Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Demirel’in Türk siyasi tarihinde önemli bir yeri var. 1965-1993 yılları arasında 7 hükümette 10 yıl süreyle Başbakanlık yaptı. Türk siyasetine ve ekonomisine damgasını vurdu.
Bu devleti, bu milleti, yıllarca yönetmek kolay değil ve herkese nasip olmaz. Hem de birçok problemli konu bu yıllar içindeyse.
Ve bu yıllarda doğrular yanlışlarla yan yana yapıldıysa...
Ve siz espriyi de ciddiyet içinde kullanabiliyorsanız.
İşte bu kabiliyet Süleyman Demirel’dir.
***
Geçen gün İslamköy’de onun müze ve külliyesi açıldı.
Burada sergilenenler o günkü Demirel’i ve Türkiye’yi anlatıyordu.
Ama Demirel bugünkü Türkiye’yi arkadaşımız Abbas Güçlü’ye özetle şöyle anlattı:
“Cumhuriyet büyük hadisedir. Eğer bugün, ayağında çarık, yol yok, iz yok, hastane yok, şeklen mevcut ama yoksul bir Türkiye yerine 17. ekonomi olan bir Türkiye varsa bu büyük Atatürk’ün ve Cumhuriyet’in sayesindedir.
Sandıktan çıkan hukuku halkın elinden almaya kalkarsa sandıktan aldığı gücü yanlış kullanıyor demektir. Halkın verdiği yetki her şey değildir. Halk yönetim yetkisi vermiştir. Yoksa bir gün çık ortaya halkın ne kadar hakkı hukuku varsa elinden al. Bu olmaz.
Laik devlete geçmek dinsizlik değildir. Aksine, dine daha çok sağlıklılık getirmektedir. Herkes istediği şekilde din, inanç ve ibadet hürriyetine sahiptir. Laik Cumhuriyet, kimin vicdan hürriyetini, ibadet hürriyetini, inanç hürriyetini ihlal etti? Kimsenin.”
***
Evet, bu sözlerin sahibi deneyimli devlet adamı Demirel’dir. Bunlar söz değil tespittir. Değerlidir. Ve doğrudur.
Anlayana “kulak çekme”dir.
Benim de, Demirel’e gecikmiş şahsi bir teşekkür borcum var.
Yıllar önce Milliyet’teki bir acı günümde onun bana yazılı mesajını hiç unutamam.
Demirel’in bana mesajı şöyleydi:
“Ben vefasızlığı yalnız siyasette zannederdim, oysa gazetecilikte de varmış... Üzülme. Gözlerinden öperim...”
Bu sözler Türkiye’nin her alanı için doğruyu belirtmiyor mu?
Evet.
Demirel’e de bu doğruyu ifade yakışır. Teşekkürler.
Ve ben de onun geçen gün girdiği 90. yaşını saygılarımla kutlarım.

TRAFİK
Şoföre diploma


“Direksiyon hâkimiyetini kaybetti.”
“Fren boşaldı.”
Bunlar kamyon, otobüs ve minibüs kazalarının klasik bahanesi.
Oysa kazaların çoğunda, hem de pek çoğunda bu araçların şoförlerin kabahati var. İşte son günlerde devrilen öğrenci minibüsünden ikisinde de kabahatli şoförlerdi.
Hele Isparta’daki 25 kişilik minibüse 45 işçi alıp, 17’sini ölüme götüren şoförün kabahati yok mu?
Ama konuyu bu açıdan ele alan yok. Ve böyle oldukça da katliam gibi kazalar azalmayacak, artacak.
Yine söylüyoruz, özellikle otobüs, minibüs ve kamyon şoförü olmak için lise eğitimi, diploması şart olmalı.
Tahsil muhakeme kabiliyeti verir, mesuliyet duygusunu canlı tutar. O da daha az kaza demektir.
***
İstanbul’un trafiği hızlandırmak ve araç birikimini önlemek için bayramlarda köprü ve paralı yollar bedava yapıldı.
Demek ki özellikle paralı geçişler trafik akışını engelliyor ve yoğunluğa neden oluyor. Biz bunu çok yazdık. Öyleyse paralı geçişleri tümden kaldıralım.
Köprüler ve paralı yolların satışından da böylece vazgeçelim.
Bu “Gelir kaybına sebep olur”, deniyorsa, araçların yıllık vergisine az bir ilave yapalım, olmaz mı?
***
Kamyon ve TIR’lar Silivri’den araba vapurlarıyla Kadıköy’e, yani karşıya taşınamaz mı? TEM ve E-5’te de böylece sıkışma önlenmiş olur.
***
Topbaş: “Sokaklarda bazı binaları alıp otoparka dönüştüreceğiz. O sokakta oturanlara otoparkta araçlarını koyacakları yerin tapusunu satacağız” demişti.
Kaç ay geçti bu uygulamaya başlanmadı.
Yoksa Topbaş caydı mı?
***
Trafikte sorun çok ama hükümet “otomobil kullanma ehliyeti”ne taktı.
Oysa o konuda bir aksaklık yok.
Yoksa, yeni gelir kaynağı mı yaratılmak isteniyor?

ANLAYANA SİVRİSİNEK SAZ...

Maden kazasının sembol cümlesi ne?
“Benim oğlum yüzme bilmiyor ki.”

24 kişilik araca 90 kişi alınıyor.
Trafik yetkilileri uyuyor mu?

Dayıbaşı 24 kişi yerine 45 kişi taşımış.
İşte “Katil kim?” sorusunun cevabı.

Böyle devam ederse kısa süre sonra ne olur?
İç savaş...

Tecavüz sokağa indi.
Hükümet nerdesin?

Başçı, enflasyonu düşürmenin formülünü verdi.
Başkan, formülü bırak, düşür. Bize o lazım.

2.5 milyon TL’lik sahte ilaç ele geçirildi.
Türkiye’nin niye iyileşemediği şimdi anlaşıldı.

Emine Ülker Tarhan CHP’den ayrıldı.
Yanlış. O, Kılıçdaroğlu’ndan ayrıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Niye Kobani?”
ABD, Kürt devletinin Suriye kolunu kuracak da...

Esad Türkiye’yi protesto etti.
Yoksa Suriye’nin yarısını biz mi işgal ettik?