ANAYASA'nın 2. maddesi Türkiye Cumhuriyeti'nin bir hukuk devleti olduğunu söylüyor.
Hem de nasıl?
"Türkiye Cumhuriyeti toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı..... hukuk devletidir."
Öyle mi?
..................
* * *
YARGI iflas etmiş durumda. Hukuk devletinin teminatı yargı iflasta.
Şaka değil; belki de Türkiye'de ilk özelleştirilen, yargı müessesesi oldu. İnsanlar mahkeme yerine özel infaz kurumlarına başvurur oldu.
Çek - senet mafyası, tetikçiler, infazcılar boşuna çıkmadı.
Mafya denilen gayri hukuki oluşum bugün Türkiye'de en mütevazı bir sıralamayla beşinci güç haline geldi.
Hakimler, Türkiye'nin gözbebeği olması gereken hakimler, ekonomik sıkıntı içinde kıvranıyor.
Adliye binaları dökülüyor, malzeme yok, personel yok, yeni teknoloji oralara giremiyor.
Hakimler, savcılar, otobüste, dolmuşta kuyrukta, sırada...
Bir dava on yıl sürüyor.
Ve biz "hukuk devleti" maddesini Anayasa'nın en başına koymuşuz.
Süs gibi duruyor.
* * *
BU cümleler 1996'da bu köşede yer aldı.
Aradan iki yıl geçti, değişen bir şey var mı?
Olmadığını göstermek için tekrarladık.
İnşallah önümüzdeki 2 yılda da değişen bir şey olmadığını vurgulama durumunda kalmayız.
* * *
YARGITAY Başkanı'nın adli yılı açış konuşmasının yankıları sürüyor.
"Hakim vicdanı ile cüzdanı arasında sıkışmıştır."
Bu sözün, kısalığı ile ters orantılı geniş bir anlamı olduğu muhakkak.
Başkan; "hakim maaşları konusunda ölçünün milletvekili maaşı olduğu halde, bunun sonradan değiştiğini ve bu değişikliğin hakimleri mağdur ettiğini" de belirtiyor.
Bugün en yüksek dereceli hakimin net maaşı 300 milyon lira kadar.
Daha düşük derecelileri, meslekte nispeten yeni olanları siz düşünün.
Bu kadar düşük ücretle çalışan birinin, adaletin terazisini tutan eli titrerse buna hayret edilebilir mi?
Başkan'ın; "önce eşittik, şimdi onun çok altında kaldık" dediği milletvekili maaşları ise kısa bir süre önce Artı Haber'de özetle şu şekilde yer almıştı:
Bugün Meclis'te hem milletvekili maaşı, hem emekli maaşı alan parlamenterler ekseriyette.
Şu anda 78 milletvekili dışındaki tüm milletvekilleri, yani 468 milletvekili çift maaş alıyor.
Milletvekili maaşı 778 milyon lira. Emekli maaşı ile beraber bir milletvekilinin aldığı para 1 milyar 53 milyon liraya çıkıyor.
Son memur zammı ile bu rakam 1 milyar 263 milyon lira oldu.
Milletvekillerinin, lojmanda oturma, en iyi sağlık kuruluşlarından aile fertleriyle birlikte yararlanma, yurt dışında tedavi olma olanakları da var.
Bir milletvekilinin sekreter ve danışman maaşları, telefon ve tedavi ücretleri de eklendiğinde, devlete aylık maliyeti, aldığı maaşın iki katına çıkıyor.
Maliyet rakamlarının toplamı, emekli olmayan milletvekili için 1 milyar 487 milyon lira, emekliler için de 1 milyar 712 milyon lira aylık maliyet sergiliyor. Rakamlar, ulaştırma ve telefon paralarında yapılan indirimin devlete maliyetini içermiyor.
Üstelik bu aylık gelirin dışında milletvekillerinin bir kısmı başka işler de yapıp ilave yüklü bir kazanç daha sağlayabiliyor.
* * *
"HAKİMİYET kayıtsız şartsız milletin"se milletvekillerine bu para helal olsun denilebilir.
Ama; "Adalet mülkün temeli"yse hakimlerin de hiç olmazsa onlara yakın bir gelir sahibi olmaları gerekir.
Ne diyor Anasaya'nın 2. maddesi:
"Türkiye Cumhuriyeti toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı........ HUKUK DEVLETİDİR..."
Yazara E-Posta: d.heper@milliyet.com.tr