bir gazetemizin manşetiyle, genel yönetmenin yazısının anons edilen başlığı alt alta gelince isim vermeden de olsa buraya almadan edemedim.Manşet: "Türkiye sıcak takip yapabilecek"Başlık: "Çarpıtmanın bu kadarı ürkütücü"Allah mı söyletti ne... Köşeler savaşı PKK'yı kim destekliyor? Artık açıkça belli oldu. Bazı DTP'liler.DTP Güneydoğu'da da seçimi kaybetti, deliye döndü. Güneydoğu halkı PKK terörünü destekleyenlere oy vermedi.Şimdi de DTP Genel Başkan Yardımcısı konuşuyor, adeta kin kusuyor ve çatışma, bölücülük tahrikçiliği yapıyor.Ertesi gün de PKK bir minibüsü tarayıp 12 vatandaşımızı öldürüyor. Sandıkta kaybeden DTP Başkan Yardımcısı, cinayet tahrikinde başarılı, tebrik ederiz! PKK'yı destekleyenler ABD'DE Başbakan, ABD'de uzun süre kaldı.Ama Başkan Bush tarafından kabul edilmedi.Kabul edilmedi ama Bush'un başkanlığındaki yuvarlak masa toplantısına davetliydi. Bu "hakaret gibi davet"te yalnızca demokrasiye yeni adım atan 20 devlet ve Türkiye vardı.Başbakan Erdoğan, ABD'de, PKK'nın elinde Amerikan tankları ve ağır silahları olduğunu da açıkladı.Amerikan Senatosu ise adeta Erdoğan'a nispet edercesine Irak'ın 3'e ayrılmasını büyük bir ekseriyetle kabul etti.Yani ABD'de yayımlanan bazı haritalar gerçekleşme yolunda mesafe alır gibi oldu."Hani Irak'ın bütünlüğü korunacaktı?" diye sormanın artık saflık olacağı iyice anlaşıldı.Başbakan Erdoğan'ın ABD'de Irak Cumhurbaşkanı Talabani ile de dostça (!) bir görüşme gerçekleştirdiği söylendi ama Ankara'daki Türkiye-Irak arasındaki "terörle mücadele" anlaşmasından "sıcak takip" çıkarıldı. Yani anlaşma çöplük oldu...Hani, dostça görüşmenin sonucu bu mu?Erdoğan ABD'de Türkiye lehine kararlar aldırırken (!) AB paraların üzerindeki haritadan Türkiye'yi çıkardı attı...Erdoğan'ın Amerika seferi başarılı mı, başarısız mı oldu, karar vermek artık size düşüyor. Erdoğan ne kazandı? NEDEN Amerika'nın 22 eyaletinin senatoları Türkiye'ye gelmiş. Yanlarında çeşitli şirketlerin yöneticileri de var.Adamlar İstanbul'da bir araya geldikleri TOBB yöneticilerine "Amerika'nın Türkiye'de niye sevilmediğini" soruyorlarmış. Zaten Türkiye'ye geliş sebepleri de bu.Bana sorarsanız ABD'nin bu ülkede sevilmemesinin başlıca 3 nedeni var:(1) ABD'deki Ermeni tasarısı.(2) Irak'ın bugünü ve geleceği.(3) PKK'ya ABD'nin bakışı.Bu 3 konu gündemde kaldıkça Amerika Türk halkı tarafından sevilemez.Hele hele 3'üncü konu var ki, Türk halkı bu konuda Washington'u hiç affetmeyecek.Ne zaman ki Amerika terör örgütü ilan ettiği PKK ile "ciddi" bir mücadeleye girdiğini gösterir, o zaman bu düşmanlıkta azalma görülecektir.Washington yanlış politika yüzünden Türkiye'yi kaybetti, artık kazanması da kolay değil.Ama, "PKK bize yeter" diyorlarsa o zaman biz de "Sana mübarek olsun" deriz. Halk ABD karşıtı SOSYETEDE Gazetenin ilavesi "sosyetinin ikonu" diye bu genç hanımı takdim ediyor. Ve bu hanımın sosyetede tanınmış işadamı sevgilisiyle resimlerini basıyor. Niye?Bakın okuyalım:"Sosyetenin moda ikonu olan ..., önceki gün katıldığı bir davette ayakkabısı sıkınca çıkarıp sevgilisi ...... verdi. Davetten yalınayak ayrılırken, ...... sevgilisinin ayakkabılarını elinde taşıdı.Arabaya bindiklerinde ünlü işadamı elindeki ayakkabıyı sevgilisine giydirdi. ...... sevgilisinin ayakkabısını taşırken görenler 'Bu ne aşk' demekten kendilerini alamadılar."Bu aşk bizi ilgilendirmiyor. Bizi ilgilendiren sosyetik bir hanımın bir partide ayakkabısını çıkarıp yalınayak yürümesi. Bunu sıradan bir kadın yapsa en azından "görgüsüz" deriz, değil mi?Ya bu "ikon"a ne demeli?Şımarık mı? dheper@milliyet.com.tr Çıplak ayaklı ikon