Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Abant İstanbul'a da, Ankara'ya da 2.5 saatlik mesafede. Bolu şehir merkezine yarım saat uzaklıkta. Ve Ankara - İstanbul otobanından 22 kilometre içeride.
Yani kuş uçmaz, kervan geçmez, kenarda, köşede kalmış bir cennet alan değil. Çoğumuza adeta semtimizdeki bir park kadar yakın.
Abant cenneti iki büyük otelle de insana adeta davetiye çıkartıyor.
Özet; Abant'ta tabiatın cömertliği sonsuz. Medeniyetin imkanı sonsuz. Yani; tabiat harikası ama konfor fukarası değil.
Ve bu sonsuz imkan dört mevsim için mevcut. Abant'ta her mevsim ayrı bir güzellik var.
Ama birkaç gün kalınca bu cennetin, bazı adamsendecilerin elinde kaldığını düşünmeden edemiyorsunuz.
* * *
ABANT Gölü'nün etrafı yedi buçuk kilometrelik bir yürüyüş pisti.
Bir yanınız göl, bir yanınız orman. Ve bu yedi buçuk kilometreyi isterseniz bir saatte, isterseniz üç saatte dolaşabiliyorsunuz.
İsterseniz bu turu faytonla veya atla da yapabiliyorsunuz.
Şimdi gelelim yöneticilerin ihanetine:
Gölün etrafındaki asfalt parça parça, bazı yerlerde yol çökmüş. İki yanı ya çamur, ya su birinkintisi. Acaba bu yedi buçuk kilometreye yeni bir asfalt dökmek bu kadar güç mü?
Bu asfalt yol en azından bir, bir buçuk metre genişletilebilir. kenara yayaların gerektiğinde araçlardan kaçıp sığınacağı bir tretuvar yapılabilir.
Yolun göl tarafına İstanbul Boğazı'nda da olduğu gibi büyük boy bordür taşları konarak emniyet sağlanabilir.
Gölün etrafında ufak tepecikler var, buralara kış, yaz dayanacak malzemeden banklar konulabilir, zemini ortama uygun yeşil taştan mekanlar yaratılabilir. Gece ışık oyunlarıyla zenginleştirilecek görüntüye herhalde doyum olmaz.
Çamların birçoğu hastalanmış, üstlerinde asalaklar oluşmuş, bunların bakımı, ilaçlanması yapılamaz mı?
Halkın piknik yaptığı çevre bakımsız. Buralar ormana yakışır malzemeyle tanzim edilebilir.
Faytonlara, faytonculara, atlara, temizlik, bakım, görünüş standardı getirilebilir.
* * *
ABANT'ı görenler bu satırları okuyunca "Sen neden söz ediyorsun, gölün etrafında çöp atılacak bir kutu bile bulamadık, o nedenle herkes çöpünü gezdiği yere bırakıyor. Henüz bu en basit sorunun bile farkında olan yok" diyeceklerdir.
Tüm bunlar eğer Abant gözden çıkartılmadıysa şu ihmalin yanında devede kulak kalır:
Abant Gölü bitiyor.
Gölün aşağı yukarı dörtte biri ya bataklık haline gelmiş ya da topraklaşmış.
Çünkü gölün suyu çekiliyor.
Aşağılara akıtılıyor.
Dağlardan, tepelerden gelen kar suyu bile gölün normal seviyesini bulmasını sağlayamıyor.
Çünkü gölden açılan bir ağızla gölün suyu bazı tesislerin önünden geçecek şekilde otobana doğru veriliyor.
Bu sabotajı yapanlar kim, nasıl buna cesaret edebiliyorlar?
Araştırılması gerekmez mi?
Ben bu gidişimde de Abant Gölü etrafında birkaç güzel gün geçirdim. Tahmin ederim, birkaç yıl sonrakiler "Abant'a gittim" diyecekler ama "Abant Gölü'ne gittim" diyemeyecekler.





Yazara E-Posta: dheper@milliyet.com.tr