Halkın nabzını tutmak yasak

ÖN seçimler partilerde "ağır top" diye bir şeyin kalmadığını gösterdi.
Tabii bu, halkın, delegenin gözünde böyle.
Ama liderler halkın seçmediğini, kendi kontenjanlarından veya merkez kontenjandan yine halkın seçtiklerinin başına geçiriyorlar.
Bu, demokrasi müdafii kişilere ne oranda yakışıyor?
* * *
SEÇİM için hazırlıklar bu hızla gelişirken bir konuda hiç kıpırdanma yok.
O da Türkiye'nin adeta yüz karası; seçim anketi eksikliği...
Yasal olarak bugün Türkiye'de anket yapılıp yayımlanamıyor.
Halkın nabzını tutmak yasak.
Seçimler normal zamanında yapılırsa bu yasak seçimden iki ay önceden başlıyor.
Ama bugünkü gibi erken seçim durumlarında, seçim döneminin başlangıcından itibaren anket yasağı da yürürlüğe giriyor.
Örneğin bu kez seçim dönemi 4 Ocak'ta başladığı için anket yasağı da seçime kadar, yani 3.5 ay sürecek.
Olur mu böyle şey?
Başka ülkelerde böyle bir engelleme yok.
Örneğin; Fransa'da anket yayımlama yasağı seçimlerden önceki iki günü kapsıyor.
Aslında Türkiye'deki uzun süreli yasak, halkın bilgilenmesine konulmuş bir engel sayılmaz mı?
* * *
ANKET yasağı, halkın iradesini etki altında kalmaktan kurtarmak gerekçesine dayanıyorsa, bu amaca varılmasının imkansızlığı da görülüyor.
Çünkü güvenilir olmayan kaynakların ağızdan ağıza dolaşan anket adı altındaki açıklamaları, kafaları daha çok karıştırıyor ve yanlış etkileşimler yaratıyor.
Örneğin bir süre önce ANAP kaynaklı bir anketin sonuçları sızdırıldı.
Ona DYP ve CHP hemen tepki gösterdi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tanla, bu anketle ilgili olarak yaptığı açıklamada, "İstanbul seçimlerinin CHP ile FP arasında geçeceğini" iddia etti. Partilerin, farklı görüşler ortaya koyarak İstanbul halkının kafasını karıştırmaması ve seçimleri yönlendirmemesi gerektiğini vurgulayan Bülent Tanla, "Zaman ilerledikçe seçimlerin CHP ve FP arasında geçeceği daha da netlik kazanacaktır" diye konuştu.
Görülüyor ki anket yasak ama anketler üzerinde tartışma serbest. Ve yasak var diye güvenilir kuruluşlar anket yaptırıp, yayımlayamıyor; meydan, güvenilirliği tartışmalılara kalıyor.
Bu açıdan bakınca, Tanla'nın "seçim FP ile CHP'nin yarışı halinde geçecek" şeklinde adeta bir anketin sonucunu açıklayan sözünü ispatlayan objektif, güvenilir bir anket olsaydı ve serbestçe yayımlansaydı bu sözler de daha inandırıcı olmaz mıydı?

Temizel'in işi zor

Eski Maliye Bakanı Zekeriya Temizel şimdi DSP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye başkan adayı. Kimden oy alırsa alsın, ama herhalde bir kültür merkezi olan İstanbul'da; bilim adamı, sanatçı, yazar, gazeteci, ressam, heykeltıraş, müzisyen ve televizyoncu, programcı gibi gruplardan ve belki de bunların ailelerinden oy alamayacak.
Onun çıkarttığı yasa bu insanları mağdur etti. Onun çıkarttığı tebliğ bu kültür adamlarını bürokratik formaliteler içinde boğdu.
Zekeriya Temizel'in kuralları onların başının üstünde "siyasetin kılıcı" olarak sallanıyor.
Bu nedenlerle İstanbul'da kültüre emek verenlerden Zekeriya Temizel'e oy çıkacağını beklemek herhalde hayal olacak.



Yazara E-Posta: dheper@milliyet.com.tr