TÜRKİYE'nin başına herhangi bir felaket gelirse sorumluları bellidir:
Tansu Çiller, Mesut Yılmaz, Bülent Ecevit ve yakın çevreleri...
Baykal niye yok? Çünkü o DSP ile kayıtsız şartsız birleşmeden yana da ondan.
Ama bu manevi sorumlulukta bir sıralama yapmak gerekirse herhalde Çiller ile Yılmaz aynı puanla sorumluluk sıralamasının birinci sırasında yer alabilirler.
* * *
TÜRKİYE'deki siyasi parti liderleri "demokrasi" dediler, sonuçta halkın değil kendilerinin hakimiyetini kurdular.
Meclis, onların seçip oy pusulası haline getirdikleri listelerdeki milletvekillerinden oluşuyor.
Partideki etkili kişiler onların takımı, kayıtsız şartsız onlara bağlılar.
İsterse partinin oy oranı sıfıra düşsün. Liderleri değiştirmek mümkün değil.
Yani onlar kral gibi: "Kral kusur işlemez, işlerse başbakan sorumlu olur."
Onlar da sorumlular buluyorlar ama kendileri hiç sorumlu olmuyor.
"Liderler her şeyi yapar yalnız kadını erkek, erkeği kadın yapamaz!.." dersek bu adapte söz yanlış olur mu?
Güçleri bu kadar tartışmasız.
İşte bu nedenle de Türkiye'de siyaset, politika, istikamet altüst...
Ve o nedenledir ki Refah Partisi iktidarda.
Onu iktidar yapan Çiller ve Yılmaz...
* * *
ÇİLLER hala Yılmaz'dan kaçıyor.
Ondan esinlenen yakın takımı da uzlaşma sesleri yükseldi mi adeta makinalı tüfek atışına başlıyor, havayı bozuyor.
DYP'nin Genel Sekreteri Nurhan Tekinel'in son demecindeki gibi:
"Mesut Yılmaz'ın hiçbir teklifine ve suni gündem yaratma çabalarına inanmıyorum. Önerisi samimi ve iyiniyetli değil. Zaten hiçbir yükün altına girecek kapasite ve gücü yok. Kendi partisinin yükünü taşıyacak gücü olmayan bir liderin önerisine mantıklı dahi olsa kulak asmıyorum. Bütün Türk milleti Yılmaz'ın haftadan haftaya değişen zikzaklı tutumunu görmüştür."
Tabii birleşme, uzlaşma, işbirliği üzerine bir taraf böyle konuşunca karşı taraftan da değişik tonda ses beklemek iyimserlik oluyor.
ANAP lideri Mesut Yılmaz'ın sözlerindeki gibi:
"Demokrasilerde oyuncular, kendi hareketlerine kendileri karar verir. Merkez sağda bütünleşme, belli bir süreçte gerçekleşecek ve bu tabanda olacaktır. Bunun yapılabilmesi için merkez sağ kesimin toplam olarak güç kaybetmemesi lazım. Bunun yolu birtakım köşe yazarlarının kendilerini tabanın yerine koyup, akıl vermeleri değildir. Türkiye'de ve siyasette olabilecekler vardır, olamayacaklar vardır."
Ve arkasından Mesut Yılmaz sürpriz teklifini yapıyor:
"DYP ile önce iktidar ortaklığı kuralım sonra tüzel kişilikler korunarak seçim ittifakı..."
Bu teklife DYP'den olumlu cevap gelir veya hiç olmazsa düşünülüp, taşınılıp yanıt verilir diye beklerken pat DYP'nin iki ağır topundan salvo.
İşte DYP Genel Başkan Yardımcıları Hasan Ekinci ve Mehmet Gölhan'ın sözleri:
"DYP ile ANAP arasındaki buzlar kolay kolay çözülemez. Yılmaz deyince bizim partide şalterler atıyor... Yılmaz'ın elinden iktidar kuşu kaçtı, bir daha yakalayamaz. O bizi bir kez aldattı, bir daha aldanmayız."
* * *
ÇİLLER'e, Yılmaz'a, onların "A" takımlarının sakat tutumlarına bakınca; "Erbakan sen ne şanslı insanmışsın ki böyle rakiplerin var" demekten başka söz kalmıyor.
Özay Şendir
“Erdoğan, Osmanlıyı diriltmek istiyor…”
11 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Şaşırtan Çin
11 Mayıs 2025
Zeynep Aktaş
Yatırımda yeni şifre: Hızlı nakit
11 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
Nükhet Duru: Fırınlanmadan, pişmeden kalıcı olunmaz
11 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
Vadeli lider vs. Vadesiz lider: Habemus Papam...
11 Mayıs 2025