Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Eskiden, yani AKP iktidarından önce, kiracı ev sahibi karşısında korumasız addedilir ve kanunlarla korunurdu.Bunu AKP daha ileri götürdü. Piyasa ekonomisini güçlendirip yayarken tersine hareket ederek ev sahiplerini neredeyse düşman ilan etti. Kiracı için Borçlar Kanunu'nda değişiklik gündeme geldi...* * *KİRACI zaten bugün de korunmaktadır, korunmalıdır. Kira artışları sınırlıdır, sınırlı kalmalıdır. Ama ev sahibi de devlet tarafından düşman ilan edilmemelidir.Eğer bu devlet sosyal devletse ihtiyaç sahiplerine ucuz kiralık ev, ucuz satılık ev sağlamak onun görevidir.* * *KİRA artışında "Sınır enflasyon oranı olsun" deniyor da, neden "Faiz oranı olsun" denilmiyor.Bugün 200-300 milyar değerindeki bir dairenin kirası ortalama 1 milyar lira.Peki 300 milyar liranın faizi ne kadar? Ayda 4 milyar lira...Bu hesabı biz daha önce yaptık. "Yanlış" diyen olmadı... Başka bir hesaba göre ise, bir kat veya ev maliyetini 10 yıla çıkarmalı. O zaman da 300 milyar liralık bir konutun aylık kirası en az 2.5-3 milyar etmez mi?Tekrar edelim. Hükümetin savunduğu sistem liberal sistem. Fiyat piyasada arz-talebe göre oluşuyor. Öyleyse, hükümetin, kiralardaki artışı düşürmek istiyorsa, arzı artırması, yani konut yapması gerekir.* * *AKP hükümeti tam tersini yapıyor ve adeta iki vatandaş grubu arasına nifak tohumları ekiyor. Nasıl mı? İşte, Borçlar Kanunu'nda değişiklik planlayarak.Kiralarda güvence yani depozito en fazla 3 aylık kira bedelini geçemeyecek. Güvence parası bankada vadeli tasarruf hesabına yatırılacak.Kira artışı ÜFE (Üretici Fiyat Endeksi) oranını geçemeyecek. Bu oranın üzerinde artış öngören sözleşme geçerli sayılmayacak.Kira bedelinin gecikmesi halinde "ceza" ödeneceğine ilişkin sözleşme geçersiz olacak. 1 yıl içinde kira 1 defa ödenmediğinde diğer ayların peşin ödenmesi zorunluluğu kalkacak.Tahliye ettirilen ev 3 yıl kiralanamayacak.Dövizle ödenen kiralar 5 yıl artırılamayacak.Eski kira bedeli yeni kiracıya söylenecek. Kiracı kiraladığı yeri başkasına devredebilecek. Kiracı evdeki eskimelerden sorumlu olmayacak.İçinde kiracı bulunan evi satın alan kişi için de aynı kurallar geçerli olacak.* * *BU tasarı kanunlaşırsa her şeyden önce gayrimenkul yatırım hızının yavaşlayacağını uzmanlar söylüyor. Aynı uzmanlar bu yasanın by-pass edileceğini, uygulanmayacağını da belirtiyor.Öyleyse bu değişiklik niye?Sonra, ev sahibi her zaman zengin, kiracı fakir midir?.. Değil. Emekli ikramiyesiyle bir ev alıp oradan aldığı kira ile geçinen nice insanımızın varlığı unutulmamalı.Kiracının korunduğu kadar ev sahibi de korunmalı. Menfaatler arası denge sağlanmalı.AKP bu ev sahibi düşmanlığından vazgeçmeli. 'KİRACI da, ev sahibi de benim vatandaşım', anlayışı iyice unutulur oldu. Ruhsatlı silahı olanlar 30 günlük eğitime tabi olacak.Amaç suçları azaltmak.İyi de ruhsatsız silahı olanlar ne olacak?2005'in ilk 6 ayında ruhsatlı silahla 1320, ruhsatsız silahla 6105 suç işlendiği unutulmamalı. Birinci sırada ruhsatsız silahı azaltmak amacı gelmeli. Silah ruhsatsızsa... NEDEN?.. Başbakan Erdoğan yaptıklarını sayıyor onun yapamadıklarını ise halk gazetelerde okuyor.Bu yüzden Başbakan medyaya kızıyor. Bir başbakana yakışmayacak şekilde konuşuyor.Maliye Bakanı'yla adeta yarış halinde, bu ülkenin en üst düzeyde bir politikacısı olduğunu zaman zaman unutuyor, ağzına gelen dökülüyor.İşte Fırat Kozok, onun unuttuklarının bir kısmını hatırlatıyor.Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, AKP iktidarının göreve gelmesinin ardından düzenlediği basın toplantısıyla kamuoyuna duyurduğu "acil eylem planı" "sözde" kaldı. Planda yer alan, başta ekonomi bakanlığı kurulması, vergi mevzuatının basitleştirilmesi, Boğaz demiryolu tüp geçişi projesi, Sayıştay'ın yetkilerinin artırılması ve açlık sınırının altındaki ailelerin belirlenmesi olmak üzere birçok konu "unutuldu".Misaller çoğaltılabilir. Oysa aynı Başbakan Erdoğan önceki gün, "Medya ile uğraşacağım. Medyanın görevi hatırlatmaktır, unutturmak değil. Bugüne kadar uğraşmadım. Ama uğraşmak zorundayım. Medyayı samimi ve dürüst olmaya davet ediyorum" diyordu.Kimin kimi samimiyete davet etmesi doğru olur acaba? Medyayla uğraşacak TAKSİLER Taksiciler isyanda imiş. Can güvenliği istemişler. Koruma kabinli araç almak için ÖTV ve KDV oranlarının indirilmesini Başbakan'dan talep etmişler.Önce bu şoför esnafı kim? Yani, mesela İstanbul'da, kaç kişinin kaçar taksisi var?Esnaf dediğiniz şoförlerin çoğu bazı adamların elinde köle gibi çalıştırılmıyor mu?Bunun bir araştırması yapıldı mı?Bir taksi ekseriyetle 24 saat 3 şoför tarafından çalıştırıldığı halde kazanç şoför esnafına değil, taksi sahibine yaramaktadır.Taksi plakası, 300-400 milyar lira olduğu halde, onun takılı olduğu araç 5-10 milyar civarındadır. Hakiki esnaf taksi işletememekte ancak sürücülük yapmaktadır.Bu esnafın, hakiki anlamdaki taksi şoför esnafının, araç sahibi olması sağlanmalıdır.Birkaç taksi işleten bir kişi, şoförlerinin güvenliğini sağlamaktan kendi sorumlu olmalıdır.Bugüne kadar kılık kıyafet, araçların temizliği ve bakımı denince bunu duymayıp yalnız ucuz LPG'ye dönüşümü hatırlayan taksi sahipleri, sürücülerini de bir an önce güvene kavuşturmalıdır. dheper@milliyet.com.tr Esnaf ne istiyor?