Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bunu da gördük. Başbakan eleştirdi ve Hürrem başını örttü.
“Muhteşem Yüzyıl” izlenme rekorları kıran bir TV dizisi.
Bu rekor yalnız Türkiye’de kırılmıyor, yurtdışında da 200 milyon kişi, “Muhteşem Yüzyıl”ı seyrediyor.
Biz bu diziyi eleştirenlere söyleyeceğimizin bir kısmını geçen günlerde söyledik.
Ama şunları da ilave etmeden yapamayacağım.
Bu dizi ve onun gibiler özellikle Orta Asya’daki kardeş devletlerin halkına Türkiye Türkçe’sini öğretiyor.
Evet, bunu oranın vatandaşları söylüyor.
“Benim Türkçem bu kadar iyi ise, TV’lerde seyrettiğim Türk dizilerindendir,” diyorlar.
“Muhteşem Yüzyıl” düşmanlığı yaparken bunu da unutmayalım.
* * *
Bu dizilerin eleştirilecek bazı yanları yok mu?
Var.
Ama ülkemize faydaları da var.
Mesela Balkanlarda bu diziler sayesinde Türkiye’nin yıllardır yapmak istediği ama yapamadığı oldu ve Türkiye’yi oralardaki yeni nesiller tanıdı, sevdi. Bunu TV’ler için gezi progamları yapanların yerli halkla konuşmalarında gördük, izledik.
Hatta canlanan bu sevgiyi kıskanan Yunan yönetimi ERT televizyonunun genel müdürünün işine son verdi.
* * *
Dönelim Muhteşem Yüzyıl’a.
TRT’nin Osmanlı İmparatorluğu dönemini konu alan “Bir Zamanlar Osmanlı, Kıyam” dizisinin, reytinglerinin düşük olması gerekçe gösterilerek yayından kaldırılması kararına yapımcı Burhan Özkan tepki gösterdi. Özkan, “Biz de hareme girseydik alırdık reytingimizi” diye konuştu.
Hayır, alamazdı.
Ben mukayese için iki diziyi de seyrediyordum. “Bir Zamanlar Osmanlı, Kıyam” dizisinin “Muhteşem Yüzyıl”ın yaptığı etkiyi yakalaması için “bin fırın ekmek yemesi gerekir”di. Halk, yani seyirci bir diziyi reytingde birinci yapıyorsa bir sebebi vardır. Ve yapımcılar bu sebebi veya sebepleri göz ardı edemez, daha doğrusu etmemelidir. Seyircinin çoğu, yapımcıların çoğundan daha bilgili ve zekidir.

Haberin Devamı

ÖNERİ
Salim Başol için

İdamından 51 yıl sonra Menderes dosyası yeniden ele alındı.
Amaç o günkü mahkeme kararını ortadan kaldırmak.
Eğer bu gerçekleşirse “sizi buraya tıkan kuvvet böyle istiyor” diyebilen ve idam cezası veren Yassıada Mahkemesi (Yüksek Adalet Divanı) Başkanı Salim Başol için de dosya hazırlanmalı. Tarafsız olmadığını dünyaya ilan eden Başol’un da hukukçuluğu mümkünse geri alınmalı.

Haberin Devamı

ERDOĞAN
Kuvvetler ayrılığı

Başbakan Tayyip Erdoğan en sonunda “kuvvetler ayrılığı”na da veryansın etti.
Oysa hocalarımız bize Hukuk Fakültesi’nde “bir ülkede demokrasi var diyebilmek için her şeyden önce o ülkede kuvvetler ayrılığı olması gerektiğini” öğretmişlerdi.
Bu işin alfabesiydi.
Bu kuvvetler yasama, yürütme ve yargıdır.
Ve bunlar arasındaki ayrılık işbirliğine mani de değildir.
Yani üç erk arasında ayrılık, ama işbirliği vardır.
Başbakan’ın bu konuda karşı çıkışı da denetim istemediğini bir kez daha göstermektedir.
Demokrasilerde ve hukuk devletinde bu olamaz.

BÖLÜCÜ
Hasip coştu...

Hep ifade ediyoruz. Türkiye’yi Türk-Kürt diye bölmek isteyenler var. Oysa artık eskiyi bırakalım, bugüne bakalım. Türkiye’de 74 milyon kaynaşmıştır. Kız alıp vermiştir ve 783 bin kilometrekarenin her yerinde her kökenden insanımız yaşar. İstediği işi yapar. Milletvekili, başbakan, cumhurbaşkanı olur. Hep söylerim, İstanbul’da iyi kazanan işadamlarının pek çoğu Doğu ve Güneydoğuludur.
Türkiye, İran’a, Irak’a ve Suriye’ye hiç benzemez. Ayrı gayrımız olmaz, olamaz. Suriye’deki Kürt asıllılar vatandaş bile sayılmamıştır.
Ama başta dediğim gibi Türkiye’yi buna rağmen bölmek isteyenler var.
Mesela BDP Şırnak milletvekili Hasip Kaplan Meclis’te ne diyor:
“... Orduda yürekli ve şerefli bir asker arıyorum...”
Kaplan, Türkiye’yi bölmek için Güneydoğu’da yaşayan kardeşlerimizi tahrik görevini üstlenenlerden başlıcası.
Geri plana atıldı diye daha da sivri konuşmalar yapıyor. Ama bölge halkı çoğunlukla ve korkmadan AKP’ye oy vererek ona haddini bildiriyor. Tabii anlayana...

Haberin Devamı

ERKEĞE
Aile içi şiddet

Kadına şiddetin önlenmesi lazım.
Çünkü pek çok kadın aile içinde şiddet görüyor. Buna engel olunmalı.
Bakanımız Fatma Şahin de bununla uğraşıyor.
Ama unutulmasın ailede şiddet gören yalnız kadın değil, erkekler de var. Belki bunlar “erkekliklerine toz kondurmamak” için bunu aleniyete dökmüyorlar.
Bakın geçen gün şu haberi Milliyet duyurdu:
“3 çocuk annesi 30 yaşındaki Müjde Y., henüz belirlenemeyen bir nedenle tartıştığı eşi 34 yaşındaki Hatip Y.’yi bıçaklayarak öldürdü. Tartışma sırasında sinirlenen Müjde Y., mutfaktan aldığı ekmek bıçağını eşinin kalbine sapladı. Kaçmaya çalışan eşini kapıda yakalayan Müjde Y., elindeki bıçağı bu kez Hatip Y.’nin sırtına iki kez sapladı.”
Adana’da da 4 çocuklu bir kadın “çalışmıyor, içiyor” dediği kocasının geçen gün kulağını kesti. Ve “şimdi şiddet kullanma sırası kadınlarda” dedi.
İşte bunlar da şiddet.
Mağdur kadın da olsa, erkek de olsa şiddet, şiddettir.
Öyleyse uzatmayalım. Sayın Bakan ve ilgililer kime karşı olursa olsun “Aile içi şiddet”e hayır demeli ve bunu önleyecek çareler bulmalı.