Not Bugün Türkiye'ye bakın.Çoğunluk mu yönetiyor?Hayır, yüzde 22 yönetiyor. AKP oy hakkı olanların yüzde 22'sinin oyunu aldı.İşte demokrasinin sakatlığı burada.Mevcut sisteme uygun, yani meşru da olsa, çıkış noktasıyla, varılan nokta arasında 180 derece fark var.Demokrasiyi istiyoruz, çoğunluğun istediği yönetim oluşsun diye, ama öyle bir sonuca varıyoruz ki yönetim azınlıkta oluyor. Bu durum oyunun kurallarına uygun, yani meşru.Meşru ama adil mi, maksada uygun mu?Değil.AKP yüzde 22'yle tek başına iktidarda. Peki, yüzde 60-70 seyirci mi?Uygulamada demokrasi bu sonuca varıyorsa burada bir yanlışlık var demektir.Tabii Batılı ülkeler bu sakıncaları çeşitli şekillerde giderici tedbirler alıyorlar. Mesela; baskı gruplarıyla, sivil toplum örgütleriyle bile denetim, katılım sağlanabiliyor.Bu nedenle, Tayyip Erdoğan iktidara gelebiliyor ve hayalleriyle 72 milyonun gerçeklerini yönetme yetkisini kendisinde buluyor.Mesela 2003 başında ABD ile münasebetler nerede idi bugün nerede?Yine 2003 başında AB ile ilişkiler neredeydi, bugün nerede? Halkın ABD'ye ve AB'ye karşı çıkması boşuna mı?Almanya Başbakanı, AB'nin 50. yıl kutlamalarına Ankara'yı çağırmadı. Aynı Merkel AB'nin temelinin Hıristiyanlık ve Yahudilik olduğunu söyledi. Bunlar yetmezmiş gibi AB dönem başkanı aynı Almanya'nın Başbakanı, Fransa'ya Osmanlı'nın mağlup olduğunu hatırlatan bir hediye verdi.* * *DÖNELİM biz konumuza. Uygulanan sistem demokratik sonuçlar vermiyorsa, seçmenin iradesini serbest şekilde aksettiren yöntem değilse, o zaman neden "dar bölge" sistemine gitmiyoruz? Bunları ilk defa söylemiyoruz.Her parti ve her isteyen bir bölgeden koysun tek adayını. Partiyi mi, adayı mı, ikisini birden mi, neyi beğenirseniz verirsiniz oyunuzu.Tanımadığınız, bilmediğiniz adaylarla doldurulmuş, parti ambalajına sarılmış isimlere veya tanınmış, sevilmiş kimselerin sürükleyeceği alt kadrolara gözü kapalı gitmez oyunuz. 3-5 kişinin hazırlayıp önümüze serdiği birkaç partinin listesine oy vermek zorunluluğu gibi bir yapmacık da ortadan kalkar.* * *"DAR bölge" sisteminin sakıncaları yok mu? Tabii var. Oyumuzu bilerek, tanıyarak vermek ve Meclis'e doğrudan doğruya kendi irademizle adam yollamak istiyorsak sakıncaları izale edilerek belki de "iki turlu" olarak kullanılabilecek sistem "dar bölge" gibi görülüyor. TEMSİLİ demokrasi çoğunluğun yönetimini sağlayacaktır. Ama azınlığı ezmeden. ANLAMLI SÖZLER AKP istediği kişiyi, bu Erdoğan da olabilir, cumhurbaşkanı seçebilir. Bel fıtığı olanlar Çankaya'ya çıkamaz! Mücahitler müteahhit oldu. AB, Hıristiyan ve Yahudi kökenlidir. Bunları ben söylemiyorum. TÜRSAB Başkanı, işadamı Başaran Ulusoy söylüyor:"Türkiye yıllarca sermaye değil, servet birikimi yaptı. Avrupalılar ise sermaye birikimiyle Türkiye'ye gelip önce bankaları satın aldılar, şimdi enerji sektörüne giriyorlar. Yarın sıra turizme gelecek. Artık ayakta kalmak için hesabımızı iyi yapmalıyız."Hani, "Yabancılar yatırım yapıyor, yatırıma geliyor" diye halkı uyutanlar, bu sözlere ne diyorlar acaba?Yabancılar olanı alıyor, hazıra konuyor, Türkiye'ye bir çivi bile çakmıyor. Yabancılar sömürüyor MERKEZ Yıllardır "Küçük olsun benim olsun" felsefesini terk edin, diyoruz.Ancak böyle lider olunur.Ancak böyle AKP mağlup edilir.Bu yolda, partilerin birleşmesi yolunda adım atanlar olursa demokrasi açısından onları kutlarız. Birleşik merkez sağ-CHP ortaklığı ancak AKP'ye alternatif, iktidar olabilir.Bunları, DYP lideri Ağar, Yılmaz ve Demirel görüşüyor haberleri üzerine yazmıştık, söylemiştik.İki haftayı hevesle bekledik, konuşmalara değil sonuca baktık ve gördük ki, dağ fare doğurdu, seçmenin hevesi kursağında kaldı.Niye?Merkez sağdaki liderlerin hepsi partilerinin barajı aşıp Meclis'e gireceğine inanıyor da ondan.Yani anketler bu adamları kandırıyor.Olan da memlekete oluyor, diyorduk ki ortaya İlhan Kesici çıktı.Çıktı, dediğime bakmayın zaten yıllardan beri vardı. Ama bu kez anladığımız seçime kadar AKP ve CHP dışındaki partileri birleştirme gayreti içinde olacak.Kolay gelsin, İlhan Kesici. Kolay gelsin Kesici TÜRKLER Sovyetler Birliği'nde 5 tane Türk cumhuriyeti vardı. Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan, Kırgızistan ve Azerbaycan.Başka bir cumhuriyetin içinde özerk olanlar da mevcuttu: Gagavuzlar, Yakutlar, Kırımlılar, Cuvaşlar, Kalmuklar, Buryatlar; Udmurtlar, Başkırlar, Tuvalar ve Balkarlar.Bunların dışında değişik cumhuriyetlere dağılmış Türk grupları da biliyoruz: Mesketler, Kumuklar, Karaimler, Karakalpaklar, Soyonlar, Altaylılar, Sorlar, Hakaslar, Karagaslar, Uygurlar, Karacaylar, Nogaylar, Dolgonlar ve Tofalar.Bunlardan Karaimler Yahudi, Yakutlar Şaman, Gagavuzlar Hıristiyan, kalanlar Müslüman.Sovyetler'in dağılmasıyla birlikte bu topluluklardan Türkiye'ye yönelik sempati ve bağlılık sinyalleri güçlenerek arttı.Bu Türklerin Türkiye Cumhuriyeti'nden bekledikleri çok güç şeyler değildi.Ankara'dan, Türkiye'nin onlarla ilgilendiğini gösteren manevi destek sayılabilecek sözler duymak istiyorlardı.Karşılıklı ziyaretlerden turizm ilişkilerine, kitap gönderilmesine kadar varabilen kültürel ilgi bekliyorlardı.Büyük doğal zenginliklere sahip bu ülkeler, onlara göre çok gelişmiş sayılan Türkiye ekonomisinin ve teknolojisinin kendilerine yol gösterici olmasını diliyorlardı. Ne yazık ki biz bu koca Türk dünyasını da 10-15 yılda kendimizden uzaklaştırdık. Evet, onlar ne kadar Türkiye'ye yanaşmak istedilerse Ankara onları itti. Yanlış politika onları Türkiye'den kopardı. Bunun hesabını tarih önünde kimler verecek? dheper@milliyet.com.tr Ankara'nın günahı