Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Nereden nereye geldik, nereye gidiyoruz?
28 Şubat sebep miydi, sonuç mu?
Siyasilerin ülkeyi yönetememelerinin sonucu.
Yönetim boşluk kabul etmezdi, 28 Şubat doldurdu.
Peki bununla siyaset adına, dolayısıyla ülke adına beklenen tüm olumlu gelişmeler sağlanamaz mıydı?
Sağlanabilirdi:
Yapısal reformlar, Seçim Yasası ve Partiler Yasası...
Ama olmadı.
Olması için 18 Nisan'da seçime gidilmemesi önerileri ortaya atıldı.
Bu yasalar için zaman lazımdı.
Ama 18 Nisan seçimleri kaçınılmaz hale gelince, arada küskünlerin çıkardığı mızıkçılığı saymazsak, adeta kamuoyu ittifakıyla erken seçime "evet" denildi.
* * *
PEKİ bu seçimden ne bekleniyor, ne olabilir?
Büyük bir ihtimalle 18 Nisan'dan kısa bir süre sonra Türkiye yeni bir seçime gider.
Eğer parti liderleri, biraz daha uzak görüşlülük kazandılarsa, bundan başka çare yok gibi görünüyor.
Neden?
Önce bu seçime katılma oranı herhalde çok düşük olacak.
Oy verme bazı yerlerde 16.00'da bitiyor. 15.00'te biten bölgeler bile var.
Bir sandığa 180 kişi düşüyor.
Bir kişi için ortalama 10 dakika ayırsanız kuyrukta 10 kişiyi bekleme süreniz 100 dakika eder.
Pazar günü hava da güzel olursa, vatandaşın büyük bir bölümü asgari 100 dakika beklemeyebilir.
Bazı radikal grupların sıraya girerek kuyruğu uzun gösterip kendi dışlarındakileri kaçırma taktiklerinden söz edenler de var.
Bu seçimde anket yasağı da kamuoyunun sıhhatli oluşmasına engel teşkil etti. Bunun da bir dahaki seçim için düzeltilmesi gerekiyor.
Seçim Yasası değiştirilmeden, Partiler Yasası değiştirilmeden yapılacak seçimle Meclis'e eğer 6 parti girmeyi başarırsa 3 veya 4 partili bir koalisyon kurulması ihtimali ağırlık kazanıyor.
Tüm bunlar dikkate alındığında, 18 Nisan Meclisi'nin bir kurucu meclis gibi hareket etmesinden daha akla yakın ne olabilir?
Tabii ülke yararı düşünülürse.
* * *
GECTİĞİMİZ hükümetler reform sayılabilecek neyi başarabildiler?
8 yıllık kesintisiz eğitim.
Eksik ve aksak da olsa Vergi Yasası.
Sosyal güvenlik reformu, finans reformu, adalet reformu, sağlık ve eğitim reformu, bölgeler arası dengesizliklerin giderilmesi, özelleştirme, tarım reformu, yeniden sanayileşme, AB ile bütünleşme, kamu hizmetleri reformu, yerel yönetimler reformu başta olmak üzere diğer yasalar bekliyor. Başta da değindiğimiz gibi partiler ve seçim yasası da sırada. Demokratikleşme konusunda atılacak adımlar da.
Oysa yapısal reformlar paketi ancak geniş bir konsensüsle gerçekleştirilebilir.
Reform ihtiyacını her kesim belirtse de, o her kesimin ayrı talepleri de var.
İşte bunun için de geniş bir konsensüs gerekiyor.
Eğer önümüzdeki 18 Nisan Meclisi tüm eksiklikleri ve aksaklıkları bir sonraki seçim için acilen gidermeyi ve bir kurucu meclis gibi beklenen bazı yasaları hemen çıkartmayı başarırsa en geç iki yıl sonra Türkiye daha iyi bir ortamda, daha yararlı sonuç verecek bir seçime de hazır olmalıdır.



Yazara E-Posta: dheper@milliyet.com.tr