Türkiye’nin şu anda en önemli iki konusu var:
- Kürt sorunu (Terör sorunu, Güneydoğu sorunu PKK sorunu.)
- Anayasa
Bu ikisi de halledilmeyi bekliyor ve çok beklemeye tahammülleri de yok. Ve üstelik bir bakıma bunlar birbiriyle ilişkili konular.
Oysa Türkiye’de sanki bu hayati, tarihi konuları gölgede bırakmak ve gündemi değiştirmek için “alkol” gibi konular ortaya atılıyor.
“Bütün seçimleri bir yıl içinde peş peşe yapmalı mı?” tartışması çıkarılıyor.
Bunlar hep gündemi değiştiriyor.
Oysa PKK sorunu hal yoluna girdi gibi. Hiç olmazsa yarı yol alındı. Niye yarısı? Çünkü, silahlı teröristler (silahsız pek olmaz ama) Türkiye sınırları ötesine geçmeye başladı. Yani yurdumuzu terk ediyorlar. BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş zaten haziran ayı sonuna kadar bütün PKK silahlı güçlerinin Türkiye’yi terk etmiş olacağını söyledi.
Ama onların da bir beklentisi var: Anayasa değişikliği. Ve bu değişiklikle BDP’nin de istediklerinin hiç olmazsa bir kısmının yeni anayasada yer alması.
* * *
Askerler kaç anayasa yaptı. Ama siviller, “Sivil Anayasa” diye tutturdukları halde bir türlü ellerine geçen imkanı kullanıp, yeni ve sivil bir anayasayı yapma becerikliliğini gösteremiyorlar.
Adeta, siviller anayasa yapamıyorlar da, yapacağız diye halkı oyalıyorlar. Masadan kalkma görüntüsü vermekten kaçınıyorlar ama masada da uzlaşamıyorlar.
* * *
Sonra bu yeni anayasa ile AKP başkanlık sistemini getirmek istiyor. Bunun için AKP, BDP ile anlaşmayı düşünüyor. Ama buna AKP içinde bile muhalifler var.
* * *
Özetle şu denebilir:
Türkiye’nin hayati 2 sorunundan biri, çözüm yolunda olduğuna dair ümit veriyor. Ama ikincisinin çözümü yani, yeni anayasanın yapımı konusunda ümit o derece güçlü değil.
OLMAZ
Küfürlü siyaset
“Esad ile Erdoğan arasında ton farkı var. İkisi de katil...”
Bunu söyleyen CHP lideri Kılıçdaroğlu.
CHP lideri bunu Avrupa’da Sosyalistlerin Başkanı Swoboda ile konuşurken söyledi.
Ve bu tarz konuşmayı tasvip etmeyen Swoboda, Kılıçdaroğlu ile olan buluşmasını iptal etti.
Kılıçdaroğlu bununla da yetinmedi ve daha sonra “Tayyip Erdoğan, sen Suriye’nin terörist başısın” dedi.
Yaşım ve mesleğim müsait: İnönü’yü de, Menderes’i de, Ecevit’i de, Özal’ı da, Demirel’i de tanıdım, dinledim. Ama bugünkü gibi mahallevari konuşmalarını hatırlamıyorum.
Plan, proje müspet hiçbir şey yok, küfür, küfür. Böyle siyaset olur mu? Seviyeyi düşürmek değil yükseltmek marifet değil mi?
Bunu da CHP yapmazsa, kim yapacak?
ONLARI
Biz uyaralım
“Herkes evinin önünü temizlese...” diye bir sözümüz var.
Evet, herkes evinin önünü temizlese bulunduğumuz şehirden temizi, güzeli olmaz.
Ama çoğumuz hizmeti belediyelerden bekler olduk. Temizliği de öyle. Ve o yüzden yaşadığımız şehrin bazı bölgeleri güzel, bazı bölgeleri bakımsız.
Geçen gün Gümüşsuyu’ndan iniyorum. Teknik Üniversite’nin kullanılmayan arka kapısı var. O mermer basamaklı, merdivenlerle süslü kapı İnönü Stadı’na bakıyor. Ve bu merdivenli kapının önünden günde binlerce araç ve kişi geçiyor. İşte bu merdivenler pis, basamakların aralarından otlar çıkmış. Merdivenin caddeyle birleştiği yerdeki yeşillik kurumuş. Üstelik burası Teknik Üniversite’nin yeri. Burayı temizlemek, ekip biçmek çiçeklerle donatmak o kadar zor mu? Benzer bir çok müessese var, siz de görüyorsunuz değil mi?
(Geç oldu ama, merdivenler ve civarı temizlendi.)
HAKLISIN
Sen de haklısın
Hürrem, “Muhteşem Yüzyıl”ı terk etti. Yani, seyirciye hakaret etti. Bu yüzden biz ona sitemde haklıyız. Ama, zam beklediği halde yapmayan, onları saatlerce çalıştıran yapımcıya karşı da Hürrem haklı... Gel de işin içinden çık...
