Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Biz bu fıkrayı çok anlattık. Ama Türkiye'de dönüp dolaşıp aynı noktaya gelinince boşa geçen, harcanan zamana acıyanların silahı bu fıkradan başka ne olabilir? Suçluları öldürecek halimiz de, niyetimiz de yok. Toplumsal intikamımızı fıkrayla alalım, alın...
Beyefendi ile uşak seyahate çıkmışlar.
Beyefendi at üstünde, uşak yaya.
Yolda giderken beyefendi yerde bir inek pisliği görmüş.
Muzipliği tutmuş, uşağına:
"Şu pisliği yersen at senin olur, ben yürürüm, sen binersin" demiş.
Uşak pisliği yemiş. Ata atlamış.
Uşak atta, bey yaya yola devam etmişler. Ama bey bu durumu pek de hazmedememiş.
Şehre yaklaşırken yerde bir inek pisliği daha.
Beyefendi uşağa, "Şu pisliği yiyebilirsem atı bana iade eder misin?" demiş.
Anlaşmışlar.
Bey pisliği yemiş, uşak yere inmiş, bey ata atlamış. Ama birbirlerine sormadan da edememişler.
"Madem sonunda değişen bir şey olmayacaktı, peki bu pisliği biz niye yedik?"
* * *
ERKEN seçim kararı alındı.
Bu kadar erken, erken seçim kararı olmaz, denildi. Yani karar 18 Nisan'dan 8 ay önce alınmıştı. Belki de doğruydu, bu kadar erken, erken seçim kararı olmazdı. Ama oldu.
Oldu da ne oldu?
Siyaset tartışmalara boğuldu. Hükümet gitti.
Yeni hükümet arayışı günler aldı.
Yalım Erez başbakan olmak üzere iken, Ecevit koltuğa oturdu.
Belki de uzun süredir ilk kez AMAP - DYP bir konuda görüş birliğine vardı ve Ecevit'i destekledi.
Ve ilk kez çok azınlıkta olan bir parti DSP, Türkiye'de tek başına hükümet oldu.
Sıra aday belirlemeye geldi. Kavga çıktı. Sonra küskünler grubu oluştu.
Fazilet küskünlüğü nimet bildi.
Mümtaz Hoca akıl hocası oldu.
Necmettin Erbakan, Fazilet'te gölge lider olarak ipleri eline aldı.
"Fazilet - küskünler koalisyonu", hükümeti düşürüp seçimi geri bırakmak istedi.
Başbakan Ecevit bu hareketi "sivil darbe"ye benzetti.
Genelkurmay Başkanı ve Cumhurbaşkanı "uyarı" gibi demeç verdi.
Yelkenler suya indi.
Hükümet düşürülemedi. Küskünler dağıldı. Fazilet'te çatlaklar oluştu.
Anayasa Komisyonu dün seçimi erteleme teklifini 190. sıraya alınca, seçimin ertelenmesi de erteletmeciler bir mucize yaratamazsa fiilen kaldı.
* * *
"YANLIŞ hareketler, yararlı sonuçlara da vesile olabilir" diye düşünenler de oldu.
Pişmanlık yasası, partiler yasası, seçim yasası gibi yasalar acaba bu yanlış hareketin, başkaldırının sonunda gerçekleşemez miydi?
Bunlar da soru olarak kaldı.
Yani?..
Yanisi şu; günler geçti; hem de, kavgayla, dövüşle, darbe ve uyarı tartışmalarıyla...
Ve Türkiye bu kadar maceradan sonra dönüp dolaşıp aynı noktaya geldi.
Sanki; "Peki biz bu haltı niye yedik?" diye sormak için...




Yazara E-Posta: dheper@milliyet.com.tr